Canlarım çooooook uzun bir bölüm getirdim. Umarım çok beğenir ve OY verirsiniz, emeklerimin karşılığını görmek beni çok mutlu ediyor, şimdiden teşekkür ederim. :)
NOT: Ahu'nun bu bölümde giydiği elbiseyi biz hikayenin instagram hesabından seçtik, o gün de KESİT yayınladım orada. (her çarşamba kesit günü) Gelmek isterseniz "casablancaninkaleminden"
Diğer YB haftaya Cuma. Keyifli okumalar. :)
*-*-*-*-*
Karaca, sabah çok aç uyanmıştı. Biraz yorgun da hissediyordu kendini ama bu oldukça normaldi. İnanılmaz güzel bir yerdeydi, havası mis gibiydi, yapılacak tonla aktivitesi vardı ve onları da yapmışken yorgunluğu doğaldı. Yanında yatan adama baktı. Uyuyordu. Dün sabah kötü bir rüya görüp erkenden kalktığı için bu sabah sere serpe yatıyordu. Saat ne erken ne de geçti. Kendi de yarım saat daha yatakta yatıp uyumak istedi ama olmadı. Hem karnı çok açtı hem de çoktan uykusu açılmıştı. Saat de ilerliyordu. Gün uzundu.
Yataktan kalktı. Üzerindekileri çıkarıp bugün giyeceği bikiniyi giydi. Beyaz her zaman favorisiydi. Altına da beyaz tül bir etek giydi. Uzundu ve uçuş uçuştu. Barış ise hala uyuyordu. Yavaş olmaya dikkat edip kamaradan çıktı. Merdivenlerden çıktı. Burnuna çok güzel kokular geliyordu. Ah, karnı da sanki ona inatmışcasına guruldadı. Birkaç adım attıktan sonra diğer taraftaki merdivenlerden indi. Küçük mutfak karşısındaydı. Onu gören kadınla biraz sohbet etti. Kahvaltıyı hazırlıyordu. Ona yardım etmeyi teklif ettiğinde kadın istemese de birkaç tabağı alıp yukarı masaya taşıdı. Her şey o kadar iştah açıcı görünüyordu ki! Ya da o çok açtı, bilemedi.
"Günaydın."
Arkasını döndüğünde gelen sesi biliyordu elbette. Bu adam yeni uyanmış haliyle bile ne kadar güzel görünüyordu. "Günaydın, kahvaltı hazır. Seni bekliyordum."
"Sen mi hazırladın?"
"Pek sayılmaz, ben birkaçını buraya taşıdım."
Uzanıp Barış'ın yanağına tatlı bir öpücük kondurdu. O da giyinmişti. Kahvaltıdan sonra otele döneceklerdi.
"Şimdi gün aydı işte."
Oturup kahvaltıya başladılar. Havasından suyundan mıdır bilinmez Karaca'nın iştahı geldiğinden beridir çok açıktı ve inanılmaz yiyordu. Meyve suyundan yudumlarken "Bence kesin kilo aldım." diye konuştu. "Bu kadar yemek ne demek, yüzsem de yakamam ben bunları."
"Bence fena olmaz. Birkaç kilo sana yakışır bile."
"Pozitif düşün diyorsun yani. Ya da öylesi daha mı hoşuna gider?"
"Her zaman pozitif düşün o ayrı ama birkaç kilo almak sana fazla gelmez. Şu an da iyi bir görünümün var, birkaç kiloyla değişmez."
"Tuzağa düşmedin."
Barış gülerek kaşlarını kaldırdı. "Düşmem."
"Ee, bugün ne yapacağız?"
"Şnorkelle dalmak istiyordun, ondan başlarız. Adayı turlarız. Sonra da villaya geçer biraz yüzeriz. "
"Benim de aklımdan onlar geçiyordu. Peki kaç gün daha burada kalacağız?"
"Sıkıldın mı?"
"Hayır, burası çok güzel. Yapabildiğimiz kadar şey yapalım, yüzelim, eğlenelim, keyfini çıkaralım istiyorum. Ama bundan sonra nereye gideceğiz onu da merak ediyorum."
"İstanbul'a dönmeyeceğiz bunu konuşmuştuk. Birkaç yere daha gider, sonra döneriz. Aklında bir yer var gibi duruyor."
Karaca güldü. Elbette vardı. O kendi aklında birkaç şeyi planlamıştı bile ama onunda fikrini almak istiyordu. "Amerika'ya gideriz diye düşündüm. Nisandan beri gitmedim. Birkaç eyalet gezeriz. Gösterilere katılırız. Bence şahane olur. Denk gelirsek festival ya da konserler de çok güzel olur!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)
Romance(FİNAL YAPILDI)Hiçbir aşk bu kadar zor olmamış hiç kimse aşkı bu kadar çok istememişti. Aşktan dili yanmış bir kadın.. Aşktan intikamı uğruna vazgeçmiş bir adam.. Yaralarını sarmalarına engel olan ve geçmişten gelen büyük intikam.. Bir yanda masum...