31

234 23 8
                                    

Henna

Gözlerime temas eden yakıcı gün ışığına araladım göz kapaklarımı. Ölmüş müydüm, yaşıyor muydum pek fikrim yoktu. "Tatlım, beni duyuyor musun?" boğazımdaki acı yumruyla yutkunup puslu görüşümün düzelmesini bekledim. Annem baş ucumda oturmuş serum iğnelerinden morarmış elimi avuçlarının arasına almış dikkatle yüzüme bakıyordu. Tanrım ne kadar güzel ve şık görünüyordu.

"Nerdeyim?" diye sordum kısılmış hastalıklı çıkan sesime aldırmadan. "Herşey geçti tatlım." annem sorumu cevaplamak yerine yüzüme dökülen saçlarımı ilgiyle kulağımın arkasına sıkıştırıp tuttuğu elime tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu. Gözlerim her açıp kapatmamda acıyordu. Neler olmuştu böyle. Beynimdeki bulanıklık gidince afallayarak yatakta belimi dikleştirdim. "Anne! Anne Arsel o. O öldü mü? Tanrım! Ne olur ölmediğini söyle!"


"Henna sakin ol çocuğum." babamın sesini duyunca irkilsemde aldırmayıp yataktan kalkmaya çalıştığımda babam gelip omuzlarımdan tutarak engel oldu. "Biraz dinlen kızım, sonra konuşacağız herşeyi." 

"Ne olduğunu öğrenmek zorundayım. Arsel nerde? O iyi mi bilmem gerek yaşıyor mu?"  gözyaşlarım bir yolunu bulup akmaya başlamıştı çoktan. Kimsenin cevap vermemesi canımı yakıyordu. "Lütfen cevap verin o iyi mi?" diye inledim. Boğazımda hissettiğim yumru iyiden iyiye canımı acıtmaya başlamıştı. "Henna herşey düzelecek kızım. Amcanla bir görüşme ayarlayacağım. Tüm sorunlarını birlikte aşacağız. Şimdi biraz dinlen tatlım kafanı bunlara yorma."

Omuzlarımı tutan ellerini sıkılaştırıp beni yatağıma tekrar yatırdıktan sonra alnıma bir öpücük kondurdu babam. "Herşey bizim sorumluluklarımızı yerine getiremeyişimizden kaynaklanıyor biliyorum. Annenle ben yani biz... Tekrar denemeye karar verdik Henna. Bizi affet çocuğum yaşadığın bu depresyon ve bunalımın tek sebebi biziz artık seni asla bir başına bırakmayacağız tatlım ama sende söz ver lütfen bir daha intihar girişiminde bulunmayacaksın."

Duyduklarımı anlandırabilmek için bir süre düşünüp babamın yüzüne baktım. "Ne intiharı?" diye dökülüverdi sözcükler dudaklarımdan. "Ben kaç gündür burdayım söylesenize Arten amacına ulaştı mı Arsel nerde, bir cevap verin bana Tanrı aşkına!"

Annem babama anlayışla başını salladıktan sonra "Ben hallederim tatlım, sen git biraz dinlen." diyerek mırıldandı. Tekrar birlikte yaşayacaklarına çok sevinsemde şu an tebrik edebilecek durumda hissetmiyordum kendimi. Babam başıyla onaylasada gitmek yerine yatağın ucundaki tekli koltuğa bıraktı kendini. Yorgun görünüyordu.

Annem derin bir nefes aldıktan sonra boşta kalmış elimi tekrar avuçlarının içine alıp sevgi dolu bir ifadeyle yüzüme baktı. "Tatlım otuz yedi gündür komadaydın. Servise çıkalı iki gün oldu. Doktorlar daha iyi olduğunu söylüyorlar. Sözünü ettiğin kişiler kim bilmiyorum ama herşey yolunda biz yanındayız. Ronn amcanda senin için elinden geldiğince destek olacak bu zor günleri birlikte atlatacağız."

"Anne ben intihar etmedim, kendi boğazımı nasıl kesmiş olabilirim söyler misiniz bu mantıklı mı?"

Annem derin bir nefes aldı. Akmaya hazırlanan gözyaşları eşliğinde yüzüne daha dikkatli baktım. "Bir vampir olduğunu biliyorum anne bende bir vampirim artık. Lütfen kademaları bildiğini biliyorum. Prens Arsel'in yaşayıp yaşamadığını öğrenmek zorundayım. Lütfen yardım et, birşeyler söyle bana. Canım acıyor anlamıyor musun!"

MUTANT PRENS #wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin