Hüseyin'den
"Abla beş dakikaya aşağı bavulunla beraber inmezsen yemin ederim bu sefer beklemeden giderim. Ulan ağaç oldum burada meyve vereceğim. Diğer kızlar beş on dakika bekletir. Ben seni burada tam yetmiş dakikadır bekliyorum."
Ablamın bir şeyler dediğini duysam da ne dediğini anlamamıştım. Bir yandan telefonuma Fatihlerden ve Gamze'den nerede kaldığımızı soran mesajları geliyordu.Hepimizin olduğu gruba girip ses kayıta bastım.
"Gülşen odasından çıkıp gelebilirse bebeğim seni almaya hemen geleceğim. Ardından çocuklar sizin de yanınıza geleceğim. Ama lütfen bugün beni bir kez daha kimse bekletmesin. Yoksa cidden çıldırıcam. "Bebeğim: Tam kapının önünde bekliyorum. Ama lütfen Gülşen'i de kendini de sağlıklı bir şekilde getir. Özledim.
Utku: Şimdiden söyleyeyim ceza olarak Gülşen iki gün boyunca yemek yapacak bize söyleyeyim. Yoksa bütün gece korku filmi izleyip sesini tüm eve dinletirim.
Selen: Kulaklığımı yanımdan ayırmasam iyi olacak galiba.
Utku: Sana dinletmem canım.
Fatih: Bu aralar da herkes bir canımlı cicimli konuşuyor farkında mısınız? :)
Utku: Fatihcim kaşınma istersen.
Fatih: :))
Selin: :))Hüseyin: Biz bunları boşuna bunca sene evlendirmeyerek hata yapmışız. Ulan ikisi de aynı anda aynı şeyi yazıp gönderdiler. Neyse yukarıdan takırtılar geliyor. Galiba sonunda evden çıkabileceğiz. Bebeğim hazır bekle.
Yukarıda anında Gamze'nin yazıyor oluşunu görünce gruptan çıkıp telefonu cebime koydum. Merdivenden inerken dudakları hareket ediyordu ama ne dediğini duymuyordum.
"Delirdin galiba yine. Kendi kendine konuşuyorsun."
"Almam gerekenleri aldım mi diye kontrol ediyorum hafızamdan. Ayrıca deliysem kime ne?" Son basamağı da indikten sonra derin bir nefes bıraktı. Bir elindeki büyük bavulu alıp anahtarı ona fırlattım. Refleksleri sayesinde tuttu. "Kapıyı kitle gel. Arabada bekliyorum." Başını sallarken etrafa hala bakıyordu. İçimden bir ses ne kadar kontrol ederse etsin bir şeyi unutacağını fısıldasa da kendi başının çaresine bakmalıydı. Bavulu bagaja yerleştirdikten sonra şoför koltuğuna geçtim.Üç saat sonra
Gamze ve ablamın dedikodularını dinleyerek geçirdiğim yolculuktan sonra arabadan inince direkt derin bir nefes aldım.
Tamam arada bende katılmış olabilirim ama asla onların hızına ve heyecanına hiçbir zaman sahip olamam. Arkaya baktığımda iki arabada durmuştu. En arkada olan Utku arabayı park etmek için öne geçip yanımdaki yere park ederken Selin de arabayı diğer tarafa park etti.
"Hadi herkes bavullarını odalarına koysun. Sonrasında etraf ne kadar değişmiş diye bakmaya gidelim."
"Hüseyin bence onu akşam yapalım. Yol ne kadar kısa olsa da yordu hepimizi. Hem dışarı çıkmışken akşam yemeğini de aradan çıkartırız."
"Bir akşam yemeğinden yırtmış olurum. Güzel güzel." Gülşen bunları gülümseyerek demiş olsa da Utku onun yüzüne gülümseyerek bakmıştı.
"Mesajımı okumuşsun güzel. Fakat ben orada iki gün yemek demiştim. İlk iki gün değil canım." Gülşen'i kolunun altına aldığında Gülşen Utku'yu ittirip bavulunu arabadan alıp eve yürüdü.
"Kızı niye sinirlendiriyorsunuz ya?"
Selim'in sorusuna hepimiz göz devirirken bir yandan gülüyorduk. Cevap çok basitti. Gülşen'i sinir etmek en eğlenceli şeylerden biriydi. Ve bunu o da biliyor ve onu yapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGAR KELEBEĞİ
RomanceHayat bir kelebeğin ömrü kadardır... Ne kırmaya gelir ne de kırılmaya... Peki kim kelebek olmak ister ki? Okyanus kelebek olmayı seçti. Hep zamana karşı oynadı. Peki bir gün yirmi dördünü tamamlar, zamana yenilirse arkasında ne bırakır? Belki bi...