-27- Dudakları kalbime

85 9 14
                                    

Multi: Okyanus'un giydiği kıyafetler
İyi okumalar...
Uyarı: Bu bölümde normale göre biraz fazla küfür içermektedir.


Bu çocuğun değdiği yerler neden suyun altında terliyor ya. Yok vücudum beni dinlemiyor. Bir de sarılınca iyice yanmaya başladım. "Şimdi bacaklarını çırp." Dediğini yapmaya başladım. Ama bir iki dakika sonra yoruldum. "Rüzgar yoruldum ben" dediğimde yüzüme baktı. "Okyanus at gibi koşarken yorulmuyorsun da yüzerken mi yoruluyorsun?"

"Ne yapabilirim. Belki içimde yüzmeyi seven at yok" dediğimde gülümsedi. "Bak bırakırım seni" deyip ellerini gevşetti. Hızlıca boynuna sarıldım. "Sakın öyle bir işe kalkışma. Hortlar boğarım seni" dediğimde ellerini kollarımın altına koydu. Tuttuğunda ben kollarımı gevşettim. "Sence karıma öyle bir canilik yapacak tip var mı?"

"Yok sende daha çok tecavüz edecek tip var" dediğinde kahkaha attı. Arkadaş sahildeyiz. Bu kahkaha ne alaka? "Tamam şimdi ters duracaksın. Ama yine aynı pozisyonda. Anladın mı" dediğinde başımı salladım. Denize bakar şekle geldiğimde ayaklarımı çırpmaya başladım. Ellerimi hareket ettirmeye başladım. Rüzgar belimden ve bacaklarımdan tutuyordu.

Biraz geçtikten sonra gözlerimi kapattım. Sanki havada uçuyormuşum hayal ettim. Sonra bacaklarımdaki eller çekildi. Yok hayalimde oldu. Yoksa beni bırakmaz. Gözlerimi açtığımda Rüzgar karşımda gülümsüyordu. Birden ellerim hareket etmeyi bıraktı. Alttan sanki bir şey çekiyormuş gibi aşağı gitmeye başladım. "Rüzgar yardım et" diye bağırdım. Ne yapacaktım şimdi. Kurşunla ölmek bile daha iyiydi. Bu kadar mı kötü olur. Birde adın Okyanus diyen iç sesime aldırmadım. Çünkü ölecektim. Melih piçini öldürmeden. İçimde kalacaktı ulan.

Omuzlarımdan tutulup yukarı çekildim. Nefes almak için yükseldiğimde dudaklarıma bir şey değdi. Gözlerimi açtığımda Rüzgar'la burun burunaydık. Nasıl ya. Dudağı mı değmişti. Öksürmeye başladım. Rüzgar kucaklayıp yüzmeye başladı. Sonra yürümeye başladı. Beni tahtaların üstüne yatırdı. "Suni teneffüs yapmamı ister misin" dediğinde doğruldum. "Sen dayak istiyorsun. Hani bırakmayacaktın lan. Öldürmeye çalışıyorsan söyle de silah vereyim. Sudan iyidir" deyip kalktım. "Okyanus yüzdün sonuçta."

"Sıçarım yüzmene. Ölüyordum lan. Ben gidiyorum" deyip kabine girdim. Hemen üstümü değiştirdim. Çıktığımda Rüzgar karşımdaydı. "Daha bugün bitmedi."

"Seni var ya sikerim. Siktir git" dediğimde ağzımı kapattı. "Biraz nazik kız ol. Ben bile bu kadar küfretmiyorum. Ayrıca babanın da haberi var. Zorluk çıkaracak olursan haber vermemi söylemişti" deyip sırıttı.

"Erkek milletisiniz işte. Topunuzun içinde piçlik var. Tamam nereye gidiyorsak gidelim. Ama bir daha böyle bir şey olursa"

"Uyurken boğar, elektrik direğine bağlar ya da kıçıma buz tıkarsın ve bla bla anladım artık. Tehdit edip durma" dediğinde gülümsedim. Bütün tehditlerimi ezberlemişti. Gerçi bende dakika başında tehdit ediyorum. Normaldir.

(...)

"Bak korku tüneline girmeyelim diyorum. Daha ne anlamıyorsun. Bak kıçına buz tıkama işine başlayacağım. Aaaa" derken popom soğuk zeminle buluştu. "Rüzgar seni öldürürüm oğlum. Akşam odaya değil eve dahi adımını atma. Yoksa 61 yerinden bıçaklarım" dediğimde yanıma oturdu.

"Ona bir eklemek için mi" dediğinde yüzümü buruşturdum. "Fesat pislik. Bak bırak çıkalım."

"Ölümden korkmayan kız oyuncaklardan mı korkuyor" dediğinde kollarımı çapraz yaptım. Korku tüneli başlıyor diye ses yükseldiğinde kasıldım. Allah'ım kazasız belasız buradan kurtulursam kurban kesip yoksullara dağıtacağım. Yeminle. Yeter ki şuradan şuna rezil olmadan gideyim diye duamı ettiğimde hareket etmeye başladı.

RÜZGAR KELEBEĞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin