Adaleti Sağlamak

16.7K 954 398
                                    

Canlarım Merhaba, şahane bir bölüm getirdim sizlere ama önce duyurum var.

DUYURU: Hikayelerimizin artık İNSTAGRAM sayfası var.Orada kesitler, resimler paylaşacağım.Yeni açtım.Takip ederseniz çok sevinirim en azından orada bağı koparmamış oluruz. Adım: Casablancanınkaleminden (bitişik yazılıyor) eklerseniz çok sevinirim.:)

DİĞER YENİ BÖLÜM 8 ŞUBAT PERŞEMBE. 

OY vermeyi unutmayalım. Keyifli okumalar. :)

*-*-*

Hayal kırıklığı tıpkı bir cam gibi kalbe batar, orada onarılması güç yaralar açardı. En büyük düşmanın hayal kırıklığı olduğu, o tadılana kadar bilinmezdi. Baran bunu henüz yeni öğrenmişti. Dünyanın ne kadar karanlık olduğunu zaten biliyordu ama aşkın yalanlar üzerine kurulu olduğunu henüz fark ettiğinde kendini hiç olmadığı kadar yalnız hissediyordu. 

O mezardan çıkacak şeyin ne olduğunu ya da ne istediğini hiç bilememişti ama gerçeğin hiç bu kadar can acıtıcı olacağını tahmin edememişti. Mezarın boş olduğunu görünce bir müddet kendine gelemedi. Önce şaşkınlık, sonra sevinç ve hayal kırıklığını yaşadı. Ardından telefonuna gitti eli. Doğrudan Karaca'yı arayacakken bundan vazgeçti. Ne onu ne de diğerlerini arayamazdı. Aklından milyonlarca şey geçiyordu şimdi.  

İdil ölmediyse neredeydi? Neden onun karşısına çıkmamıştı? Neden mezarı açtırmak için bu kadar geç kalmıştı? 

Mezarlıktan çıktı. Arabasına bindi ancak süremedi. Aklında çok fazla şey vardı. Doktor Yeşim'e güvenmemesi gerektiğini hep biliyordu ve haklı çıkmıştı. O kadının daha sakladığı çok şey olduğundan emindi. Karaca'ya mezarı açtırın demişti ama o Karaca kadar nazik olmayacaktı. Doktora gidecekti ama önce bir yıllık hüsranın acının sonunda karşılaştığı gerçeği sindirmek zorundaydı..

*-*-*-*-*

Karaca bir daha bu kadar içmeyi asla düşünmüyordu. Gece o kadar gergin geçmişti ki kendini alkole vermiş bir nebze olsun rahatlamayı ummuştu. Ummuştu ummasına ama sabahını düşünememişti tabi. Başında zir zir öten telefonunu duymamaya çalışsa da başaramadı. Bakmadan elini uzatıp aldı ve yine bakmadan açtı. 

"Ne var!"

"Baş ağrın olduğunu tahmin ediyordum."

Bir anda oturur hale gelince beyninde bir kıvılcım çaktı sanki. Eliyle başını tutup gözlerini sımsıkı yumsa da o kıvılcım fena çakmıştı. 

"Bir daha bu kadar içmeyeceğim."

"Dün gecenin seni bu kadar gereceğini düşünmemiştim."

Gözlerini devirdi genç kız. "Gerçekten mi hayatım? Babamla tanıştın, evime adımını attın. Akın oradaydı ve-"

"Akın mı? Onun bir soyadı var diye hatırlıyorum. Yoksa soyadını kaldıracak kadar bir samimiyet mi kurdunuz?"

"Hayır. Henüz değil. Yani her gittiğimiz yerde onunla karşılaşırsak bu kaçınılmaz son olacak sanırım."

"Karaca."

Güldü genç kız. Barış'ın Akın'ı kıskanmasını komik ve eh bir parça da güzel buluyordu. "Onu kıskanmanı gerektirecek bir durum yok."

"Kıskandığımı kim söylüyor?"

"Sen."

Telefonun ucundan adamın derin bir nefes aldığını duydu. Gülerek "Tamam tamam." dedi Karaca. "Kıskanmadığını söyleyebilirsin, öyleymiş gibi davranırım."

Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin