Henna
Kulağıma gelen telefon zil sesiyle doğruldum. Üç yeni mesaj, 2 arama. Gözlerimi ovup iyice esneyerek tekrar elime aldığım telefonda mesajları açtım. Bir mesaj haricinde aramalar anneme aitti, geri kalan mesaj ise Noren'e. Annemi arayarak tatlı sesini işitmek iyi gelmişti. Düşen yüzüm tekrar eski neşeli haline kavuşmuştu ve ben bu halimi seviyordum. Birkaç saat önce yaşananları unutmak en mantıklısıydı.
Noren mesajında beni bir saat sonra evden alacağını söylüyordu. İyide ben bu çocuğa geleceğim dememiştim ki düşüneceğimi söylemiştim! Bugün olanlar kafamı karıştırmış ve Noren'le dışarı çıkma isteğimi törpülemişti. Kesinlikle.
Yatağımdan tekrar doğrulduğumda çöp kutuma attığım kıyafetlerin artık orda olmadığını görerek afalladım. Babam mı almıştı yoksa? Başımı beyaz ahşap kapıma çevirdiğimdeyse bugün bulamadığım ayakkabılarımı görünce korkuyla titredim. Buraya gelmiş olamazdı! Tanrım, lütfen düşündüğüm şey olmasın.
Korkuyla doğrulup henüz kararmamış havanın az çok aydınlattığı caddeye göz gezdirdim aralık penceremden. İçeri sızan uğultulu rüzgar içimi ürpertmişti. Gelmişse bile artık burada değildi. Bugün dışarı çıkmak hiç mantıklı görünmesede Noren'le birlikte geçireceğim bir kaç saat belki olanları telafi ederdi kim bilir. Bu düşünceyle biraz kırıtarak aynanın karşısına geçip yüzüme baktım. Bitkin görünüyordum.
Merdivenlerden koşar adım aşağıya indiğimde babam market alışverişinde doldurduğu poşetleri masanın üzerine koymuş, herşeyi ait olduğu yere yerleştirmekle meşkuldü. Yanağına yerleştirdiğim sulu bir öpücük eşliğinde masumane bir tavır takınmıştım. Bana bakarak birşey isteyeceğimden emin bir tavırla gülümsedi. "Söyle bakalım tatlım, ne istiyorsun babandan."
Minnetle kıvrılan dudaklarım ince bir şerit halini almış ve birleşmişti. Böyle yapınca iki yanağımdaki çukurluklar ortaya çıkıyor ve babamın beni reddetme olasılığını düşürüyordu. Elbette bu yalnızca benim görüşümdü. "Bu akşam tanışma partisi var okulun ve bende katılmak istiyorum."
Babam yüzümde gezindirdiği dikkatli ol dercesine olan bakışının ardından "peki" dedi "seni bırakırım."
Başımı olumsuz anlamda sağa sola salladım. Hala yüzümde sevimli olduğunu düşündüğüm ifade asılıydı. "Aslında bir arkadaşım alacak, geç kalmam söz veriyorum."
Tekrar tembihleme gereği duyan babam geç kalmayacaksın, sana güveniyorum derken ben çoktan merdivenleri tırmanıp odama ulaşmıştım. Dolabımı açıp kısa bir göz gezdirdiğim askılıktan dantelli sırt dekoltesi olan siyah bir elbise çıkardım. Bu elbiseyi bu yaz annemle almıştık. Üzerime geçirdiğimde kusursuz göründüğümü düşündüm. Dizlerimin hemen üzerinde bitiyordu ama sorun etmedim. Ahh ben artık üniversiteli yetişkin bir insandım. Ve buda benim ilk tanışma partimdi. Öylesine heyecan vericiydi ki düşününce.
Gerekli tüm hazırlıkları yaptığımda Noren gelmiş kapıda beni bekliyordu. Çok istekli olduğumu düşünmemesi için fazla aceleci olmayan tavırlarla indiğim basamağın sonunda siyah topuklu ayakkabılarımıda ayağıma geçirip dışarı çıktım. Babam Noren'e gözüm üzerinde bakışı attıktan sonra alnıma bir öpücük koyarken kulağıma fısıldadı. "Saat tam onbirde evde olmanı istiyorum, küçük hanım mazeret yok." başımla babamı onaylayıp Noren'in arabasına binmiş ve partinin yapılacağı mekana doğru yola çıkmıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUTANT PRENS #wattys2017
VampireKapak Tasarımı: nursu_cugalir Dünya, vampirlerin ataları olan Kademalar tarafından yönetilmektedir. Saf kan vampir prensler tahta geçmek için rekabet halindeyken Prens Arsel, zihin algıları tamamen kapalı insan Henna'yı farkeder ve içten içe aşık ol...