Bölüm 6

660 60 6
                                    

Kucma birkaç yüz metre ileride kendisine gelmeye çalışırken Üykül de seri adımlarla hayvana doğru gidiyordu. Etkisinde kaldığı gücün büyüklüğü hayvanın bitap düşmesinden belli oluyordu: ne kalkıp saldırıya geçebiliyor; ne geri kaçabiliyor ne de kendisini öldürüp bu savaşı bitirebiliyordu. Eğer Ritka şu anda hayvanın beynini görebilseydi veya düşüncelerini duyabilseydi hayvanın girdiği şok dolayısıyla ne kendisini ne içinde bulunduğu ormanı ne de burada olduğunu artık bilmediğini görebilirdi. Hislerini hissedebilseydi şayet korku, endişe, aşağılanmışlık, umutsuzluk hissedebilirdi sadece.

Üykül'ün ise öyle bir yürüyüşü vardı ki hayvana doğru sanki her adımında etrafa musibet, kin, nefret, intikam duyguları yayılıyordu; attığı her adımda toprak işkence çekiyordu. Gözlerini hayvandan hiç ayırmadan yürümeye devam ediyordu Üykül. Kendisini ifade etmek isterken sırf ender bulunan; kutsal kabul edilen bir hayvan olduğu için saygıyla hareket etmek isterken hayvan ona aklınca tuzak kurarak Üykül'ü aşağılamıştı. Üykül bunu hayvanın yanına bırakmazdı ki bu durum Ritka'nın olmasını istediği bir şey değildi. Bu yüzden uçmayla koşma arasında bir hareketle kucamaya doğru ilerlemeye başladı.

"Üykül dur!" söyleyebildiği tek şey buydu ama bunu söylerken Üykül'ün demir yumruk hamlesini görmüştü. Bir tarafı çekilmek niyetinde değilken diğer tarafı bu adamdan sonsuza kadar kaçmak niyetindeydi. Üykül, demir yumruk için sol ayağını yere sağlamlaştırıp sağ kolunu geriye doğru çekerken etraftaki enerji dalgalanması neredeyse gözle görülebilir bir hale gelmişti: enerji düzeyi o kadar yüksekti ki yumruğun enerjisi haricindeki tüm enerji güneşin yanındaki yıldızlara dönmüştü. Ritka ne tabiatın ne de içindeki canlıların enerjisini duyumsayabilmişti.

Üykül, Ritka'ya yapmış olduğu büyüye güvenerek enerjisinin bir kısmıyla demir yumruk tekniğini kullanmaya karar vermişti çoktan: ne de olsa şeffaf olan Ritka'nın içinden geçerek kucmaya bu saldırıyı yine de yapabilirdi. Ve tüm gücüyle yumruğunu salladı.

Tumpf... ilk kez bu seviyede bir güç kullanmıştı Üykül. Çıkan ses aynen bu şekildeydi: sanki çok büyük bir patlama olacakmış da sonra aniden susturulmuş gibi. Daha da ilginç olanı Ritka'nın saydam formdan çıkmış; Üykül'ün de bu enerji patlaması ile sendelemiş olmasıydı. Ritka ne olduğunu anlayamamıştı henüz çünkü bedenine bakmamıştı ama Üykül'ün şaşkın ifadesini gayet net görebiliyordu: Üykül ve şaşırmak, Ritka resmen şok olmuştu. İkisi de kucmaya dönüp baktıklarında hayvanın ensesindeki tüm tüyleri kabartmış daha da önemlisi gücünü toplamış olmasıydı:

"seninle muahedeyi kabul ediyorum insan, bu yüzden sana tekrar saldırmayacağım ve ormanımı patırtısız bir şekilde terk edebilmeni de sağlayacağım."

"sen nasıl hayatta kalabilirsin ki?"

"yumruğunun gücünden arta kalanı soğurdum insan"

"arta kalan?"

"attığın yumruğun enerjisinin bir kısmı yaptığın büyüyü bozdu, kalan kısmını da ben soğurdum ve gücüm yerine geldi. Seninle mücadeleye devam edebilirim tekrar ama muahedeni kabul ediyorum"

Bu sırada Ritka sanki onu durdurabilme ihtimali varmış gibi Üykül'ü kontrol ediyordu, ikisinin karşılıklı durmasına bakılırsa anlaşılan yine beyinlerinden konuşuyorlardı. Birkaç dakika bu şekilde bekledikten sonra hayvan kabarmış olan tüylerini indirdi ve usulca Ritka'ya yaklaşmaya başladı:

"sonuçlarını öngörebilmiş miydin insan?"

"ta-tat-tabiki de göremedim sen kimsin: baykuş mu?"

"hayır, ben bu ormanın sahibiyim. Seni ismimle ve remzimle takdis ediyorum: benim adım Emet" ismini söylerken iki ayağının üstüne kalkmıştı ve Ritka bu esnada sağ göğsünde garip bir baskı hissetmişti sadece. İkisine aynı anda konuştu bu sefer:

ejderha günceleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin