Alışveriş

3.6K 109 59
                                    

Derin bir nefes aldım ve gelebilecek her türlü tepkiye kendimi hazırladım. Eninde sonunda biri sesini yükseltecekti.

"Herkes için beklenmedik bir şeydi ama yapacak bir şey yok bu yüzden ortamı germeye lüzum yok. Yemekler soğumadan masaya geçelim konuşmaya orada devam ederiz." dedi Rezan Hanım.

Ramiz Ağa histerik bir şekilde güldü ve "Bir tane daha Altan'a katlanır mıyım bilmiyorum." dedi.
Ramiz Ağa'nın sesini duyduğumda dudaklarımı ısırıyordum. Muhtemelen ağzımın iç kısmı yara olacaktı.

"İşlerim var önemli bir şey konuşmayacaksak çenemizi yormayalım."dedi Altan Ağa. Ardından Rezan Hanım masaya oturmamız konusunda ısrar etti.

Onlarla aynı odada olmak bile sıkıntıyken şimdi de birlikte yemek mi yiyecektik. Biri bu tiyatroya dur demeliydi.

Masaya oturmayan Altan Ağa ve ben kalmıştık. Başlamak için bizi bekliyorlardı. Altan Ağa ayağa kalktı ve bana döndü ne söyleyeceğini tahmin edebiliyordum.

"Kalk." dediğinde bakışların üzerimizde yoğunlaştığını hissedebiliyordum. Yavaşça ayağa kalktıktan sonra gözlerimi gözlerine diktim.

"Gelin hanım naz yapıyor galiba." dedi Altan Ağa'nın annesi.

"Bu konuşma amacından sapıyor. Daha sonra aklınız başındayken konuşmak isterseniz odamda olacağım." dedi Altan Ağa ve birlikte odadan çıktık.
Altan Ağa'nın o masaya oturmaması içimi rahatlatmıştı. Daha fazla gerilmek istemiyordum.

Odaya girmiştik Altan Ağa kendini yatağa attı ve ellerini başının altına koydu.

Etrafa göz gezdirdim burada sadece bir tane yatak vardı. Bunu zaten biliyordum ama burada kalacaksam yatacak bir yerim de olmalıydı.
Gece olunca bu konuya bir çözüm bulurduk. Şimdilik odanın köşesindeki sandalye-koltuk benzeri şeye oturdum.

"Sen inanıyor musun? Ben böyle bir evliliğin gerçekleşeceğini düşünemiyorum. Sanki bu olanlar gerçek değil." dedim ve vereceği cevabı bekledim.

"Belki." dedi ve doğruldu.
Pencereden dışarı bakıyordu, belki de ne yapacağını düşünüyordu.

"Babaannem düğün yapmak isteyecektir ama bunu kabul etmeyeceğim iki tane imza yeterli."

"Bence de öyle olmalı."

Böyle şeylere hiç gerek yoktu özellikle iki imza, iki sahte imza için.

"İkimizde rolümüzü güzel oynarsak her şey yolunda olacaktır." dedi telefonunda bir şeyler yaparken.

Yine önemli bir haber almış olmalıydı yüz hatları gerilmişti. İstanbul'da olduğu gibi burada da her ani bir haberde evden ayrılırsa ben kurtlar sofrasında meze olacaktım.

"Bir şey mi oldu?" diye sordum.

"Her zaman olan şeyler sen beni boşver. Bugün ziyaretçilerin olacaktır."

Ne yazık ki haklıydı kimse böyle bir şeyi hemen kabullenmezdi soru yağmuruna, nefret dolu bakışlara maruz kalmaya devam edecektim.

Aradan birkaç saat geçmişti Altan Ağa birlikte vakit geçirdiğimizi görsünler diye terasa çıkmıştık. Hava çok soğuk olduğu için üzerime ceketimi almıştım.

Biz yukarı çıkarken Zülal görmüştü ve bizi yalnız bırakmayacağı belliydi.

Altan Ağa iki tane kahve isterken Zülal üç olsun diyerek araya girdi. Ben Altan Ağa'nın yanında oturuyordum, Zülal de bizim karşımızda oturdu.

"Abi ben yanına geldiğimde böyle bir şey var mıydı?" dedi Zülal.
O zaman beni Altan Ağa'yı ayartmakla suçluyordu. Ona sadece hizmetçi olduğumu söylemiştim hatta evi terkettiğimde biraz olsun inanmış gibiydi.

KİMSESİZ #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin