-8- Bomba

136 25 22
                                    

Multi= Hüseyin

İyi okumalar...

"Ablamla ben de geleceğim. Hatta ben ablam gittikten sonra da kalabilirim. Biraz hayatımda ekşın istiyorum." Bahçeye çıkarken Hüseyin'e içimden bütün küfürleri saydırıyordum. Merdiven altına geldiğimde etrafa baktım.

"Oğlum senin ekşınını bok çukuruna sokarım. Ben normal hayat istiyorum. Sen gelmiş bana ekşın istiyorum diyorsun. Sizin bu ekşın merakınız bir gün beni öldürecek." Hüseyin seslice güldü.

"Sen neye sinirlendin?" Çocuk beni biliyor. Ama zaten ben hep sinirliyim. "Gelince konuşuruz. Yalnız bir daha ekşın dersen geldiğinde boğarım. Benim ekşınsız günüm geçmiyor. Yanımda biraz takıldıktan sonra ayaklarını münasip bir yerlerine vura vura kaçarsın" dedikten sonra ayak sesleri geldi. "Hüseyin sen konuş, ben dinliyorum." Hüseyin anlatmaya başladığında merdivenin başında iki çift ayak göründü. Akılları sırasınca beni dinleyecekler. Daha kırk fırın ekmek yemeleri ve biraz aşağılara bakmaları gerekiyor.

Hüseyin konuşmasını bitirdiğinde kapattım. Ayaklandığımda sessizce o tarafa geçtim. Hızlıca çıktığımda birbirlerine çarpıştılar. İkisi de erkekti. Bu okulda da erkekler meraklıydı.

(...)

Çıkış zili çaldığında çantamı alıp çıktım. Bu sefer kimse konuşmadı. Kesin bunlara bir şey olmuştu. Bana da rahat mı batıyordu ne. Okulun kapısından çıkacakken biri adımı seslendi. Arkamı döndüğümde gözlerime inanamadım. Hüseyin gülerek bana gelip sarıldı. Herkes neden sarılıyordu. Kendimi zorlayarak ben de sarıldım. Ama hemen de çektim. Bir türlü yapamıyordum. Hüseyin geriye çekilip yüzüme baktı. "Güzelleşmişsin fakat yüzün yine aynı" dediğinde gözlerimi devirdim. Senin ne işin var gibi baktığımda anlamadı. Ben de çıkışa doğru yürümeye başladım. Arkamdan da o geldi. Etrafa baktığımda arabasını göremedim. Yürüyerek geldi diyeceğim de asla gelmezdi.

"Arabamı arıyorsan yanında duruyor." Yanıma baktığımda son model siyah lamborghini vardı. Ne ara bunu aldı ya. Gülümseyip kapıyı açtı. "Güzel bayan yeni arabamla sizi biraz gezdirmeme izin verin." Ben de koltuğa oturduktan sonra kemerimi taktım. Şoför koltuğuna geçtiğinde bana baktı. "Huyundan vaz geçmemişsin ve bu konuşmama işi ne zaman bitecek?" Başımı kaşıyıp Zamanı gelince deyip yola baktım. Herkes bize bakıyordu. Tabi her hafta yanımda başka erkek olunca da düşündükleri bazen bana da mantıklı geliyor. "Herkes neden sana bakıp gülüyor ya da sinirle bakıyor."

Şimdi olayları anlatsam okuldaki herkesi ağlatacağını biliyordum. En iyisi sakin bir yere gittikten sonra anlatmak. "Sakin bir yere gidelim de orada anlatayım. Şu lanet okuldan uzaklaşayım" dediğimde arabayı sürdü. "Kötü bir şey oldu ve onun için sakin bir yere gidelim dedin değil mi?" Başımla onayladım.

"Gülşen de mi geldi? Lütfen gelmesin. Zaten bomba momba dedi" dediğimde Hüseyin güldü. "Yok ablamın biraz daha işi vardı. Ben atlayıp geldim. Ablamla canlı olarak en son ne zaman görüştünüz?"

"Yazın görüşmüştük. Onda da yarısında zaten olaysız geçmedi. Geri kalanda da gezdik. Asıl sen konuş. Sen önemli işin çıkmadıkça buraya gelmezdin. Hayırdır" deyip kaşımın birini kaldırdım.

"O bombalardan biri işte. Onu ablam söylesin. Yoksa sen beni öldürebilirsin."

"Yani ablanı öldürsem sorun olmaz."

"Aslında dünya bir manyaktan kurtulmuş olur. Ama iyilik yaptığından da manyaklığını göstermiyor. Bunu sana bırakıyorum. Neyse sakin yere geldik. İnelim de ağzındaki baklayı çıkar" dediğinde çıktı. Arkasından ben de indim. Sahile inmiştik. Bankın birine oturduktan sona Hüseyin'e baktım. O da bana bakıyordu. "Anlatacak mısın? Yoksa beynini okumamı mı bekliyorsun?"

RÜZGAR KELEBEĞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin