Multi: OğuzOkyanus'tan
Yine baş belası okulda kitabımı okuyorum. Kitaplar da olmasa hiç çekilmezdi. Ayrıca ben neden okula geliyordum ki. Süper(!) bir hayat yaşıyormuş gibi bir de okula geliyordum. Geldiğim günden beri herkes konuşmaya çalışıyordu. Bende benim göremediğim ne vardı? Hayatta her şey saçma. kitabımı çantama koyup banktan kalktım. okuldaki herkes bakışlarıyla beni ezmeye çalışıyordu. Herkes kendini bir şey sanıyordu. Bir yerleri kalkık olunca demek ki böyle oluyor.
Sınıfa geldiğimde cam kenarına oturdum. İlk günden beri burası boştu ve kimse oturmamıştı. Açıkçası üşendiğim için ve ilk günden göze batmamak için oturmamıştım. Sıraya oturup kulaklıklarımı takıp başımı koydum. Sırada hareketlilik oldu. Yine kim geldi ya. Kulağımı gıdıklayan sıcaklık hissettiğimde kasıldım. Allah'ım sen sabır ver. Kendimi sıka sıka en sonunda sessizliğimi bozacağım.
Bu sefer yanımdaki dürttü. Kafamı kaldırdığımda sabah herkesin ağzı açık baktığı çocuk vardı. Bunu diyeceğim aklıma hiç gelemezdi ama yakışıklı çocukmuş. Ben ne diyorum ya. Şuan yüzümdeki ifadesizliğe bakıyordu ve şaşırmıştı. Kulaklığımı çıkarıp ne oldu der gibi baktım. Arkasına yaslanıp "Akşam seni görmek istiyorum." Sınıftakilerden sesler çıktı. Yine kendini bir bok zanneden züppenin tekiydi. Bir de sırıtıyor. Şuna bir kafayı çakacaksın. Ne güzel olur be.
Sıranın üstünden telefonumu ve kulaklığı alıp cebime koydum. Çocuk sinirlenmişti. Ayağa kalktığımda bacaklarına baktım. Aslında geçerdim de saçma sapan şeyler demelerini henüz istemiyordum. Geçerken tekrar koymasıyla dengemi kaybedip kucağına oturdum.
Hayvan. Sen biraz daha benle uğraş da şu yüzünü bir güzel benzeteyim. Yüzüme bakarken kalkmaya çalışıyordum. O ise belimden tutuyordu. En sonunda ellerimi serbest bıraktım. Gözlerimi hiç kırpmadan gözlerine baktım.
Simsiyah saçı vardı. Kahretsin ki yine aklıma o geldi. Yüzünü yaklaştırdı. Öpecek ve benim adımı çıkartacaktı. Çok da umurumda sanki! Tam öpecekken hocanın sesiyle durdu. Hocaya baktığında hızlıca kalkıp kapıya doğru yürüdüm. Rahatça kapıdan çıkarken herkes şaşkındı. Normalde hocanın bağırması gerekirken bana seslenmemişti ve bu güzeldi.
Bahçeye çıktığımda banka oturdum. Aklıma o geldi. İlk öptüğü ve beni sevdiğini söylediği an. Neden bütün bunlar benim başıma gelmişti? Benim kaderim mi bana gülmüyordu. Yoksa ben mi yaptırmıştım. Bağırmamak için ellerimi sıktım.
Teneffüs olduğunda bahçeye çıkan herkes bana bakıp sınıftakileri konuşmaya başladı. Sinirliyim zaten. Bir de burada kalırsam patlayacaktım. Çantamı sırtıma aldım. Okuldan çıkacakken gözüme bir kız takıldı. Kapalı ve neşeyle konuşuyordu. Ona bakmaya devam ettim. Herkesi hatırlamak zorunda mıydım?
Ayaklarım birden ona doğru gitmeye başladı. Tanımadığım birine gidip ne diyecektim? Hemen dönüp çıkış kapısından çıktım. Telefonumdan bugün kime ve nereye gideceğime baktım. Adresi ezberleyip yürümeye başladım.
(...)
Sabah geldiğimde yine aynı banka oturdum. Yeni kitabı alıp okumaya başladım. Kafamı kaldırdığımda dünkü çocuğu gördüm. Her yerde karşıma çıkmak zorunda mı? Yanıma oturduğunda kitaba baktı. Adım gibi eminim ki bunun kitapla bir ilgisi bile yoktur. İzlerken rahatsız oldum ve sallandım. "Ben Rüzgar. Sen kimsin?" Bu çocuk ne bekliyor? Elimi uzatıp ismimi söylememi? Erkeklerin beyninde hep kıtlık olmuştur zaten. Zil çaldığında etrafa baktım. Sonra da ona baktım. Yine gözleri dikkatimi çekmişti. Kitabı çantaya koyup ayağa kalktım. Bileğimden tuttuğunda yüzüne baktım ve elimi çekip yürümeye başladım. Salak!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGAR KELEBEĞİ
RomanceHayat bir kelebeğin ömrü kadardır... Ne kırmaya gelir ne de kırılmaya... Peki kim kelebek olmak ister ki? Okyanus kelebek olmayı seçti. Hep zamana karşı oynadı. Peki bir gün yirmi dördünü tamamlar, zamana yenilirse arkasında ne bırakır? Belki bi...