Canlarım çoook UZUN bir bölüm oldu, oku oku bitmeyecek. Ama Ahu-Barış-ekip olayını uzun uzadıya anlattım, eminim bir çok soru işaretini de giderdim. Herkes var, genel bir bölüm oldu.
O yüzden bu bölüm için sizden OY istiyorum,💜 bence bu bölüm yüksek bir oyu hak ediyor.:) 19 sayfa oldu. Bölüm sonu soruları da yanıtlarsanız çok seviniriiim.
Ayrıca Finale de son 10 bölüm kaldı..
Diğer YB haftaya Cuma, keyifli okumalar!
*-*-*-*-*
Omzunun üzerinden savurduğu yumruk boşa giderken verdiği açık ona pahalıya mal oluyordu. Çünkü onu tuttuğu gibi tek koluyla çevirerek yere çalmış, bıçağını boğazına dayayarak "Öldün." demişti.
Ardından geri kalkıp bıçağı onun elinden aldı. Gözlerinin önüne gelen saçını geri çekip ondan uzaklaştı. Karşısındaki adam ondan uzundu ama o ne yaptığını biliyordu. Elindeki bıçağı onun üzerine savururken, bir yılan gibi sıyrılıp bacağına tekme atmasına ardından da omzundan çekip onu döndürerek yere düşürmesine karşın hiçbir şey yapamamıştı.
"Öldün."
Omzu öylesine acıyordu ki elindeki bıçağı bırakmıştı. Ancak pes edecek değildi. Tek hareketle ayağa kalktı. Savurduğu yumrukları bir bir püskürtülürken sadece suratına bir yumruk atmayı başarabilmişti. Ama bedeni tıpkı bir paçavra gibi tekrardan yere çalındığında Barış onun tek kolunu tutarak onu dizinin üzerine getirmiş, başını da diğer eliyle yere eğmişti.
"Ufak bir kız gibi dövüşüyorsun."
Onu bırakırken Ahu yere oturdu ama tepesinde dikilmesinden nefret ediyordu. Çenesini tutarken ayağa kalktı. "Zevk alıyorsun değil mi?"
"Seni dövmek bana zevk bile vermiyor. Korkunç derece de yeteneksizsin."
"Kesici aletlerle aramın iyi olduğunu söylemedim zaten. Ben silahta iyiyim. Biri suratıma silah dayadığında ne yapmam gerektiğini senden iyi bilirim."
Öyle mi? Barış, masanın üzerinde duran silahı ona uzattı. Eliyle kendi üzerine tutmasını işaret ederken "Yap hadi." diye konuştu.
Ahu ona istediğini seve seve verecekti. Silahı onun suratına dayadı ve saniyesinde Barış'ın ona vurup kolunu çevirerek sırtına bir dirsek geçirmesini, o kolundan tutup onu sertçe yere düşürmesini acıyla karşıladı. Genç kız kollarından güç bularak kalkmaya çalıştı ama nafile. Her yeri sızlıyordu. Barış ise silahı bırakıp cebindeki bıçağı çevirerek onun tam başının yanına, yere sapladı. "Öldün. Her iki şekilde de."
Geri çekilip giderken geride bıraktığı Ahu hala daha yerde yatıyor, kendine kızıyordu. En çok da ona eğitim vermek adına dayak atan Barış'a. Odadan çıkmadan önce "Berbat bir eğitmensin!" diye bağırmıştı.
"Senden iyi olduğum kesin."
Bu hatıradan sıyrılırken gözleri Barış'ın sertleşen yüzündeydi. Ona başlangıç olarak Merhaba deyip büyük bir hata yapmıştı anlaşılan.. Ama aklına başka bir şey demek gelmemişti açıkçası.
Ancak Barış'ın edilen sözler umurunda değildi. Beynine bir şimşek düşmüştü sanki, öylesine öfkeli, öylesine hiddetliydi ki onu tek eliyle boğabilirdi.
"Evimden defol." derken tane tane ve sakince söylemişti ama sesindeki öfkeyi odada ki herkes anlamış, en çok Karaca gerilmişti. O Ahu'nun kim olduğundan da, olanlardan da az da olsa haberdardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)
Romance(FİNAL YAPILDI)Hiçbir aşk bu kadar zor olmamış hiç kimse aşkı bu kadar çok istememişti. Aşktan dili yanmış bir kadın.. Aşktan intikamı uğruna vazgeçmiş bir adam.. Yaralarını sarmalarına engel olan ve geçmişten gelen büyük intikam.. Bir yanda masum...