Multi= Temsili
Şarkıyı bölümle dinlemenizi tavsiye ederim.( Nick Lachey What's left of ne)
Yeni kapak için kutsallrahibe teşekkür ederim
İyi okumalar...Elimdeki taşları denize atmaya başladım. Evden çıktıktan sonra birkaç adamı dövdükten sonra buraya geldim. Şimdi de sinirimin geçmesi için taşları atıyorum. Omzumdaki elle arkama baktım. Rüzgar'dı. Yanıma oturduğunda karşıya baktı. Beni nasıl bulmuştu? Evde neler olmuştu. Evdekiler olayları anlatmış mıydı? "Öğrendin mi sessizliğimin sebebini?"
"Öğrenmiş olabilirim. Ama hiç konuşmamış gibi davranacağım"
"Kelime oyunu mu yapıyorsun?" Gülerken başını salladı. Gözlerinde bana acıyormuş ifadesi vardı. Ama dudakları gülüyordu. Biraz öyle kaldıktan sonra kalkıp elini uzattı. "Hadi seni bir yere götüreceğim. Merak etme. Bayıltıp organlarını mafyaya satmayacağım" dediğinde kendim kalktım. Eli öylece kalmıştı. Ama bir türlü yapamıyordum. Beceremiyordum.
"Neden hiç elimi tutmuyorsun. Uzatılan el tutulur bir kere" deyip ellerini cebine koydu. "Anlatmadılar mı bunu" dediğimde kafasını salladı. "Gittiğimiz yerde canım isterse anlatırım. Ayrıca araban nerdeyse binelim. Ayaklarım yoruldu" dediğimde arabaya bindik.
Yazlık çok güzel bir eve geldik. Büyük bir bahçesi ve havuzu vardı. Ama etrafta hiç ev yoktu. Sessizlikti. "Burası kimin" dediğimde ellerini saçına daldırdı. Bir canlı da bu kadar güzel mi dururdu. Ben ne diyorum ya. Sinir beyinde hasar oluşturdu. "Bizim yazlık ev. Biraz kafayı dinleriz diye düşündüm."
"Ne alaka ya. Kafayı dinleyecek kafa da değilim" dediğimde ciddi misin bakışı yolladı. Omuz silktiğimde dudağının kenarı kıvrıldı. Anahtarla kapıyı açtığında dolaşmaya başladım. Eskitilmiş mobilyalar vardı. Ama insanın içini huzur kaplıyordu. Camlarda bitkiler ve çiçekler vardı. Üst kata çıktığımda bu sefer son model mobilyalar vardı. Anladığım kadarıyla bu katta Rüzgar duruyordu. Bir evin içinde ayrı dünyalar. Bu kat da mavilerle doluydu. "Maviyi çok seviyor gibisin" dediğimde ilkte afalladı. Sonra da başıyla onayladı.
"Küçükken bir ara babaannemde kalmıştım. Orada da hep annemlerin yanına gittiğimde her şeyimi mavi yapacağımı düşünürdüm. Şimdi de böyle. Senin en sevdiğin renk ne?"
"Kan kırmızısı. İleride olacağımız durumu gösteriyor." Aşağı indiğimizde arabadan yiyecekler getirdi. "Bunları Hüseyin hazırladı. Sonuçta iki gün birlikteyiz. Yemeklerle uğraşmayalım" dediğinde camdan baktım. İleride adamlar duruyordu. Sanırım kaçacağımı düşünüyorlardı. Biraz dinlensem iyi olurdu.
Hava karardığında yemekleri dışarıya çıkardık. Bugün yıldızlar normalden daha çok belli oluyordu. Rüzgar bir şeyler anlatıyor ben de dinliyordum. Ama genellikle aklımı veremiyordum. Yemekler bittikten sonra içeri koyduk. Bu sefer de çerezleri ve içeceklerle çıktık. Bir ağacın altına oturduk. "Biraz kendinden bahsetsene. Sonuçta artık ben de sizden biriyim" deyip gülümsedi.
"Neleri anlattılar çocuklar?" Ensesini kaşıyıp yukarıya baktı. "O çocuğun ne yaptığını ve Enginlerle nasıl tanıştığını filan. Ben herkesin bildiği şeyleri bilmek istemiyorum. İçindekileri bilmek istiyorum."
"Şaka mısın sen. Daha yeni takıldığımızın farkındasındır inşallah."
"Farkındayım. Ama senin hissettiklerini merak ediyorum. En azından biraz bahsetsen. Mesela Melihle karşılaştığında ne yapacaksın?"
"Onu öldürebilirim. Ya da işkence çektirebilirim. Sonuçta ben yaşayan ölü olarak işkence çektim. Hala da çekiyorum. Neyse istediğini sor. Bugünlük istediğin her şeyi açıklayacağım. Ama başkasından duyarsam canını almakla kalmam" dediğimde güldü. "Melihle nasıl karşılaştın?"
![](https://img.wattpad.com/cover/98347116-288-k929410.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGAR KELEBEĞİ
Roman d'amourHayat bir kelebeğin ömrü kadardır... Ne kırmaya gelir ne de kırılmaya... Peki kim kelebek olmak ister ki? Okyanus kelebek olmayı seçti. Hep zamana karşı oynadı. Peki bir gün yirmi dördünü tamamlar, zamana yenilirse arkasında ne bırakır? Belki bi...