NAYİNO

85 14 20
                                    

Medya: Semih Aydın

ATLAS SOYLU
"Atlascim hadi birşeyler ye artık. Dünden beri ağzına tek lokma koymadın."
Diyen yengeme tekrar göz devirdim. Yemek istemiyordum. Vera yokken uyumak yemek yemek yada su içmek istemiyordum. Benim ikiz kardeşimin ne halde olduğu belirsizken ben yemek yiyemezdim.
Vera'nın kaçırıldîğînî 20 dakika sonra öğrenmiştik o gün. Güvenlik kameraları şoka uğramıştı bizi. 2 gün olacaktı bu akşam. 2 koskoca gündür ne Aras'dan ne de kardeşimden haber vardı. Gülşah yengem annemiz gibiydi. Sinir krizi geçirmişti. Ağlamaktan odasına kapanmıştı. Evi idare eden tek insan mervan yengem di. Hepimiz çaresizdik. Hicbirimizin elinde tek bir haber yoktu. Polise haber vermiştik. Aras'ın arkadaşları her yana haber salmışlardı. Ama yer yarılmış da içine girmislerdi sanki.
Sabah aynaya bakınca gözlerimi farketmiştim. Kıpkırmızılardı. Ben vera ile doğmuştum onsuz bir hayat düşünemiyordum ki !

Mervan yengem elindeki tabağı sehpaya bırakıp yanıma oturdu.

"Neler hissettiğini anlayabiliyorum. Ama güçlü olmak zorundasın. Vera dönecek ben inanıyorum. Hem yalnız değil. Bak Atlas çoğumuz olanları biliyoruz. Aras yanında. Ben bundan rahatım. Aras ona birşey olmasına izin vermez. "
"Yenge. Vera gelir değil mi? Gelsin yenge. Ben onsuz ne yaparım ki. Ablam o benim kardeşim ikizim ilk aşkım. Ben onu koruyamadım yenge"
"Senin bir suçun yok. Vera dönecek. Ama döndüğünde seni güçlü görmesi lazım. Yoksa o da güçsüz düşer. Daha fazla tüketme kendini hadi birşeyler ye."

Mervan yengemin getirdiği tabağı elime aldım. Böreği yemeye çalıştım ama boğazımdaki yumru engel oluyordu. Anneannem fenalaşmıştî sabah. Arman ağabeyim ve teyzem hastanedelerdi anneannemin yanında. Ben evde kalıyordum abimlerin emriyle. Şimdi de Baran'ı bekliyordum. Haber getirecekti inşallah.
Kapı çalınca yengem kapıyı açtı . Mert baran ve semih içeri girdiler. Hemen ayaklandım.

"Ne oldu? Bir haber var mı? "
"Aslında var "
Diye sıkıntıyla konuştu semih. Bir sorun vardı demekki.

"Semih ! Kötü bir şey söyleme! Kaldıramayız biz bunu lütfen! "
"Öğrendik Atlas. Kimin kaçırdığını!"
"Kim ? Hangi şerefsiz söyle! "
"Pars"

Ellerimi saçlarıma daldırıp koltuğa çöktüm. Yengem bizi izliyordu.

"O deli dediğin adam mı? Bir şey yapmış mi çocuklara semih? Neredeler? "
"Nerede olduklarını bilmiyoruz mervan abla. Ama pars. Emin olduk. Güvenlik kameralarında vera'yı arabaya bindiren kişinin yüzü kapalıydı. Ama arabaya binmeden önce maskesini çıkartmış. Çok dikkatli baktık bir kaç kere izleyip fark ettik. Pars"

"Peki ya pars'ın ailesi? Haberleri var mı ?"
"Babası pisliğin teki. Annesi başka bir adamla kaçmış. Babasının birşeyden haberi yok. Elimizde ki tek kişi pelin. Kız kardeşi "
"Nerede pelin?"
"Okula gelmedi biliyorsun. Evindeymiş."
"Yürüyün . Gidiyoruz."
"Atlas nereye!"
"Pelini biraz korkutalım yenge. Bakalım ne biliyor?"
"Dikkat edin!"

Arabaya bindiğim gibi Korol konağına sürdüm. Pelin birşeyler biliyor olmalıydı. Illaki biliyordu. Pars'ın sevdiği tek insandı pelin. Abisinden haberi vardı kesin.
Semihlerin arkamda olduklarını biliyordum. Onlar evi bilmedikleri için beni takip ediyorlardı.
Korol konağına geldiğimde hiç bu kadar sinirle yüklü olduğumu hatırlamıyordum. Güvenlikler içeri girmemize engel olmaya çalıştığinda mert işe el attı.
Kapıya varınca bir yandan kıracakmış gibi kapıya vuruyor bir yandan da bağırıyordum.

"Pelin! Çık dışarı. Çık ve hesap ver. Pelin!"

Kapı açılınca pelin ve yağmur dışarı çıktılar .

"Eşkıya mısın oğlum sen! Evimi basıyorsun!"
"Bana bak yağmur geri dur . Kızsın demem elimde kalırsın. Seninle işim yok. Pelin hesap verecek!"
"Hiçbir şeyin hesabını vermiyor. Defol!"
"Yağmur zorlama şansını. "

Sen FarkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin