Canlarım Merhabalar,sizleri bu kadar beklettiğim için tekrar çok üzgünüm. Ama elimde olsa bunlar olmazdı inanın. Sizleri seviyorum ve size çok tatlı ve güzel bir bölüm getirdim. O karanlık ve kasvetin ardından biraz neşeli bölümlerin olması eminim hem karakterlerimizi hem de bizleri mutlu edecektir. :)
O halde OY VERMEYİ UNUTMAYALIM olur mu? Ben onlarla çok motive oluyorum çünkü ve emeğimin karşılığını aldığımı düşünüyorum.:)
Diğer YB HAFTAYA SALI GELECEK. Keyifli okumalar!
*-*-*-*-*
Uzun zaman sonra herkes derin bir nefes almış ve önünde duran şeyi anlamlandırmaya çalışıyordu. İşin aslı ortama bir parça gerginlik hakim olmuş olabilirdi ama sıcak bir ortamdı ve bu da gerginliği tatlı bir hale getiriyordu.
Ateş ve Güneş balayından nihayet dönerek arkadaşlarına sürpriz yapacaklarken kendilerini bir sürprizin içinde bulmuşlardı. Öte yandan bu Baran, Barış ve Karaca için de geçerliydi. Karaca, Barış'ın evine ilk kez geleceği için heyecanlıydı ancak orada evden önce dikkat etmesi gereken iki kişi daha vardı. Öyle ki bakışlarıyla bile bunu yapmaktaydı.
"Ne zaman geldiniz?" diyen Barış ise sessizliği bozan kişi olmuştu.
"Dün. Biraz dinlenip sizi bulalım istedik ama sizden başka birini daha bulduk. "
Güneş'in bakışları Karaca'ya dönerken genç kız gülümsemekle yetindi. Barış'tan bir cevap almak istercesine ona baksa da o da sesini çıkarmadı. İş başa düşmüştü.
"Ben de buraya daha ilk kez geliyorum."
"Daha önce gelmedin mi?"
"Hayır."
Onun gerildiğini anlayan Güneş pes etti. Bu ikisinin arasında bir şeyler hala daha vardı demek ki. Baran'a baktığında ise onun durgun haline karşın sevindi. En son bıraktıklarında alev topu gibiydi çünkü. Sanırım İdil'in yokluğuna biraz da olsa alışıyordu. Buna sevindi.
"Sizi akşam yemeğine götürmeye geldik ama sanırım sizin farklı bir planınız var." diye sohbete dahil olan Ateş'in hedefi Baran ve Barış'tı. İkisinin tuhaf hareketleri ve Karaca'nın onca olan şeyden sonra burada olması anlamsızdı. Üstelik Barış'la araları iyi görünüyordu.
"Dışarı da çıkabiliriz ama evde de yiyebiliriz isterseniz."
"Bayanlar karar versin."
Öyle de oldu. Karaca ve Güneş burada yemeğe karar verdi. Dışarıdan yemekleri sipariş ettikten sonra Ateş, Baran ve Barış'la sohbet ederken Güneş'te Karaca'yla konuşuyordu.
"Çok uzun bir balayı yaptınız ama çok güzel geçmiştir eminim."
"Güzeldi tabi ki. Ateş'le olduktan sonra nerede olduğumuzun bir önemi yok ama bu tatil çok iyi geldi. Bir çok ülke gezdik, Ateş çoğu kez yurt dışına çıkmış ama ben sadece Sırbistan'a gitmiştim. O da iş içindi zaten."
"En çok nereyi sevdin?"
Güneş gülümsedi. "Aslında bir çok yeri sevdim şimdi ayıramıyorum ama sanırım ben denizi ve güneşi çok seven biri olarak en çok Miami'yi sevdim. Seattle de güzeldi ama. Amerika'da nereyi gezdiysem beğendim. "
"Avrupa turunuz kısa sürdü sanki değil mi?"
"Evet, sadece 8 gün sürdü. Orası da çok güzel."
"Ben daha önce Avrupa'da bir kaç ülke gezdim ama tur hiç yapmadım. En çok nereyi sevdin?"
"Prag. Çok güzel bir şehir, daha önce gittin mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)
Roman d'amour(FİNAL YAPILDI)Hiçbir aşk bu kadar zor olmamış hiç kimse aşkı bu kadar çok istememişti. Aşktan dili yanmış bir kadın.. Aşktan intikamı uğruna vazgeçmiş bir adam.. Yaralarını sarmalarına engel olan ve geçmişten gelen büyük intikam.. Bir yanda masum...