Duyuru+Finalden KESİTLER

5.9K 302 36
                                    

DUYURU-1: Gecikme için özür dilerim ama inanın yazamıyorum. Ne yazacağım belli, her şeyi kağıda döktüm ama cümleleri birleştiremiyorum. Sanırım ben bu hikayeyi bitirmek istemiyorum. :(

Her hikayenin finalini yazarken çok zorlandığım oluyor, vedalaşmak bana göre değil anlaşılan. Üstelik sizlere yarım yamalak bir şekilde veda etmek de benlik değil. Güzel şeyler yazarak noktalamak istiyorum bu hikayeyi. Anlayışınıza sığınıyorum. 

DUYURU-2: Şimdi size Finalden iki tane KESİT getirdim. Umarım bu size karşı bir nebze de olsa özür olur benim için. Gerçekten tekrardan kusura bakmayın. 

DUYURU-3: Finalin ilk partı 7 HAZİRAN CUMA gelecek.
Şimdi sizi kesitlerle baş başa bırakıyorum..

* 1.KESİT *

Güneş hastaneden çıkarken midesinde kelebekler uçuşuyordu. Doğrusunu söylemek gerekirse bu ihtimali neden hiç düşünmemişti bilemese de sonuç itibariyle mutluydu. Belki biraz erkendi bu hamilelik ama olsun. Heyecanlıydı. Çok heyecanlıydı. Bu kadar sevineceğini beklemezdi. Yüzünde güzel bir tebessüm vardı. Ateş ve ondan bir parça olacak olması onu deli gibi gülümsetiyordu. 

Sola sinyal verip döndü. İleride kırmızı ışık yanıyordu. Yavaşlayıp arabasını durdurdu. Eli karnına giderken yüzünde tatlı bir tebessüm vardı. Ateş'e nasıl söyleyeceğini düşündü. Eminim çok şaşıracaktı ama sevineceğinden de emindi. 

Acaba cinsiyeti ne olurdu? Henüz birkaç haftalık hamileydi. Haberi alınca hemen başka doktora görünmüş, neler olduğunu görmüştü. Ultrasona ise girmemişti bilerek. O anı ilk Ateş'le yaşamak istiyordu. Kırmızı ışık yeşile dönünce gaza bastı. Ancak çok uzaklaşamadan arabanın sağ tarafından sert bir darbe aldı. Neler olduğunu anlayacak vakti bile olmamıştı. Araba çok sarsılmasa da başı yanındaki cama çarpmış, canını yakmıştı. Arabayı ise durdurabilmişti neyse ki. Eliyle başına dokundu. Canı acımıştı. Hemen üstüne baktı. Bir yerinde bir şey yok gibiydi. Eli karnına giderken bir yandan da emniyet kemerini çözdü. Kalbi sıkışmıştı sanki. Bedeninde herhangi bir acı hissetmek için bakınırken bebeği için endişelendi. Çok kötü bir çarpışma değildi ama ufacık bir şeyden bile etkilenebilirdi belki. Bilemezdi ki. Korkuyla karnını sardı.

Yanına gelen insanları gördü o sırada da. Kapısı açılırken bir adam ona elini uzatmış, iyi olup olmadığını soruyordu. İyiydi. Onlara da başını sallayarak öyle söylese de alnında bir sıcaklık hissetti. 

"Alnınız kanıyor, ambulansı aradık. Bana elinizi uzatın."

Güneş, derin bir nefes alıp aynadan kendine baktı. Çok büyük bir kanama değildi ama rahatsız ediciydi. Adama tutunarak arabadan inerken "Çantam. " dedi. "Eşime telefon etmeliyim."

"Biz hallederiz. Hemen alayım."

Oradaki bir kadın arabanın içine uzanıp arka koltuktaki çantayı eline aldı. Güneş'i yoldaki kaldırıma oturturken su şişesi uzattılar. Çantasını aldı. Ateş'i aramak istedi ama şimdi ona ne dese çok heyecanlanacaktı kesin. 

"Bana kim çarptı? Herkes iyi mi?"

"Valla onlara kırmızı ışık yanıyordu ama çok hızlı geldi, duramadı herhalde. Arabanın önü gitmiş. Adam da sıkışmış."

"Öldü mü?"

"Hayır, hayır. Kendinde."

"Siz iyi misiniz?"

Başını salladı Güneş. Çantasını kucağında sıkı sıkı tutuyor, diğer eliyle de karnını tutuyordu. Başı ağrıyordu da. Kadınlardan biri elindeki peçeteyi onun alnına bastırdı. 

Karaca ve Barış (Tutku ve Tehlike Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin