Akın Karakurt

16.9K 1K 487
                                    

Evet canlarım sizi özledim,uzun bir aradan sonra Merhaba.Uzun zamandır bu kadar keyif aldığım bir bölüm daha yazmamıştım herhalde. O yüzden beğeneceğinize inanıyorum. OY VERMEYİ UNUTMAYALIM olur mu?:)

Yeni bölüm haftaya CUMA. Keyifli okumalar.

NOT:Bölümdeki Quintessa Meritage şarabının asıl fiyatı 170 Dolar, yani 595 TL. Neden yazdığımı okuyunca anlayacaksınız:) Şarkımızda bölüme HARİKA UYGUN.

*-*-*-*-*

Zaman ilerlerken Bayraktar Yalısında koşuşturmaca hakimdi. Evin erkekleri o gece için pek bir şey yapmasa da anne Bayraktar fazlasıyla heyecanlıydı. Öyle ki Karaca'ya da bunu bulaştırmaya çalışıyordu. Genç kızın ise bunu umursadığını söylenemezdi. O son olanlardan sonra aklını boşaltmak adına o gece ne giyeceği ile ilgileniyordu. İki gündür Sezen'le de konuşmuyordu. Daha doğrusu Sezen sürekli onu geçiştiriyordu. Baran'dan haber yoktu ve Barış.. O birkaç kere arasa da telefonuna bakmayınca vazgeçmişti. 

"Karaca! Hala daha karar veremedin mi? Tonla şey gösterdim sana."

"Abla takdir edersin ki çok şey var. Birini seçmek zor." 

Ablası, Nilgün Arsal henüz iki yıldır evli ve başarılı bir moda tasarımcısıydı. Ailenin asla beyaz yakalı olmak istemeyen bir karakteri olarak sevdiği istediği işi yapıyordu. Kız kardeşi Karaca ise onu biraz zorlamıyor değildi. Zor beğenen ve fazla tedirgin bir yapısı varken de işi zordu. 

"Payetli bir şeyler olabilir belki."

"Çok iddialı."

"Senin gibi."

Gülümsedi genç kız. Ablasının gösterdiği kıyafetlerden uzaklaşıp masanın ucuna oturdu. "Ben de ondan bahsediyorum. Ben iddialıyken elbiseyle bunu daha da patlatmayalım. Diğer kadınlarında şansı kalsın."

"Bak sen.. İşin şakası kalmadı ama tatlım, davet üç gün sonra. Senin hiçbir şeyin hazır değil. Bir an önce karar vermelisin yoksa annem senin yerine karar verir."

"Of! Ondan bahsetme hiç. Sana gelirken ben de geleceğim diye tutturdu. Babam oyalayınca ben hemen çıktım. Kızdı sanırım gelmedi de."

"Annemin her zamanki hali bilmiyor musun. Hadi gel, sana yeni kreasyondan bir kaç şey göstereceğim. Çok koyu renkler olmadığı sürece her renk senin rengin bence."

Karaca yerinden kalkıp ablasının ona gösterdiği kıyafetleri denedi. Gerçekten şahane şeylerdi. Hiçbir kadın bu kıyafetlerin içinde kendini kötü hissetmezdi ama onun aradığı şey sanki biraz daha farklıydı. İfadesindeki kararsızlığı ablası da gördü. 

"Tamam sorun ne söyle hadi."

"Bunlar çok güzel ama sanki aradığım şey daha farklı. Görünce işte bu demem lazım."

"Ablacığım sen ne zaman bir kıyafet için öyle dedin?"

"Güneş'lerin düğününde?"

"Bak onu unutmuşum. Doğru diyorsun. Aslında elimde onun benzeri bir şey var ama bir davet için fazla durur. Bizim amacımız da sade fakat çarpıcı bir görüntü. Onunla çarpıcı ve seksi olursun."

Karaca o gün ne giyeceğine dair henüz bir karara varamadan ablasının yanından ayrıldı. Birkaç gün boyunca fazla bir işi yoktu. Şirketin işlerinin çok olacağını düşünse de öyle olmuyordu. Çalışmak istiyordu, hele ki şu sıralar. Aklının boşalması lazımdı. 

Sezen'i aradı. Onunla görüşmüyor, telefonda bile konuşmuyorlardı. Açıkçası ne durumda olduğunu merak ediyordu. O geceden sonra onu yalnız bırakmak istemese de Sezen'in dediğini yaparak ondan biraz uzak durmuştu ama bu kadar yeterdi. Telefonu açınca görüşmeleri iki arkadaş gibi başlasa dahi konu yine sorunlu yerlere gelmişti. 

Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin