Yangın

20.2K 1.1K 355
                                    

Güzel bir bölüm oldu.Hareketlenmeye başladık çünkü. Barış efendi ve karın ağrısını da okuyacağız bu bölüm. Beğeniyorsak OYlamayı unutmayalım canlarım. Diğer YB PERŞEMBE gelecek. Keyifli okumalar.:) 

Medya da çalan şarkıyı da çok severim. MIGUEL- Crazy in love. Bir de ondan dinlemelisiniz, yakıştı bu bölüme.

-*-*-*-

"Onunla ne işin var?"

"Kapatıyorum."

Telefonu yüzüne kapanan Barış hangisine daha çok şaşırsın kızsın bilemedi. Ama bildiği tek şey Baran'la fena halde sert bir konuşma yapacağıydı. Onunla ne işi olabilirdi Allah aşkına. Daha bu sabah ona teşekkür etmek için aramıştı daha ne konuşacaktı? Üstelik o saçma sapan magazin haberinde ikisinin adı geçmişken bu tedbirsizlik niyeydi? 

Şu an karşısında olsa ona sağlam bir yumruk atıp kendine getirirdi. 

Baran hadi neyse de Karaca'ya ne demeliydi? Onun Baran'la konuşacak neyi olabilirdi. Bir gece ona yardım etti diye bu neyin iyilik melekliğiydi? 

Bu böyle olmayacaktı. Barış düşündükçe çıldıracak istemediği şeyler yapmak zorunda kalacaktı. O yüzden Baran'ın şirkete dönmesini beklemekte buldu çareyi. O vakit onunla konuşup derdi neydi öğrenecekti. 

------

Karaca, Baran'ı kimin aradığını az çok tahmin ediyor bunun içine bir miktar geriliyordu şimdi. Ancak Baran'ın rahat tavrından çıkardığı sonuç ise Barış'ın problem çıkarmadığı yönündeydi. Hoş çıkarmasının da bir sebebi yoktu gerçi. Limonatasından bir yudum alıp Baran'ın gözlerinin ona çevrilmesini bekledi. 

"Seni buraya neden çağırdığımı merak ediyorsundur."

"Evet."

"Dün gece için teşekkür etmiştim ama bu telefonda kalınca kendimi rahatsız hissettim. Çok usulen olacaktı."

"Resmi mi diyorsunuz?"

Baran başını salladı. Karşısında duran kadını Barış'ın ellerinden kaçırmasını anlamamıştı anlayamayacaktı da. Güzeldi, akıllıydı ve en önemlisi hayattaydı. Arkadaşı aptalın tekiydi. 

"Sarhoş bir adamla başa çıkmak kolay değildir. Özellikle ben zil zurna sarhoş olduğum da çekilmez bir adam olabiliyorum. Ama sen bunu öğrendin zaten."

Karaca ufak bir tebessüm etti. 

"Bak, beni o şekilde bırakıp gitmediğin ve eve getirdiğin için teşekkür ederim. Son zamanlar da beklenmedik ve hiçte hoş olmayan şeyler yapıyorken bir rezilliğe daha bulaşmak istemezdim." 

"Kim olsa aynısını yapardı."

"Hayır." dedi genç adam da. "Herkes senin gibi evine kadar bırakıp bir de başımda beklemezdi."

"Hatırlıyor musunuz?"

"Pek sayılmaz." derken yüzünden ufak bir tebessüm geçmişti Baran'ın. Bunu Karaca da fark etti. "Ve lütfen bana sizli konuşma. Sana adınla sesleniyorum sen de bana öyle söyle."

"Pekala." 

"Her neyse konumuza gelelim. Demek istediğim.. Ne demek istediğimi bilmiyorum aslında."

Genç kız onun kahve fincanıyla oynayan sabırsız ellerine baktı. Dün geceye dair hatırladığı tek şeyin İdil'i gördüğünü zannetmesinden başka bir şey olmadığını biliyordu. 

"Birbirimize dürüst olalım olur mu? Buraya beni sadece teşekkür etmek için çağırmadın öyle değil mi?"

Baran başta cevap veremese de kızın ısrarcı bakışlarının karşısında çözüldü. Başını sallayarak "Evet." dedi. "Seni çok iyi tanımıyorum. Sadece Barış'la olan birlikteliğin süresince tanıdım ve ben pekte insan sarrafı değilimdir."

Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin