-39-Boncuk

31 2 0
                                    

Rüzgar'dan
Günümüz 2023

Kulağımdaki kulaklık ile koşarken kafamı kurcalayan düşünceler yeniden kendini belli etmişti. Tatil için buraya geldiğim günden beri bazı şeyler tuhaf gelmeye başlamıştı. Özellikle Oğuz'a rüyamdaki kadını anlattıktan sonra. Oğuz dalgın ve bazı gizli konuşmalar yapar olmuştu. Kimle konuştuğunu sorduğumda kadınlarla dese de öyle değildi. Bir iki defa erkek sesi duymuş ve diğerlerinde konuştuğu kadının sesi tanıdık gelmişti. Fakat kim olduğunu çıkaramamıştım. Geçen gün telefonundan son aramalarına baktığımda kayıtlı bir numara değildi.

En sonunda dinlenme yerim haline gelen banka geldiğimde kulaklıkları kulağımdan çekip cebime attım. Banka oturunca eğilip yere koyduğum su şişesini kafama diktim. Bacağıma sürtünen şey ile başta irkilince elimdeki su şişesini yere düşürdüm. Su etrafa yayılırken bankın altına baktım. Yeşil gözlü beyaz-sarı tüyleri olan bir kediydi. Elimi uzattığımda birkaç saniye baksa da sonra korkar adımlar ile elime doğru geldi ve kokladı. Daha sonra da elimi banktan uzaklaştırınca bankın altından çıkmış oldu. Korkutmadan kediyi tutup kucağıma koyduğumda tüylerini sevmeye başladım. Sevdikçe kucağıma yayılan kediden memnun olduğuna dair mırıltılar çıkıyordu. Bu haline gülümsedim. Yavru bir kediydi ve buralardan da arabalar fazla geçiyordu. Aklıma gelen fikri biraz tarttığımda Oğuz'a mesaj attım. Oğuz'dan da olumlu bir yanıt almam gerekiyordu. Zira kedilerden pek fazla hoşlanan biri değildi. Birkaç dakika sonra mesaj sesi ile telefona baktım. Oğuz ile biraz mesajlaştıktan sonra olumlu yanıt almıştım sonunda. Elimi çektiğimde kedinin gözleri açılmış ve kafasını kaldırıp bana bakmıştı. Dikkatlice tutup yüzümle aynı hizaya getirip kaldırdığımda boncuk yeşil gözleri ile bana bakıyordu. "İlk olarak seni bir veterinere götürsek iyi olur. Hem sana biraz mama da alırız. Seninle iyi anlaşacağız bence. Ne dersin Boncuk."

...

Boncuk ismini koyduğum kedimin veterinerde işlerini hallettikten sonra maması ve temizliği ile ilgili olan şeyleri de aldıktan sonra eve geçtim. Yatak odasında pencerenin önüne Boncuğun yatağını ayarladıktan sonra onu oraya koydum. Duşa girip çıktığımda uyumuş olduğunu görünce çok çabuk alıştığını düşündüm. İnsanlar konusunda ne kadar katı olsam da hayvanlar konusunda genellikle merhametli davranırdım. Bunu da bilen insan sayısı çok azdı. Yani sadece Oğuz'du. Aklıma doluşan düşünceler ile elim kendiliğinden sıkılmıştı. Farkında olmadan yaptığım hareketlerden biriydi. Ne zaman sinirlensem ya da üzülsem elimi sıkardım. Eğer öyle bir şey olduğunda barda isem kavga etmişliğimde vardı. Tabi bunun içki ve karşımdaki sarhoş adamın da etkisi vardı. Üstüme gömleği geçirip düğmelerini iliklediğimde aynadan kendime bakıp odadan çıktım. Oğuz'un bugün sabah toplantısı olduğu için evde yoktu. Sessiz ve sakin bir şekilde şirkete gidebilecektim yani. Kahvaltıyı yaptıktan sonra Boncuk için yere mama kabına biraz mama ve su koyduktan sonra evden ayrıldım.

...

Telefonuma gelen mesaj sesi ile çalan müzik birkaç saniyeliğine kesilmişti. En nefret ettiğim şeylerden biriydi. Ekrana baktığımda her zamanki gibi Oğuz'un mesaj attığını görmem ile nefesimi seslice dışarı bıraktım. Mesaja baktığımda eve gelmeden alışveriş yapmamı karşılık olarak da bir hafta evin temizliğini yapacağına dair mesajı vardı. Oğuz benim karşılıksız böyle bir şeyi yapmayacağını biliyordu. İstemsizce gülümsediğimde tamam yazdım ve gerekli olan malzemeleri atmasını mesaj attım. Telefonu cebime koyduktan sonra hesabı ödeyip lokantadan çıktım. Bugün fazlasıyla acıkmış eve kadar sabremeyeceğimi düşününce ilk bulduğum lokantaya gelmiştim. Arabayı çalıştırdıktan bir süre sonra mesaj sesi gelmişti. Oğuz'un atacağını bildiğim için bakmadım ve ilk gördüğüm marketin yakınına arabayı park ettim.
Markete girdiğimde içeride çalan müzik dikkatimi çekmişti. Ergenlik yıllarımda dinlediğim bir şarkıydı ve dinlemeyeli uzun zaman olmuştu. Oğuz'un attığı mesajdaki malzemeleri alırken bir yandan şarkıyı mırıldanıyordum. Hala ezberimdeydi. Bir elimle mesaja bakarken bir yandan da alışveriş arabasını sürüyordum. Bir yere çarpmam ile kafamı kaldırdım. Karşımda kahverengi- sarı saçlı bir kadın vardı. Elindekileri benim çarpmam ile düşürmüş olduğunu tahmin ettiğim poşetlere bakıyordu. Kafasını kaldırıp bana baktığında çatık kaşları daha da havalanmıştı. Gözlerinde garip bir ifade vardı. Telefonu cebime koyduğumda arabayı kenara çekip yanına gittim. Eğilip poşetleri alıp kadına uzattığımda hala bana bakıyordu. Sanki hayalet görmüş gibiydi. "Kusura bakmayın telefona bakarken sizi görmedim."
Kadın donmuş bir ifade ile bana bakarken kadını süzdüm. Kumral, yeşil gözlü ve güzel bir kadındı. Anladığım ve gördüğüm kadarıyla yirmili yaşlardaydı. "Be..ben teşekkür ederim." Elimdeki poşeti elimden alıp kendine çekti ve hızlıca arkasına dönüp koşar adımlarla marketin rafları arasında gözden kayboldu. Garip gelen durum karşısında omuzlarımı silkip market arabasını tekrardan sürmeye başladım ve listedeki diğer malzemeleri aldım.

(...)

Eve geldiğimde karşımda gördüğüm manzara karşısında kahkaha atmıştım. Boncuk Oğuz'un omzuna kadar tırmanmış ve boynunu yalıyordu. Oğuz ise hiç bir şey yapamaz hale gelmişti. Bir süre gülerken Oğuz'un küfürlerine mazur kalmıştım. Oğuz'un hali daha da kötü hale gelirken gülmeyi bırakıp Boncuğu aldım. Oğuz bir süre öylece oturmaya devam etti. Oğuz boynundan çok çabuk etkilenen biriydi. En küçük bir dokunuşta bile mefta hala gelirdi. Eskiden bu zaafını fark ettiğim zamanlar ona fazlasıyla çektirmiştim. Sevgili olduğu kızlara Oğuz'un boynu ile oynanmasından çok hoşlandığını söylemiş ve Oğuz'un halden hale girişini izlemiştim. Sonucunda da bir ayrılma ve Oğuz'un benden öç alması sırayla geliyordu. Oğuz hareket eder hale gelince hızlıca üst kata çıktı. Tahminimce lavaboya boynunu yıkamaya gitmişti.
Boncuğun kucağımda yayılması ile başını okşamaya başladım. "Senle Oğuz'a güzel işkenceler yapacağız Boncuk. Çok güzel eğleneceğiz."

"Ben seni eğlendireceğim Rüzgar bey. Ulan kaç dakikadır orada kaskatı kesilip oturduğumdan haberin var mı? Kafanda vardı dimi bu. Bunun için özellikle eve gelmesini istedin." Karşımdaki koltuğa oturdu. Oğuz kediye ölümcül bakışlar atarken Boncuk uykuya dalmıştı bile. "Bakma kediye öyle. Zamanla sende alışırsın. Ayrıca kedinin oraya kadar çıktığına göre seninde izin vermiş olman gerek. Doğru tahmin mi?"
"Tahmin doğru doğru da ne bileyim ben onun yalayacağını. Aklımdan gram öyle bir şey geçmedi. Her neyse kediyi git götür yatağına da sende zıbar. Sabah kahvaltımı yatağıma bekliyorum." Koltuğa yattığında kafasının altına yastığı koydu. "Mesajda yazdıklarını unuttun sanırım?"

"Yo unutmadım. Ama orada temizlik yazıyordu. Kahvaltı temizlik değil ki kedinin yaptıklarına say yavrum." Göz kırptığında içimdeki el hareketi çekme hissine uymayıp kediyi dikkatlice alıp kalktım. "Zıbar Oğuz ve yarın sabaha uyanama inşallah." Merdivenlerden çıkarken Oğuz kahkaha attı.
Boncuğu yerine koyduktan sonra gömlek ile pantolonu çıkarıp yatağa girdim. Gözlerimi kapattığımda markette gördüğüm kadın aklıma geldi. Kadının bakışları garip hissettirmişti. Başta etkilendi diye düşünmüştüm fakat o kadar uzun süre bakması etkilenmek dışında diye de düşündürmüştü. Yatakta sağa dönüp gözlerimi açtığımda karanlık odayı aydınlatan sokak lambasının ışıkları vuruyordu. Bir süre öylece bakarken gözlerimin yavaşça kapanması ile düşünmeye ara verip kendimi bıraktım.


Merhabalar. Çok uzun zamandır bölüm yazmıyordum ve yayınlamıyordum. Fakat artık zamanının geldiğini anlayıp yayınlamaya karar verdim. Hala hikayeyi okumaya devam edecekler var mı bilmiyorum ama birkaç kişi de olsa umarım devam edecek birileri olur. Bu arada birkaç yorum bırakabilir misiniz?
Bölümleri artık sık sık yazıp atmaya çalışacağım. Yaklaşık iki sene sonra yazmak garip hissettirse de zorlasa da bu hikayeyi yarım bırakmak istemedim. Kendinize çok iyi bakın.

25:11:2020

RÜZGAR KELEBEĞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin