16.Bölüm - Son Kez Buluşma

499 47 5
                                    

Cemrenin ağzından,

Serkanın elindeki çanta Meralin Eylüle mezuniyet gecesi için verdiği çantaydı. Çantayı çok beğenmiştim o yüzden aklımda kalmıştı. Yani Serkan bana yalan söylüyordu, o çanta Defnenin falan değildi, olamazdı da pahalıydı çünkü, Defnenin onu alacak parası yoktu. Peki ama Serkan bana neden yalan söylemişti? Ve Eylülün çantasının Serkanda ne işi vardı? Serkan o çantanın Eylüle ait olduğunu biliyor muydu?

Aklımdaki sorularla Serkana bakıyordum. Serkan, ona baktığımı görünce gülümsedi. Aklıma Songülün söyledikleri geldi...

nasıl güveneceksin bilmem. Serkanın Eylüle yaptıklarını biliyorsun, onların aşkını gördün. Bunları görmüşken bu birlikteliğe nasıl güveneceksin Cemre?

Songül haklı olabilir miydi? Daha ilk günden ilişkimi sorgulamaya başlamıştım...

Serkanın ağzından,

Eylülün çantasını odamda bulduğumdan beri aklımdaki soru işaretleri geri gelmişti. Neden burdaydı? Mezuniyet gecesi Eylül burda mıydı? Neden çantasını almamıştı, ya da neden buraya gelmişti? Bu soruların cevabını bilmiyorum. Defnenin de çantanın sahibini bilmemesi aklımı karıştırmıştı. Tam herşeyi hatırlamaya başlıyorum, herşey eskiye döndü, düzeldi derken yeniden soru işaretleriyle baş başa kalmıştım. Bunun için son kez Eylülle konuşmalıydım. Ama Cemrenin yanımdan gitmesi gerekiyordu, nasıl giderdi ki?? Ya da öyle bir bahane bulmam lazımdı ki...

"Canım sen kızlarla küsmüsün?"

Cemre : neden sordun ki Serkan? Biz bunu göze almadık mı?

"Öyle ama, küs ayrılıyorsun. Üstelik yine dönünce onlar da gelicek yanımıza. Böyle küs ayrılmak yerine orta yolu bulsanız. Hadi bana kızsınlar anlarım, ama sen aranı düzelt bari"

Cemre : o zaman sen de annenle konuşçaksın

"Cemre yapma..."

"Serkan, canım, bak Nazan teyze seni çok seviyor. Bu zamana kadar senden bu gerçeği sakladı evet ama o sana annelik yaptı, öyle iyi anne oldu ki sana evlatlık olduğunu hissettirmedi, sana da Defneye de... o yüzden sen de annenle küs ayrılma."

Mecburen bu anlaşmayı kabul ettim. O sırada annem geldi... yüzleşecektim...

Cemre : ben sizi yalnız bırakayım. Canım sonra konuşuruz

Başımla onayladım...

Nazan : canım mı? Nooluyo Serkan?

" ben de gidiyordum..."

Nazan : dur oğlum gitme. Dün neden gelmedin? Telefonlarımı da açmadın çok merak ettim seni

"Herşeyi hatırlıyorum anne, evlatlık olduğumu da mesela..."

Nazan : oğlum ben söylemek istedim ama... yine çekip gitmenden korktum

"Biliyorum... seni seviyorum anne"

Nazan : ahh oğlum... ben de seni

"Neyse ben gideyim artık"

Nazan : oğlum, dur. Cemre neden burdaydı?

"Cemreyle birlikteyiz biz"

Nazan : ne? Cemre mi? Oğlum sen ne diyosun?

"Sen de başlama şimdi anne"

Nazan : oğlum bak, ben ne Cemreye ne de Eylüle karşı bi tık fazla sevgi besliyorum. Sana hep Eylül bir heves, geçer demiştim ama bu-...

" hevesmiş geçmiş bitmiş işte anne"

Nazan : hayır hayır... senin Eylül öldüğünde ne hale geldiğini gördüm annecim. Ben bile senin sevgine inanmışken şimdi Cemreyle mi çıkacaksın?

"Evlendi gitti işte anne. Naapıyım? Boşan gel, çocuğuna babalık yaparım mı diyim? Beni sevmiyo anne! Ona aşığım dedi. Ben de hayatıma bakıcam. Cemre beni seviyo, ben de onu..."

Nazan : oğlum ben senin arkandayım her zaman. Ama yanlış bir karar verdiğini düşünüyorum

"Ben gidiyorum anne, görüşürüz"

Hemen oradan çıktım. Eylüle gidecektim, çantasını ve kolyesini ona geri verecektim. Böylece bana bunun açıklamasını da yapacaktı, aklımdaki soru işaretleri son bulacaktı.

Evin yakınlarına gelmiştim ki durdum. Kendi kendime "naapıcaksın Serkan, kocası çıkarsa iki dakika karınla konuşabilir miyim?" mi diceksin dedim. Düşündüm, ve telefonla aramaya karar verdim. Telefonu o açtı, korktuğum başıma gelmişti...

Kaan : alo? Kiminle görüşüyorum?

Eylül numaramı silmiş miydi?

"Ben Eylülün... arkadaşı. Eylülle görüşecektim ama.."

Umarım tanımamıştır dedim içimden. Eylülün benim yüzümden yanlış anlaşılmasını istemezdim.

Kaan : Eylül... canım. Telefon sana

Bu çocuk beni deli ediyordu. Eylüle öyle bir bakıyordu ki... Ne diyorum ben ya... tabii bakıcak kocası o kocası... benim yaptığım gibi suratına mı bakmayacaktı? Tabii ki bakıcaktı, kocasıydı o...

Eylül : alo?

" merhaba. Konuşmamız gereken birşey var."

Eylül: benim konuşacak birşeyim yok

"Beni Cemreyle gördün diye mi yapıyosun bunu? Ondan mı bu öfken?"

Eylül: saçmalama, evli bir insanım ben. Öyle her kafama estiğimde zırt pırt çıkamam dışarı. Ayrıca hamileyim, çok yoruluyorum.

" tamam ben seni çok yormam. Söz"

Eylül: Serkan bak, konuşçak neyimiz kaldı ki? Merak ettiğin herşeyi söyledim. Anlattım sana. Sen de doğru yolu bulmuşsun zaten.

" son kez. Zaten bugün Ankara'ya dönüyorum. Bir daha görmeyeceksin beni"

Kurtalamayacağını anladı ki kabul etti... zaten Eylül benim ısrarlarıma dayanamazdı.. yine kendime geldim, ne diyorum ben ya...

Eylül: tamam

Eylülle dışarıda buluşmak için sözleştim. Sonunda herşey çözülecekti...

Sil BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin