Elimle kravatı gevşettikten sonra kendimi koltuğa attım. Derin bir nefes aldığımda Oğuz bana bakıp gülümsedi. "İki saat toplantı mı olur lan. Kaç senedir bu işi yapıyoruz ama ilk defa bu kadar uzun toplantı oldu. Kesinlikle akşam kendimizi kutlamalıyız. Ne dersin kardeşim." Oğuz kafasından kravatı geçirip yere attı. "Kesinlikle bir yerlere gitmeliyiz. Yalnız benim ilk eve uğrayıp duş almam lazım. Ecel terleri denilen bu olsa." Kahkaha attığımda kapının sesi ile sırtımı dikleştirdim. İçeri Ece girdiğinde Oğuz göz kırptığında çapkınca gülümsedim. Yarının programını konuştuktan sonra Ece gitti. "Şu kızı sırf fiziği için almadıysan adım Oğuz değil."
"O da var iş geçmişi de var. Ayrıca işle özel hayatı karıştırmayalım lütfen."
"Dediğine kendin inanıyorsan gel arabamı vereyim sana. Bunu diyen kişi sekreteri güzel olmadığı için bana sekreter olarak yolladı." Gözünü devirdiğinde ayağa kalktım. "Senin iyiliğin için yolladım kızı ya. Hem memnunsun kızdan sonuçta. Dimi?"
"Ne yalan söyleyeyim memnunum. Kız azimli ve çalışkan. Biraz da şirkete uygun giyinse süper olacak da orasını zamanla ben halledeceğim. Neyse ben gidiyorum. Akşam konuşuruz."
"Tamamdır. Görüşürüz"
(...)
Kadehleri birbirine vurduktan sonra kafaya diktim. Kolay kolay sarhoş olmasam bile şuan deliler gibi sarhoş olmak istiyordum. Sarhoş olduğumda onu görebiliyordum. Ah yine nerden geldin ki aklıma. Görmek filan istemiyorum seni. Yeterince rüyalarımda görüyorum zaten.
"Şu tatil plan vardı ya hani. Onu yakın bir zamanda uygulamaya ne dersin?"
"Oğuz tatili iki günde bitirmem ben. Biraz daha sabredip şu işler sakinlediğinde gitsek daha iyi olur. Hem o zaman turistler daha fazla olur" göz kırptığımda kahkaha attı. Ardından bende kahkaha attım. Kafama kadehi diktiğimde Oğuz'un arkasında kahverengi saçlı biri vardı. Ah lanet olsun. İyi bok yedin Rüzgar. Bütün gece saçlarına bak dur sen.
"Ah lanet olsun." Oğuz bana baktığında yok bir şey gibisinden elimi salladım. Sallamamış da olabilirdim. Kaçıncı bardağımdı bu? "Lanet olsun sana kahverengi saçlı kadın"
Bağırmamla herkes bana dönse de birkaç saniye sonra önlerine döndüler. Çoğu zaten sarhoş olmuştu. "Sana geldiler yine anlaşılan. Daha fazla sarhoş olmadan gidelim."
"Gitmem. O kadın aklımdan çıkıp gitmeden gitmeyeceğim Oğuz. Baksana yine bana arkasını dönmüş duruyor." Oğuz baktığım yere bakmak için arkasına baktığında kaşları kalkık şekilde bana döndü. "Rüzgar orada sarışın biri var. Kesinlikle deli zurna sarhoş oldun. Burada kal. Ben hesabı ödeyip geleceğim." Başımı salladığımda oturduğu yerden kalkıp gözden kayboldu. Kadehi tekrardan doldurup kafamı dikmişken bardak ellerimden çekildi. "Beni de kızıl bir afet olarak görmeni istemiyorum şuan. Onun için kaldır kıymetlini ve peşimden gel." Suratına öylece bakmaya devam ettim. Oğuz'u öyle hayal etmeyi denedim fakat olmadı. Ayrıca Oğuz'dan kızıl olmazdı. "Senden kızıl olmaz. Ama istersen kumral yapabilirim." Elimi çeneme koyduğumda Oğuz eliyle alnına vurdu. "Sana bu aralar içki yasak. Anladın mı Rüzgar bey." Eliyle kolumdan tutup kaldırdığında omzumdan tuttu ve yürümeye başladık. Dışarı çıktığımızda valeye arabayı getirmesini söylediğinde ondan ayrılıp duvara yaslandım. Sokaktaki insanlara bakarken beyaz elbiseli biri gözüme takıldı. Rüyalarımda neden özellikle beyaz giyiyordu ki? Hiç başka renkli elbisesi yok muydu?
Evet kafayı sıyırdığına göre seni akıl hastanesine tıksınlar. Rüyandaki kadının elbisesine mi taktın şimdi de?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGAR KELEBEĞİ
RomanceHayat bir kelebeğin ömrü kadardır... Ne kırmaya gelir ne de kırılmaya... Peki kim kelebek olmak ister ki? Okyanus kelebek olmayı seçti. Hep zamana karşı oynadı. Peki bir gün yirmi dördünü tamamlar, zamana yenilirse arkasında ne bırakır? Belki bi...