"Sen henüz iyileşmedin burada kalalım. İstediğin bir şey varsa ben alıp gelirim." dedim Altan Ağa kapıyı açarken."Dicle ben iyiyim ve ne dersen de ben gidiyorum. Tek başına burada kalmak istiyorsan kal." dedi ve kolumu bırakıp odadan çıktı.
Onunla geleceğimi adı gibi biliyordu. Peşinden gittim.
Bu halde yataktan çıkmayı aklına nasıl getirebiliyordu?"En azından yavaş ol." dedikten sonra Altan Ağa hafifçe gülümsedi.
"Nereye gidiyoruz?" diye sordum.
"Odanı görmekte kararlı mısın?"
"Evet istiyorum." dedim yutkunduktan sonra.
Ortalıkta hizmetçilerden başka kimse yoktu. Bizi gördüklerinde yüzlerindeki ifade değişiyordu.
Ellerimi enseme götürüp ensemi kaşıdım. Adımlarımı hızlandırarak Altan Ağa'yla aramdaki mesafeyi kapattım.
Odamın önüne geldiğimizde duraksadık.
Altan Ağa bana baktı ve "Bıraktığın gibi bulamayabilirsin." dedi.Yavaşça kapıyı açtım ve içeriye girdim. Altan Ağa benimle girmemişti.
Bazı şeyler dışında hiç değişmemişti. Yatağıma doğru adım attım. Altan Ağa'nın beni izlemediğine emin olduktan sonra yatağa oturdum.
Annemin kokusu hâlâ burada saklıymış gibiydi.Başka birinin kaldığını anlamıştım. Banyoda yeni kullanılmış, içinde hâlâ saç bulunan tarak vardı. Ortalıkta bulunan bazı kıyafetlerde benim olmayan kıyafetlerdi.
En önemlisi de dolabımda ne annemin ne benim kıyafetim vardı.Rüyamı hatırlamıştım annem yaşıyordu buradaydı.
Keşke o rüya gerçek olsaydı...Dışarı çıkmadan önce kendime çekidüzen verdim.
Altan Ağa hâlâ bekliyordu, yüzüne bakmamaya çalışarak "Gidelim." dedim.
Konaktan çıkmıştık, bizi izliyorlardı bunu hissediyordum. Arkama dönmedim ve Altan Ağa'yı takip ettim.
Altan Ağa'nın arabasının önüne geldiğimizde durdu ve "İyi misin?" diye sordu.
Evet anlamında kafamı salladım ve arabaya bindik.
"Nereye gidiyoruz?"
"Seni kalacağın yere götürüyorum." dediğinde yol boyunca ikimiz de konuşmadık.
Konağa göre oldukça küçük, bahçeli, güzel bir evin önünde durduk. Arabadan indik ve kapıya doğru ilerledik.
Altan Ağa kapının önünde bulunan iki kişilik masaya oturdu.
Yanına gidip onun oturduğunun tersi şeklinde oturdum ve "İyi görünmüyorsun en azından içeri girelim." dedim.
"Şirketten anahtar gelecek şimdi." dedi ve başını ellerininin arasına aldı.
Gün geçtikçe yok oluşunu izliyor gibiydim. Kendime onun işlerine bulaşmayacağım konusunda söz vermiştim. Ne yazık ki bu mümkün değildi.
Canı yanıyordu bunu her hareketinden anlıyordum.
Şu an yanında olduğum halde mutlu olmamamın tek sebebi onu bu şekilde görmekti.Siyah bir araba gelmişti Altan Ağa yerinden kalktı ve arabadaki adamın yanına gelmesini bekledi.
Anahtarı aldıktan sonra eve girdik içerisi dışarıdan daha soğuktu.
Ondan yanımda kalmasını istemekle bencilleşemezdim. Onun konağa gidip dinlenmesi gerekiyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/13873016-288-k220034.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSESİZ #Wattys2019
RomanceDicle, yapraklarını teker teker düşüren sonbahar ağacı gibi sonunda yine kendisiyle başbaşa kalmıştı . Yalnızlığın kıyısında kaybolmuşken fark etmeden tutunduğu bir liman onun tek sığınağı olmuştu. Artık kaybedecek çok şeyi vardı. Onun en de...