Merhabalar canlarım,sizlere güzel ve heyecanlı bir bölüm getirdim. Geçmişe gittim biraz kafanız karışabilir ama karışmasın. Barış bir anısını hatırlayacak sadece ilk sahnede. :) Dilerim bölümümüzü beğenir ve OY verirsiniz. :)
Bu arada yazarken BAZI FİLM SAHNELERİNDEKİ sözlerden alıntı yaptım. Bana kalkıp gelip de bu söz şurada vardı demeyin rica ediyorum.
Diğer YB 27 Eylül Perşembe gelecek. Keyifli okumalar. :)
*-*-*-*-*
6 yıl önce...
"Tebrikler asker, artık bir suçlusun."
Ateş, ona kızgın bakışlarla yanından çekip giderken arkasından gelen ekibin direktörü ve kurucusu Koray Altanlı'nın da en az Ateş kadar kızgın olduğunu görebiliyordu Barış. Ne yaptığını ve sonuçlarının ne olacağını da biliyordu.
"Bütün bunlara değip değmediğini merak ediyorum. Bütün ekibi tehlikeye attın."
"Bunun için özür dilemeyeceğim efendim."
"Yüzbaşı!Yapmamalıydın. Yaptığın şeyin doğru olduğuna inandığını biliyorum ama çoğunluğun iyiliği için bırakmak zorundasın."
"Birinin kurban olması gerekiyordu. Farkındayım."
Koray Altanlı gerçekten üzgün görünüyordu. Barış'ın böylesi bir hata yapmış olması büyük talihsizlikti. Bu ekibi kurmak için izin alması senelerini almıştı. Heniz birkaç yıldır aktifken de şimdi güvenilirliğini kaybetmesi kötü olmuştu. Bu bütün ekibi tehlikeye atmak demekti.
"Söylemekten ne kadar nefret etsem de bundan kurtulmamız için birilerinin kaybetmesi gerekiyor. Ve sen büyük bir hata yaptın. Bu bir zafer olabilirdi Barış."
"Masumların hayatını kaybettiği bir zafer, zafer değildir. Bu sizin sözünüzdü. "
"Fikirler değişebilir Yüzbaşı. Ancak emirler değişemez. Askerler birbirine güvenir, ordunun anlamı budur, ateş ederek dolaşan bir grup adam değil."
Bu cümle Barış'ı çivi yutmuşa çevirdi. Bunu beklemiyordu. Çok ağrına gitmişti bu söz. Yutkundu. Yine de herkesçe haksız olarak niteleneceği biliyordu. Bu sözlere katlanmak zorundaydı.
"Efendim." deyip son kez selamını verdikten sonra onun yanından ayrıldı.
Her şey bitmişti..
GÜNÜMÜZ:
"Bilinci açık ancak kafa travması var. Önce röntgene sonra tomografiye alın."
Çok fazla kan vardı. Karnında ve başının sağ kısmında büyük bir hasar var gibi görünüyordu ancak Barış'ın bilinci yer yer gelip gidiyordu. Hatırlayabildiği son şey hava yastıklarının patladığıydı ancak gözünün önüne gelen şey çok daha farklıydı. Altı yıl kadar öncesini, ordudan atıldığı günü hatırlamıştı. Bunu hatırlamak mı ona acı çektiriyordu bilmiyordu ama vücudundaki tüm kemiklerinin kırıldığını hissedebiliyordu. Tarif edilemez bir acıydı bu. Bedeni de daha fazla dayanamazken kendini uykunun kollarına bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)
Romance(FİNAL YAPILDI)Hiçbir aşk bu kadar zor olmamış hiç kimse aşkı bu kadar çok istememişti. Aşktan dili yanmış bir kadın.. Aşktan intikamı uğruna vazgeçmiş bir adam.. Yaralarını sarmalarına engel olan ve geçmişten gelen büyük intikam.. Bir yanda masum...