Tebrik ederim

8.4K 638 223
                                    

Canlarım, umarım bu bölümü seversiniz çünkü ben çok sevdim.:) Finale son 1 bölüm kaldı ama merak etmeyin Final de 2 part şeklinde olacak.:) 

Son son OYlarınızı bekliyorum.

DUYURU: Ahu, Başak'ın düğünde ne giyeceğini instagramda seçtik. Güneş'in elbisesi ve Karaca'nın gelinliği kaldı. Onları da görmek, oylamak isterseniz "casablancaninkaleminden" hesabına beklerim. 

Keyifli okumalar, YB haftaya Cuma ya da Cumartesi gelir.:)

*--*-*-*--*

Karaca beklemediği bir şekilde karşısında Sezen'i görünce şaşırmış ama bir yandan da sevinmişti doğrusu. Barış'ın onu getirmesine ise şaşırmamıştı. Neye neden üzüldüğünü biliyordu. Ona gözleriyle teşekkür ederken Sezen'e de "Geçsene." diye konuştu. O büyük salona geçtiği sırada merdivenlerden indi. Barış ise kapıda bekliyordu. 

"Sizi yalnız bırakayım."

"Gitmek zorunda değilsin."

"İkiniz olsanız daha iyi."

Evden çıkıp kapıyı kapadı Barış. Karaca ise derin bir nefes alıp salonda ayakta duran Sezen'in yanına gitti. Oturmak için izin bekliyor olması üzücüydü, ona işaret ettikten sonra karşılıklı oturdular. İkisinden de bir müddet ses çıkmadı. Kaçamak bakışlar, dile kadar gelen sözler yerini sessizliğe bıraktı. Ancak biri daha fazla uzatmayacaktı. 

"Lafı dolandırmanın kimseye faydası olmayacak. " dedi Sezen huzursuz bir ifadeyle. "Yaptığım şeylerin ne kadar korkunç ve affedilemez olduğunu biliyorum. Af dilemeyi de beklemiyorum zaten. Buraya veda etmeye geldim."

"Ne vedası?" diye sordu Karaca da. Güzel kaşları çatılmış, yüzünde saf bir merak vardı. 

"Burada daha fazla duramam. "

"Bu nereden çıktı?" 

"Durdukça içim acıyor çünkü. İdil'in ağırlığı hala üzerimde. Hala daha rüyalarıma giriyor, çektiğim acı buradayken daha da katlanıyor sanki. Bu şehir, siz, bana yaptığım şeyleri hatırlatıyorsunuz. Herkesi üzdüm Karaca. İki kişinin tamamen ayrılmasına sebep oldum. Gerçekleri önceden bilseydim böyle olmazdı diyorum ama öyle olmayacağını biliyorum. Geç öğrendim de ne oldu? "

"Tamamen suçsuz değilsin ama İdil'in tercihinin bedelini tek başına ödeyemezsin."

"Öderim. Unuttun mu, o öldü. Geriye kalan sadece benim."

Bir şey diyemedi Karaca. Sezen'in gözlerinde biten yaşları görebiliyordu. Akıtmamak için yukarı bakmış, sonradan buruk bir tebessüm edip gözlerini ona çevirmişti. "Seni de çok üzdüm. İdil'in tercihi diyorsun ama ikinizden birini seçmek de benim tercihimdi. Keşke zamanı geri alabilsem, keşke şimdi geri dönebilsem o ana. Bir dakika durmaz her şeyi Baran'a söylerdim. İdil'e asla yardım etmezdim."

"Ama zamanı geri alamıyorsun."

"Yapamıyorum. Bunun içinde ömrüm boyunca acı çekeceğim." diye mırıldandı buruk bir tebessümle. " Günün sonunda herkes yaptıklarının bedelini öder, değil mi?"

"Evet, İdil canıyla ödedi. Sen de yeteri kadar vicdan azabı çekerek ödüyorsun. Kaçmak bir çözüm değil. Kendine ceza olsun diye yalnız kalacaksın ama tek yaptığı seni daha da tüketmek olacak."

"Mükemmel bir son."

"Değil." dedi Karaca biraz kızarak. "Sana ne kadar kızdığımı biliyorsun, aramız uzun zamandır bozuk ama günlerdir seni düşünmeden edemiyorum. Her ne yaşanmış olursa olsun o benim arkadaşım deyip duruyorum kendime. Evet, affedilmesi zor şeyler yaptın ama olanlar oldu bir kere. Geri döndüremezsin. Ben geçmişi düşünüp hayıflanmanın beni mutlu etmediğini anladım. Kendimi mutlu etmek için de olanları unutmaya çalışıyorum. Barış seni neden buraya getirdi sanıyorsun? Günlerdir aklımdan geçeni yapmak istedi. Seninle yeniden eskisi gibi olabiliriz demiyorum ama şimdi olduğu gibi de küs kalamayız. "

Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin