Bölüm 3

768 72 5
                                    


Her ne kadar Ritka bilmiyor; Üykül ise anlatamıyor olsa da Ritka enerji soğurmaya kendini o kadar kaptırmıştı ki silahın bütün enerjisini çekmişti ve bu enerjiyi nereye depolayacağını bilmediği için hem silahtaki hem de dentiasındaki enerjiyi ruhuna çekmişti. Bu durum başarılamayacak bir durum olmasa da hiç kimse enerji vererek ruhunu beslemezdi zira ruh yapısı gereği doymak veya dolmak bilmezdi. İşte Ritkanın sorunu da tam bu noktada başlamıştı: enerjisini dentiasına çekerken onu dentiayı genişletmek için kullanmayı akıl edememiş, ancak bilincinin son zerreleri ile bu enerjiyi ruhuna göndermiş, hacimsel olarak boş kalan dentia da enerji boşluğunu doldurmak için Ritkanın bünyesinde mevcut olan enerjiyi soğurmuş böylelikle de bedeni güçsüz düşmüştü. Üykül'ün kızma sebebi ise hasbel kader ruhuna göndermeye başladığı enerjiyi dentiasına geri çekmemesi idi. Üykül durumu tahmin edip gök gri kurdun cevherini kullanarak dentiaya yeteri kadar enerji göndermekte gecikmiş olsa idi muhtemelen Üykül yola tek başına devam edecekti.

Üykül'ün bile henüz tahmin edemediği birkaç şey vardı elbette. Bunlardan birincisi Ritkanın oniki seviyesine gelene kadar dentiasında hapsettiği saf temel enerjisinin tamamının ruha gitmiş olduğu ikincisi ise gök gri kurt cevheri ile sağlamış olduğu enerjinin deyim yerindeyse serseri mayın gibi olmasıydı. Üykül ise enerji kontrolü konusunda zaten sorunları olan birisiydi: bu dengesiz enerjinin dengelenmesi konusunda nerdeyse hiçbir bilgisi yoktu, bildikleri ise tamamen teorik yaklaşımlardı: özetle sonuçları net olmayan şeylerdi.

Üykül bir taraftan ne yapabileceğini düşünürken diğer taraftan kimden yardım alabileceğini düşünüyordu. Ancak yardım alabileceği tek kişi bu işlerle uğraşmaktan kayışı attırmıştı, bu yüzden de yeri hakkında sadece Oykan şehrinde olduğunu biliyordu. Yönlerini o tarafa çevirmeleri hem yollarını uzatacak hem de nerede olduğunu bilmedikleri bir adamın peşinden koşturmuş olacaklardı. Bu yüzden Üykül ne yapacağını tam olarak bilemiyordu bu yüzden hızlıca karar vermesi gerekiyordu. Sınırsız gücünün belki de tek avantajı buydu.

Öncelikle Ritka'yı doyurması gerekiyordu ki Ritka'nın durumu göz önüne alınınca bu normal yollardan imkansızdı. Bu yüzden hızlıca geyik veya buna benzer bir hayvan avlamalı ve bagırsandan bir hortum yaparak midesine ulaştırmalıydı. Hızlaca Ritkanın etrafına bir koruyucu büyü yaparak avlanmaya gitti. Arazi tek tük ağaçların olduğu yemyeşil bir araziydi ve muhtemelen bulabileceği tek şey ilerideki kayalık alanda olması muhtemel dağ keçileri idi.

On dakikalık yolu etrafta kimsenin olmamasından faydalanarak teknikle birkaç saniye içerisinde kat etti. dağ keçilerini görmemişti henüz ama umudunu da kaybetmiş değildi. Kayalığın etrafındaki akasya ağaçlarını çok severlerdi ne de olsa. Akasya ağaçlarının kenarına geldiği zaman ağaçta tünemiş bir alaca baykuş gördü Üykül, tam da o sırada sol tarafında kayalıklarda bir dağ keçisinin sıçradığına şahit oldu. Sonra gayet tok bir çarpışma sesi geldi. Üykül ikinci keçiyi de görmüştü: iki keçi bir sebepten dolayı bir birleri ile kavga ediyorlardı ve bu çok iyi bir durumdu.

İki keçi bir birlerini tartarken Üykül, sadaktan aldığı bir oku yaya yerleştirirken bir diğerini yüzük ve serçe parmaklarının arasına koydu: arka arkaya iki atış yapacaktı. Birinci okla hedef aldığı hayvan kesinlikle ölecekti ikincisine canlı olarak ihtiyacı vardı. Hayvanlar daha ne olduğunu anlayamadan birisi kalbine giren bir okla canını teslim etmişti, diğeri ise boyun omuruna giren bir okla felç olmuştu. Üykül, ilk önce alaca baykuşu boyutsal yüzüğüne yolladı, hayvanın uykusu bu kadar derin olmasaydı muhtemelen bu iş bu kadar kolay olmazdı. Yine teknik kullanarak hayvanların yanına gitti ve ikisini de boyutsal yüzüğüne gönderdi. Geri dönüşü buraya gelişinden daha hızlı olmuştu.

ejderha günceleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin