31.Bölüm - Annelik

460 43 2
                                    

Eylül farkında olmadan, onu seçmem için zorlamıştı beni... çabala dedi, kabul edilmesen de pes etme... Tamam Eylül, sen beni istemesen de, kabul etmesen de, ben mutluluğum için, mutluluğumuz için ve en önemlisi bebeğimiz için çabalıcam...


Eylülün ağzından,

Serkan ağzımı aramıştı, son anda farketmiştim. Gerçekten benimle eskisi gibi olmak istiyordu bunu görebiliyordum, çabalıyordu. Belki bebek için yapıyordu, belki de beni gerçekten eskisi gibi seviyordu, bilmiyorum. Ama bildiğim birşey var ki, o da Serkan'a eskisi kadar yoğun duygularım olmadığı... Evet seviyorum onu, ama içimde birşeyler bitmiş sanki, Cemreyle olmuş olmamış, pek umrumda olmadı... Bu da ona olan aşkımın bittiğini gösterir gibiydi. Ama o beni çok incitmişti. Onu aldattığımı sanması, terketmesi, kendisinin aldatması, dengesiz halleri... bunların hepsi beni yormuştu. Ona olan sevgim ve aşkım da böyle böyle azalmıştı...

Ama Kaan öyle değildi, Kaan hep yanımdaydı, beni bırakmadı, her halimle kabullendi, Serkanla defalarca yan yana gelmeme rağmen tek kelime etmemişti... Serkanla çok ortak yönleri vardı aslında, eskiden Serkan da böyleydi, beni asla bırakmazdı, severdi, korurdu... ama artık o Serkan gitti, yerine bambaşka biri geldi...

Bunları düşünürken aklıma Atakan gelmişti. Benim için ölümü göze almıştı o... boşu boşuna ölmüştü. Ama onun ölümü sayesinde bana ulaşmışlardı, eğer beni bulmasalardı...

Sabah olduğunda Atakanın mezarını ziyaret etmeye karar verdim. Anneminkini de gezerdim... Atakanın yanına gittiğimde ona ne diyeceğimi bilemedim. Çok mahçuptum aslında, sonuçta benim yüzümden ölmüştü. Ama içimden gelenleri söyledim ona... aylardır yapamadığım yüzleşmeyi sonunda yapmıştım. Sonunda Atakanın mezarını da ziyaret edebilmiştim... Sonra annemin mezarına gittim...

"Anne bak, ben geldim... çok sık gelemiyorum dimi? Affet beni, ben de zor zamanlar yaşıyorum... bebeğimin sağlığı iyi değilmiş anne... ben bebeğimi kaybedebilirim...evet onu ilk başlarda hiç istemiyordum, aldırmayı bile düşündüm. O ameliyat masasına kadar gitmiştim biliyor musun? Ama gözümün önüne çok güzel bir manzara geldi, ben, bebeğim, babası, kızlar... öyle güzel bir tabloydu ki... herkes mutlu, bebeğim mutlu. Ben de vazgeçtim, hemen kalktım ve gittim, dedim ki ben bu bebeği ne olursa olsun doğurucam. Yoksa benim de Banu'dan ne farkım kalırdı ki? Şuan sağlığı çok kötü evet, hatta doktor doğurmamın daha iyi olcağını söyledi, ama o daha çok küçük anne, doğuramam.... şuan sana o kadar ihtiyacım var ki... sana sarılmayı öyle çok isterdim ki... beni itsen de sarılmak isterdim sana, doya doya sarılmak... ama sen yoksun annecim... "

Ayağa kalktığımda karşımda Nazan hanımı gördüm...

"Ay!"

Nazan : korkutmak istememiştim...

"Yok, ben boş bulundum"

Nazan : ben de Mesude için bir dua okumaya gelmiştim, bölmek istemedim.

"Teşekkür ederim"

Nazan : istemeden kulak misafiri oldum, çok mu kötü durum?

"Maalesef"

Nazan hanım bana sarılmıştı, ama anne şefkatiyle... aynı o mahkemede benim lehime şahitlik yaptığı zamanki gibi, tek bir farkla.. bu sefer daha da sıcak bir şekilde...

Nazan : biraz vaktin var mı?

"Ne için?"

Nazan : biraz oturup konuşuruz, söz seni fazla yormayacağım...

" olur, tabii konuşalım"

Nazan hanımla bir kafeye gelmiştik. Neden geldiğimizi ya da benimle ne hakkında konuşmak istediğini bilmiyordum...

Nazan : Defne ve Serkanın evlatlık olduğunu biliyorsun herhalde...

"Evet kızlar söylemişti"

Nazan : sen bana çok benziyorsun...

"Anlamadım?"

Nazan : ben fakir bir ailenin kızıydım, Tevfik ise varlıklı bir ailenin oğluydu. Biz birbirimizi severek evlendik, Tevfik ailesine rest çekmişti. Hatta Serkan bize senin için her karşı geldiğinde Tevfik bana bunu hatırlatırdı... O, herşeyi kendi tırnaklarıyla kazıya kazıya kurdu. Benim çocuğum olmuyordu, Tevfikle problemler yaşamaya başlamıştık, en sonunda evlatlık almaya karar verdik. Defne ve Serkanı görür görmez bir sıcaklık hissettim, onları evlatlık aldık. Ve problemlerimiz bitmeye başlamıştı, o ufacık iki bebek bizi birleştirmeyi başarmıştı...

"Ben anlamıyorum Nazan hanım. Bunları neden anlatıyorsunuz?"

Nazan : sana demiştim ya, Serkan bir gün senden sıkılacak, o günü bekliyorum diye. O gün hiç gelmeyecek Eylül...biliyorum, bebeğin falan olacak ama...

"Nazan hanım, Serkan benden sıkılmayacak olabilir, ama ben onun bu hallerinden sıkıldım. Ayrıca artık yeni bir hayatım var ve bir bebek bekliyorum. "

Nazan : ben sadece söylemek istemiştim... bu arada Eylül... evet biz Mesudeyle pek anlaşamazdık falan ama ölmesini istemezdim. Eğer birşeye ihtiyacın olursa, bir annenin yapabileceği birşeyler, yardım ederim

"Sağolun"

Nazan hanım bana ilk defa bu kadar yakınlık göstermişti... Serkanla birlikteyken beni istemeyen kadın şimdi, tam da ihtiyacım olduğu bu anlarda bana annelik yapıyordu...

Sil BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin