Henna
Evde olmak öyle güzeldi ki ve sıcacık. Ahh özlemişim doğrusu. Ve sanırım o duvar suratlı Arsel'i de özlemiştim hemde şimdiden. Aeron ve Suntra benimle gelmesine rağmen yokluğu öyle belliydi ki keşke Arsel'de gelseydi diye düşünmekten kendimi alamıyordum. Bunları düşününce kıkırdamama engel olamamıştım. Burda olsa muhtemelen "Kes, yeter." diye karşılık verirdi.
"Tatlım neye gülüyorsun." Babamla Birlikte öğle yemeğindeydik ve yemekte birinin size eşlik etmesi harika birşeydi. Bu kişi birde babanızsa oldukça keyif alıyordunuz yediklerinizden.
"Hiç babacığım. Önemli birşey değil." diyerek geçiştirdiğimde babamın yokluğumu sorgulamamış olması garipti. Arsel'in ne söylediğini gerçekten merak ediyordum doğrusu. Yemekten sonra masayı kaldırıp ortalığı temizledikten sonra babamın yanağına kondurduğum sevgi dolu öpücüğün ardından, koşar adım merdivenlere yöneldim. Misafirlerimi fazla yalnız bırakmak istemiyordum.
Aeron pencerenin köşesindeki koltuğa yayılmasına rağmen Suntra ayakta beklemeyi tercih etmişti. Yatağıma oturarak onuda davet ettim. "Buraya otur lütfen Suntra ayakta beklemene gerek yok." yüzünde görmeye alıştığım mahcubiyetle yanıma oturup kocaman iri gözleriyle bana baktı. Ağzı mutlulukla yukarı kıvrılıp aralanmıştı. "Eski alışkanlıklar." dedi tebessüm etmeye devam ederken.
Solgun teninden onunda vampir olduğunu biliyordum ama diğer hizmetçilerden farklı olarak işini titizlikle yapar ve asla emir dışına çıkmazdı. O gerçekten sadık bir hizmetkardı bunu parlayan gözlerinden hissedebiliyordum.
Bir süre konuşmadan öylece oturmuştuk. Taki sessizliği babam bölene dek. İçerdekileri görmemesi için koşar adım kapıya çıkıp ardından hemen örttüm. Merdivenleri henüz çıkmış olan babam şaşırmış görünüyordu. Tatlı ve sevecen bir tonda çıkan sesi sanki yüreğimi okşuyordu. "Üniversiteden arkadaşın Noren geldi, seni görmek istiyor tatlım."
Zoraki bir gülümseme kondurduğum yüzüme birde sevimlilik ifadeside katarak babama seslendim. "Babacığım kendimi pek iyi hissetmiyor gibiyim." Kesinlikle Noren'in yüzünü bile görmek istemiyordum o fiyasko geceden sonra.
"Tatlım bir haftadır geliyor, baksan iyi edersin ama hala kararın bu yöndeyse sana saygı duyarım elbette." babam öylesine anlayışlı ve yufka yürekli bir insandı ki keşke Arsel' de onun gibi bir kişiliğe sahip olabilseydi. Annemle yıllar önce ayrılmalarına rağmen bir kez bile birbirleri hakkında kötü konuşmamış aksine aşkla söz etmişlerdi hep birbirlerinden. Sahi ayrılma nedenleri neydi ki?
"Henna tatlım beni duyuyor musun?" düşüncelere dalıp babamı unutmuşken zihnimde yankılanan sesle tekrar kendime gelmiştim. "Tamam babacığım ben iniyorum, neler olduğuna baksam iyi olacak sanırım."
İstemeye istemeyede olsa sürüklediğim ayaklarımla nihayet kapıya ulaşıp Noren'in yüzüne baktım. Utançla bakıyor gibiydi. "Fazla zamanım yok Noren, ne söyleyeceksen hemen söyle."
"Ben.. Henna ben gerçekten çok üzgünüm. Günlerdir telefonun kapalı ve evde yoksun. Seni görebilmeye öyle çok ihtiyacım vardı ki."
Tanrı aşkına yalnızca bir kez görüşmüştük ve Noren sanki on yıllık kız arkadaşıymışım gibi davranıyordu. "Önemli değil Noren, ben o geceyi unuttum sende unut gitsin. Artık eve dönmeliyim." gözlerimi devirerek ona bakmaktansa sokak lambasına bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUTANT PRENS #wattys2017
VampireKapak Tasarımı: nursu_cugalir Dünya, vampirlerin ataları olan Kademalar tarafından yönetilmektedir. Saf kan vampir prensler tahta geçmek için rekabet halindeyken Prens Arsel, zihin algıları tamamen kapalı insan Henna'yı farkeder ve içten içe aşık ol...