Multi: Engin"Oğuz nasıl bir şey bulamazsınız! İsteseniz kökümü buluyorsunuz da kızın bir tane adresini bulamıyor musunuz?"
"Rüzgar kız büyük ihtimalle soyadını değiştirmiş. Takip edelim dedik ama en az on tane eve girip çıktı. Anlamadığım da hepsi kenar mahallesindeydi. Kıza fakir diyeceğim de o zaman bu okula nasıl gelebiliyor? Valla başka bir şey bulamadık." Sinirden yerimde duramıyordum.
Kız yine dünkü oturduğu banktaydı. Dün kalın kitap okuyordu. Bugünse daha ince bir kitap okuyordu. En iyisi gidip kızla konuşmak. İnsan gibi konuşalım bakalım. "Ama ben bu kızı konuşturmazsam bana da Rüzgar demesinler."
"Demeyiz Rüzgar." Oğuz'a baktığımda sırıtıyordu. "İçinden konuşurken sesli konuştun. Onun için dedim" Göz devirip etrafa baktım. Daha sonra da Oğuz'a "Bugün senin kız gelmiş mi?""Yine gelmemiş ama gerekirse evine gideceğim. Kaç gündür gözüme uyku girmedi." Cümlesini tamamlarken güldü. Oğuz ve uyumamak hiç uyuşmuyordu.
"Siz sınıfa gidin ben şu kızı konuşturmaya çalışın. Hocalara da bir şeyler bulun. Canım istemezse derse de girmem." Gittiklerinde elimi saçıma daldırıp biraz karıştırıp yönümü kıza döndürdüm. Kız karşıdan beni görünce biraz yüzüme baktı. Sonra da kitabına geri döndü. Nasıl lan? Hiç mi etkilenmemiş miydi? Okuldaki bütün kızlar benden etkilenmiştir. Hepsi köpekler gibi peşimdeydi. Ama bu kız sadece yüzüme bakıyordu. Yanına oturduğumda ne okuduğuna baktım. Bir satırın altı çiziliydi.
Özgürsen sorun yok. Gökyüzü hala senin.
Şimdi bu ne demekti? Kitapları hiçbir zaman sevmemişimdir. Çok sıkıcı gelir. Bence uykunun gelmesi içindi. Kızı izlemeye başladım. Gömleği yine düzgündü. Bugün etek giymiş ve bu sefer saçlarını topuz yapmış. Ama birkaç yerinden saçı çıkmış. İzlerken rahatsız olmuşçasına kımıldadı. En iyisi ilk adımı atmaktı. "Ben Rüzgar. Sen kimsin?" Ama hiç bir şey demedi. Zil çaldığında etrafa hızlıca göz gezdirdi. Sonra da bana gözlerime dikkatle baktı. Yine yüzünde ifadesizlik vardı.Neden gizemliydi? Sağır değildi. Artık bundan emindim. Dilsize de benzemiyordu. Çünkü dilsizler genellikle ifadeleri ile konuşurlardı. Acaba kendisi mı istiyordu? Kitabını çantasına koyup ayağa kalktı. Bileğinden tuttum. Neden tuttuğumu bende bilmiyordum. İçimdeki dürtüyle yapmıştım. Bana bakmadan hızlıca elini çekti. Sinirlenmişe benziyordu. Ama dün kucağımdan kalkarken bile bu kadar sinirlenmemişti. İçimdeki ses ise bu kızın kim olduğunu iyice merak etmemi sağlayan bir şeyler söylüyordu. En iyisi kantine gitmek.
Kantinde iken Ayşegül bana bakıp duruyordu. Bir insan bu kadar mı yüzsüz olurdu? Yanındaki arkadaşlarına bir şeyler söyledi. Onlar da bana bakıp güldüler. Çayımdan bir yudum aldığımda Okyanus'u gördüm. Ayşegül ise benim ona baktığımı fark etti. Okyanus yanından geçerken ayağını koydu ve yere düşürdü. Hızlıca sandalyeden kalkıp yanına gittim. Üstüne bakarken bacağındaki kızarıklığına baktım. Çantası düşmüş ve kitapları dağılmıştı. Herkes gülerken bizim çocuklar da gelmiş ve kenardan bakıyorlardı.
Ayağa kalkması için elimi uzattığımda sadece baktı. Sonra da kendi eliyle yerden destek alıp kalktı. Kitaplarını toplamaya başladı. Önüne kitap gelmişti. Sabaha okuduğu kitaptı. Kitabı elime aldığımda o da diğerlerini toplamıştı. Elime baktığında uzattım. Kitabı hızlıca alıp gitti. Herkes şaşkınca bana bakıyordu. Çünkü ilk defa birine yardım etmiştim. Ben neler yapmaya başladım...
1 HAFTA SONRA
Kızla ilgili hiçbir şey bulamamıştık. Kız başta günde birkaç eve giderken şimdi her gün başka birinin evine gidiyordu. Akrabaları diye düşünmüştük. Fakat hiçbir ev birbiriyle bağlantılı değildi. Nihayet Oğuz'un kızı gelmişti. Oğuz önden gidiyordu. Biz de Cenk ile takip ediyorduk. Kavga kokusu alanlar da peşimizden geliyordu. Oğuz durup karşı tarafı işaret ettiğinde baktım. İki kapalı kız vardı. Şimdi biz kapalı bir kızı mı dövecektik. Bu iş eğlenceli olacağa benziyordu. Oğuz sağdaki kızı işaret etti. Kıza seslendiğinde bize döndü. Bizden küçüğe benziyordu. Oğuz ve Cenk sırıtıyorlardı. Yine ben yapacaktım ve zevkli olacaktı. Kıza bir adım attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGAR KELEBEĞİ
RomanceHayat bir kelebeğin ömrü kadardır... Ne kırmaya gelir ne de kırılmaya... Peki kim kelebek olmak ister ki? Okyanus kelebek olmayı seçti. Hep zamana karşı oynadı. Peki bir gün yirmi dördünü tamamlar, zamana yenilirse arkasında ne bırakır? Belki bi...