Mezar

9.5K 760 303
                                    

MerhabaBölümlerimiz artık hafta da 1 gelecek evet AMA bir gün geciktim çünkü yoğun 2 gün geçirdim ve sonucunda hastayım. Midem berbat durumda ve ben size içime sinmeyen bir bölümü getiremezdim. Gecikme için üzgünüm.

ZORUNLU AÇIKLAMA : Bölümün son sahnesini bir dizide görüp çok beğendiğim için ondan """ALINTI """yaparak yazdım. Tıpatıp aynısı değil, ancak benzeri. Bana gelip de oradan çalmışsın diye saçma şeyler demeyin sonra.

ZORUNLU AÇIKLAMA 2: Bölümlerimizden haberdar olmak için İNSTAGRAM DA "casablancaninkaleminden" adlı profili takip edebilir, yeni bölümlerden kesitler, duyurular, anketler, açıklamalar hepsini öğrenebilirsiniz. 

DİĞER YB HAFTAYA CUMA GELECEK. Keyifli okumalar. :)

*-*-*-*-*-*

Gücümün yetmediği hiçbir şey için kendimi üzmemeyi öğrendim. Benim için ne kadar kıymetli olursa olsun elimden bir şey gelmiyor ise gidiyorum. Vaktiyle kahrolduğum onca şeyden geriye pişmanlık kaldı. İnsanın kendine eziyet etmesi de yeterince büyük bir günah, anladım. 

Karaca araba da giderken daha önce okuduğu kitaptaki bu dizeyi hatırlamıştı. Aklına gelmesi bile tuhaftı. Bu sözleri okuduğu zaman Barış'la ayrı oldukları zamandı ve aynen böyle düşünüyordu. Ancak artık böyle değildi. Evet insanın kendine eziyet etmesi günahtı ancak geriye artık pişmanlık kalmadığına emindi. Barış ile ilgili hiçbir şey onun için pişmanlık değildi artık. Öyle ki bu arabaya binip az çok tahmin ettiği üzere ölümüne gidiyor olsa bile pişmanlık değildi bu. İnsan sevdiği için her şeyi göze alırdı. 

O kadının ona izlettiği görüntüler de Barış, bir adamın eline düşmüştü. Üstü başı kan içindeydi ve yanında ondan başka kimse yoktu. Ne Baran ne de Ateş. Yüreğine o anı gördüğü ilk andan beri korku düşse de paniklememişti. Kadın ona onunla gelmesini ve Barış'ın hayatı için bir şeyler yapabileceğini söylese de zerre inanmamıştı. Yine de gitmişti işte. Nasıl şu an bu kadar sakin kalabiliyordu bilmiyordu ama sakindi. Barış'ın iyi olduğuna da emindi. O iyi olurdu çünkü. Kendisi için ise endişeli değildi. Sanki uyuşmuş gibiydi. Gözleri ve elleri bağlıydı ancak alabildiğine rahat oturmuştu koltuğa. Sadece tek düşündüğü Barış'ı görüp göremeyeceğiydi. 

*-*-*-*-*

Barış elindeki telefonu tuttuğu gibi Edwin'e vururken attığı birkaç yumruk yanına kar bile kalamadan diğer adam tarafından durduruldu. Onunla ciddi bir boğuşma yaşayacak gücü bulamadı kendinde. Bütün ruhu çekilmiş, ümidi yitip gitmiş gibiydi. Planladığı şey kesinlikle bu değildi. 

"Ona zarar verirseniz öldürürüm sizi." dedi kararlılıkla. Edwin çenesini ovalarken acısından başka bir şey düşünemiyordu. Bu genç adam çok sıkı vurmuştu doğrusu. Hayri sırf bunun için bile ona borçluydu. 

"Öfkeni ona saklasan iyi edersin. "

"Onu öldüreceğim." diye tekrarladı Barış da. Yemin eder gibiydi. "Kanında yıkanacağım. "

İnançla söylediği bu sözler onun için adeta bir yemindi ve Barış bunu yapmadan ölmeyecekti. Başının arkasına indirilen silah yüzünden bayılmadan önce düşündüğü son şey de buydu. Bedeni bir çuval gibi o evden çıkarılarak arabanın bagajına atılırken gözlerini açtığında kendini ummadığı bir yerde bulunca ise çok şaşıracaktı. 

*-*-*-*-*

Ahu, olanlara anlam veremiyordu. Hastaneye geri dönene kadar ve hala daha Ateş'e kızıyordu. Aklı almıyordu ki böylesi saçma bir şeyi. 

Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin