Uzun bir aradan sonra...
İyi okumalar...Bir elimi bacaklarının altına, diğerini de sırtına koydum. Ayağa kalktığımda Okyanus boynuma sarıldı. Şimdi rüya görüyorsan kime sarılıyorsun. Neden bana iki kelimeyi çok görüyorsun ki? Başkalarına seni seviyorum derken bana neden söylemiyorsun? Peki ben neden her dakika seni düşünüyorum? Senin yanında oldukça tehlikedeyim. Ben neden senin yanında annemdeki huzuru hissediyorum.
Arabanın kapısını açıp arka koltuğa yatırdım. Şoför koltuğuna geçip arabayı çalıştırdım. Ara sıra Okyanus'a baktım. Hala uyuyordu. Arabadan sesler gelmeye başladı. Daha bunu geçen hafta tamire götürmüştüm. Sizin yapacağınız işe ...
Arabayı kenara çekip indim. Kaputu açtım. Görünürde bir şey yoktu ve ben arabalardan hiçbir şey anlamıyordum. Aslında eve de az kaldı. Yürüyerek gidebilirdik. Kaputu kapatıp Okyanus'u kucağıma aldım. Arabayı kilitledikten sonra yürümeye başladım.
Yağmur çilemeye başladığında Okyanus'u iyice kendime çektim. Ben kolay kolay hasta olanlardan değildim. Kışın soğuğun da dışarı kalmışlığım vardı. Gittikçe yağmur hızlandı. Böyle giderse hasta olacaktı. Üstümüze bir şey de almamıştık ki? Buradan gecenin ikisinde taksi de geçmiyordu ki. Küfrederek adımlarımı hızlandırdım.
Hızlıca kapıyı açtım. Ayakkabılarımı çıkarttım. Okyanus'u koltuğa yatırdım. Hemen üstümdekileri çıkartıp şortumu ve tişörtümü giydim. Şimdi Okyanus kaldı. Üstünü değiştirme konusu var. Eğer değiştirmezsem kesinlikle hasta olacaktı. Gözlerim kapalı değiştirsem. İyi fikir.
Dolaptan uzun tişörtlerinden aldım. Koltuk da doğrulttum. Kemerini çözdüm. Gözlerimi kapattım. Elbisesini ellerimle çıkarttım. Siktiğimin hormonları tavan yapmaya başladı. Ama bunu ona yapamam. Hele hele de kendinde değilken. Elbiseyi fırlatıp tişörtü giydirdim. Ellerimle düzeltip gözlerimi açtım. Gayet iyi giydirmiştim. Yalnız bunun sabahı da vardı. Neyse en fazla yine kafamı yarardı.
Havluyla saçlarını biraz kuruttum. Kucağıma alıp yatağa yatırdım. Yanına yattığımda diğer tarafa döndü. Saçları burnuma geldi. Bu kızın kaderi hariç neden her şeyi güzeldi.
(...)
"Hayır gitme. Yardım edin." Gözlerimi açtığımda sesin nerden geldiğine baktım. Okyanus sayıklıyordu. Yüzü birden solgun geldi. Dikkatlice baktığımda titrediğini gördüm. Elimi alnına götürdüm. Ateşi vardı ve terler içinde kalmış. Hemen banyoya girdim. Küveti soğuk suyla doldurdum. Yarısı dolduğunda odaya gidip Okyanus'u kucakladım. Sarılıp küvetin içine girdim. Soğuk diye sayıklamaya başladı. Sanırım az da olsa dış dünyayla ilişki içindeydi. "Biraz bekle" deyip sarıldım. Titremeyi bıraktığında küvetten çıktım. Hemen havluyla sardım. Bu sefer iç çamaşırı da belli oluyordu. Şimdi üstünü değiştirmekle de olmazdı.
Tişörtünü çıkardığımda sutyeni ve iç çamaşırıyla karşımdaydı. Boğazımda kuruma hissettim. Daha önce de görmüştüm. Ama uyurken sanki daha seksi oluyordu. Kendine gel oğlum. Dolaptan tişörtle rahat şortlarından çıkardım. Okyanus'u döndürdüm. Şuan sırtını görüyordum. Kopçayı açtığımda kollarından sıyırdım. Tişörtü kafasından geçirdim. Altına şortunu da giydirdim. Kafasını sokmadığımdan saçlarına dokunmadım. Yine kucağıma alıp yatağa yatırdım. Banyoya geçip şortumu değiştirdim.
Mutfağa geldim. Kabın içine sirke ile su koydum. Bezi de alıp yatak odasına geçtim. Okyanus sırt üstü yatıyordu. Bezi ıslatıp alnına koydum. Neden bu kadar masum gözüküyordu. İçindeki küçük kızı çıkarmıyordu. Sanırım bu yönden ikimiz benziyorduk.
(...)
OKYANUS'TAN
Elimi saran sıcaklıktan rahatsız olup elimi çektim. Gözlerimi açtım. Rüzgar yanımda bana dönük yatıyordu. Alnımdaki soğukluğu hissedince elimi attım. Elime bez geldiğinde doğruldum. Odaya baktığımda yerdeki kıyafetlerimi gördüm. Elbise, ayakkabılarım, tişörtüm ve sutyenim. Bir dakika. Sutyen? Hemen üstüme baktım. Tişörtle şortum vardı. Ama ben bunları giymemiştim ki? Dün gece en son Cenk'in evindeydik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGAR KELEBEĞİ
RomanceHayat bir kelebeğin ömrü kadardır... Ne kırmaya gelir ne de kırılmaya... Peki kim kelebek olmak ister ki? Okyanus kelebek olmayı seçti. Hep zamana karşı oynadı. Peki bir gün yirmi dördünü tamamlar, zamana yenilirse arkasında ne bırakır? Belki bi...