Upuzun bir aradan sonra merhaba canlarım, sizleri özledim ve 12 sayfalık bir bölüm yazdım. Gerçekten güzel oldu. Umarım beğenir ve OY VERMEYİ UNUTMAZSINIZ :)
DİĞER YB 7 ARALIK PERŞEMBE GELECEK.
Oldukça yoğun günler geçiriyorum inanın ki,dershane tüm vaktimi alıyor hazirana kadar ayda 1 bölüm yapacağız maalesef. Sizleri seviyorum,kendinize dikkat edin. :)
********
"Ne demek istiyorsun dedim."
"Ben.. Belki de o mezarı açtırmak şart olmuştur sizin için diyorum. Bilmediğiniz şeyler.. olabilir. "
Baran ona doğru adımladı. Gözlerini saf bir öfke bürümüş, altında yatan merakı gizleyerek Sezen'in ödünü koparmaya yetmişti. Genç kızın yutkunduğunu gördü. Ne saçmalıyordu.
"Sezen ne biliyorsun?"
Ağzını açsa da cevap veremedi Sezen. Tüm cesareti yitip gitmişti sanki. Az önceki kararlılığından eser yoktu. Öyle korkutucu bakıyordu ki adını sorsa söyleyemezdi şimdi. Gözleri dolarken başını sallayıp yanından gidecekti ki Baran'ın kolundan tutup kendine çekmesiyle ne olduğunu şaşırdı.
"Bırak."
"Ne biliyorsun?"
"Bir şey bildiğim yok. Bırak beni."
Gözlerini ondan kaçırarak konuşmasına daha da öfkelendi Baran. Diğer kolundan da tutup iyice kendine çevirdi. İnce bedenini kolayca kontrol edebiliyordu.
"Yüzümü bak."
Bakmadı. Tek eliyle onun çenesinden tutup "Gözlerime bak. Bir şeyler biliyorsun, biliyorum. Söyle!" diyerek kızdığında onları o şekilde gören Karaca, Barış ve Ateş aynı anda yerinden kalktı. Üçü de koşar adımlarla onların yanına giderken Karaca'nın kalbi sıkışmış, diğer ikisinin ise aklından geçen tek şey Baran'ın büyük, aptalca bir hata yaptığıydı.
Sezen çırpınarak kendini ondan kurtarmaya çalışsa da çenesini ve kolunu tutan eller o kadar güçlüydü ki kıpırdayamadı. Ateş ve Barış'ın gelip Baran'ı onun üzerinden almasıyla bedeni Karaca'ya yaslandı.
"Sezen iyi misin? Hi! Yüzün.."
Karaca şok olmuştu. Arkadaşının çenesini öyle kızarmıştı ki bunu yapanın Baran olduğuna inanamadı. Kolu da öyleydi. Bileğinin hemen üstü öyle kızarmıştı ki,kızın birkaç damla göz yaşını da akıttığını görmek onu öfkelendirdi. Onu tutarken hırçın gözlerle Baran'a dönüp "Ne yaptın sen!" diye bağırdı.
Ateş ve Barış onu tutup kızarlarken Karaca'nın da buna eklenmesi onun için fazla olmuştu doğrusu. "Bir şeyler biliyor." diye tısladı ona öfkeyle bakarken. Tam adım atacaktı ki Ateş onu durdurdu.
"Yeter bu kadar. Kendine gel."
Karaca öfke dolu bakışlarla ona bakarken işin daha da kızışacağını biliyordu. Sezen'in koluna girip onu onlardan uzaklaştırdı. Üç erkeğe de ters bir bakış atmaktan geri kalmamıştı ama asıl öfkesi Baran'aydı. Bu ne hadsizlikti!
"Hih! Karaca ne oldu?"
Güneş'in şaşkın bakışlarına karşın kızarak "Git onu arkadaşına sor." diye cevap verdi.
"Bir dakika bir dakika, lütfen dur yardım edeyim." dese de bir gözü bahçenin ucundaydı. Baran'ın iyi bir azar yediği belliydi, Allah aşkına ne olmuştu. Karaca'nın yardım istememesiyle ne yapacağını şaşırsa da Barış'ın onlardan tarafa koşmasını izledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)
Romance(FİNAL YAPILDI)Hiçbir aşk bu kadar zor olmamış hiç kimse aşkı bu kadar çok istememişti. Aşktan dili yanmış bir kadın.. Aşktan intikamı uğruna vazgeçmiş bir adam.. Yaralarını sarmalarına engel olan ve geçmişten gelen büyük intikam.. Bir yanda masum...