Multi= So Cold
İyi okumalar..."Kızım beni bu hayvanla bırakmayın. Beni bile valla tırstırdı. Tecavüz edecek gibi bakıp açık açık söylüyor" dediğimde kızlar güldü. "Kızım eninde sonunda olacak. Bu akşam olmaz yarın olur. Bence oluruna bırak. Bakarsın sonra sen de istersin" dediğinde gözlerim büyümüş hemen elimdeki ayakkabıyı Gülşen'in sırtına geçirmiştim.
"Ağzını hayra aç be. Sen baba için mi çalışıyorsun. İkinizde gidin. Ya da ben gideyim. Erkekler belki beni kurtarır" deyip gelinliğin altından tutup çıktım.
Böyle işe tüküreyim. Düğün bitti ve biz çocuklarla eğlence yaptık. Ama imzalar atıldığından beri Rüzgar'ın bana demediği kalmamıştı. Gece kendimi nasıl koruyacaktım merak ediyordum.Dışarı çıktığımda erkekler içkilerini içiyorlardı. Etrafa baktığımda Rüzgar yoktu. Yanlarına geçip mermere oturdum. "Kız gerdek gecesi hasta olursan sıkıntı olur" dediğinde duvağı sertçe saçımdan alıp yere attım.
"Akşam çığlık atar tecavüz ediyorlar diye herkesi ayaklandırırım. Gerekirse polisi ararım. Ama bu geceyi ben o sapıkla geçirmeyeceğim. Arkadaşımsınız diye yardım dileyim diye gelmiştim. Ama arkadaş olmadığından ben gideyim" diye ayaklandım. Engin kolumdan tutup durdurdu.
"Kızım fazla abartıyorsun. Rüzgar zorla yapacak bir kişiye benzemiyor. Ayrıca kasığına tekme geçirdiğin an kurtulursun. Bu benden düğün hediyesi" deyip göz kırptı. Harbiden ben niye bunu düşünememiştim ki? Gülümseyerek mermere tekrar oturdum. Sırıtmaya başladığımda çocuklar bu halime güldü. Geceyi unutmak için başka konular bulduk. Konular genellikle ciddilikten uzaktı. Bir saate yakın konuştuk. Uzaktan damat geliyor dendiğini duyduğumda birden terlemeye başladım. Bana ne oluyordu böyle. Rüzgar göründüğünde arttı. Yanımdaki sandalyenin kenarına oturup kolunu attı. "Müstakbel karım nasılmış. Yorgun değilsindir inşallah" dediğinde sabır dileyerek gökyüzüne baktım.
"Yorgunum. Eve gider gitmez uyuyacağım" deyip Hüseyin'e döndüm. O da sırıtıyordu. Yakında bunlar beni bağlayıp zorla da yaptırırlar. Ne günlere düştüm ya. "Neyse ben gideyim. Ayrıca Utku sözünü de tut. Belki bu akşam kendimi öldürebilirim. Sana vasiyetimdir" deyip kalktım. "Sen de içki içerken zıbar" dediğimde yürüdüm. Arkamdan sırıtıyordu kesin.
(...)
Kızlarla camdan erkeklerin haline bakıyorduk. Utku sözünü tutmuş ve Rüzgar'a işkenceler yapıyordu. Rüzgar'a erkekler adetten diyerek yumurta, domates fırlatmışlardı. Şimdi de un döküyorlardı. Bir ara acıyıp durdurma kıvamına gelmiştim. Ama şeytan durdurdu. Bazen şu şeytan da işe yarıyordu. Hakkını yemeyelim.
Erkekler dağılmaya başladıklarında koltuğa oturduk. "Okyanus şimdi canın biraz acıyabilirmiş. Ama sık kendini. Sonuçta acılara karşı dayanıklısın" dediğinde yastığı fırlattım. "Tutku sen de bozuldun. Kızım erkekler bile bu kadar midemi bulandırmadı. Sizin yüzünüzden ileride gerçek evliliğimde gerdeğe giremeyeceğim" dediğimde ikisi de göz devirdi.
"Kızım şuan evlisin ve yarım saat sonra gerdeğe gireceksiniz. Neyse biz gidelim. Enişte de gelir şimdi. Yarın ayrıntısını alacağım" dediğinde nah işaretini yaptım. "Aha bunu görürsünüz siz. Basın gidin" dediğimde gülerek çıktılar. Harbi ben ne yapacağım ya.
On dakikalık bekleme sonucunda Rüzgar üstü berbat şekilde evden içeri girdi. Ben kafayı bozmadığım için salonda bekliyordum. "Bebeğim yatak odasında bekleseydin" dediğinde ayakkabılarını çıkarttı. Bu ev villa değildi. Apartman dairesiydi. Yani evlilikle birkaç hayalim ve düşüncem gerçekleşti aslında iyi de olmuştu. Neyse şuan içinde bulunduğum durumu düşünmem gerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGAR KELEBEĞİ
RomanceHayat bir kelebeğin ömrü kadardır... Ne kırmaya gelir ne de kırılmaya... Peki kim kelebek olmak ister ki? Okyanus kelebek olmayı seçti. Hep zamana karşı oynadı. Peki bir gün yirmi dördünü tamamlar, zamana yenilirse arkasında ne bırakır? Belki bi...