(FİNAL YAPILDI)Hiçbir aşk bu kadar zor olmamış hiç kimse aşkı bu kadar çok istememişti.
Aşktan dili yanmış bir kadın.. Aşktan intikamı uğruna vazgeçmiş bir adam.. Yaralarını sarmalarına engel olan ve geçmişten gelen büyük intikam..
Bir yanda masum...
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününüz Kutlu Olsun Canlarım! Daha eşitlikçi, daha adaletli, daha huzurlu bir dünya dileğiyle..
Sizlere güzel bir bölüm getirdim, dilerim hoşunuza gider ve OY verirsiniz. Onları görünce ben çok mutlu oluyorum. :)
NOT: Bir sonraki bölümde de Türkiye'ye dönecekler. (Medya da çalan şarkı da gittikleri Celine Dion konserinden..)
Diğer YB Haftaya Cuma, keyifli okumalar!
*-*-*-*-*
Karaca ve Barış hava alanından çıkıp otele geçtiklerinde akşam olmuştu bile. Las Vegas öyle ışıltılı, öyle güzel bir şehirdi ki kaybolursanız eğer insanı yutardı. Yine de burada gözünü kapatıp bir caddeye çıktığında yürüse bile ışıltılı bir yere gelmiş olunurdu. Kaybolmak için çaba gerekirdi yani. Velhasıl, şehir şahane görünüyordu yine.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir gece öncesinden ayırttıkları otelde odaya çıkarken Karaca "Bu kadar büyük oda da kalmak zorunda değildik." diye konuştu. Her gittikleri yerde büyük oda seçiyorlardı ancak sadece iki kişilerdi.
"Elbette değiliz ama ben büyük odalar da daha rahat edeceğimizi düşünmüştüm."
"İki yatak odalı odalarda mı?"
"Ne? Bir o yatakta bir diğerinde sevişiyoruz işte. Farklılık değil mi?"
"Çok savurgansın bence."
"Ben mi?" diye sordu Barış da. "Hayatım ben görüp görebileceğin en tutumlu insanlardanım, bu büyük oda konusu ise tamamen senin rahatın içindi. Balayına çıktık, her şey daha lüks, daha rahat, daha konforlu."
"Ooh.. Ama böyle dersen içim bir garip olur."
Barış ona yüzünü buruşturdu. Aleni alay ediyordu işte. Karaca bir şey demedi, odaya girdiklerinde gerçekten de ne kadar büyük bir oda tuttuklarını gördü. Ama şahaneydi yalan değil. Las Vegas şehir merkezinde ki Elara By Hilton Grand Vacations Center- Strip otelde kalıyorlardı. Büyüktü, çok güzeldi, şahane gece programları vardı ve en önemlisi kumarhaneler çok yakındı. Zaten şehirde nereye çıkarsanız çıkın bir gece programı ve de isterseniz kumarhane bulabiliyordunuz.
Bavulları onlardan önce odalarına çıkmıştı. Her ikisi de Disneyland'i gezerken soğuk havadan ötürü kalın giyinmişlerdi ama burası çok sıcaktı.
"Akşam yemeğini yedikten sonra mı üzerimizi değiştirelim yoksa şimdi mi?"
"Giyinip öyle çıkalım."
"Ama nereye gideceğimiz belli değil. Acaba önce yemek mi yesek? "
Barış bir şey demeden öylece ona bakıyordu. Karaca güldü. "Öyle bakma bana ikizler burcu falan da değilim."
"Onu biliyorum. " dedi gülerek. "Bir kaç hafta sonra doğum günün."
"Keşke bugünlerde olsaydı ne güzel denk gelirdi şimdi."
