"Ama bu...."
Londra'daki bir arkadaşımız, Mete'nin doğum gününü kutlarken çektiği fotoğrafları bana göndermişti... hepsi çok güzeldi, biri hariç... ben foroğraflara dalmış bakarken Eylül gelmişti, farketmedim bile...
Eylül: canım... gidelim mi?
Aceleyle telefonumu kapatıp cebime kaldırdım...
Eylülün ağzından,
Yanına gittiğimde Serkan büyük bir ilgiyle telefonuna bakıyordu, benim geldiğimi gördüğünde hemen cebine kaldırdı... yine neler karıştırıyordu acaba? Ne sürprizler peşindeydi acaba??
"Sürprizlere doydum"
Elimi tutuyordu, bu yoldan gittiğimize göre beni yine evine götürecekti, bu sefer itiraz etmedim bile...
Serkan: anlamadım
"Bir süredir beni şaşırtıyorsun... sürprizlere doydum. O yüzden uzun bir süre bir sürprizle karşılaşmak istemiyorum. Ne iyisiyle ne de kötüsüyle..."
Serkan bana anlamamış gibi bakıyordu... aldırmadım.
Eve girdiğimizde buna hala anlamamış gibi davranıyordu, üstelik dalgındı...
"İyi misin?"
Serkan: hı? Evet evet...
"Bir şey mi oldu Serkan ?"
Serkan: hayır canım... ben sadece... düşünüyordum"
"Ne düşünüyordun?
Serkan: yine ayrılmayız dimi? Ne olursa olsun?
Neden böyle birşey demişti ki?
"neden sordun?"
Serkan : bilmiyorum... korkuyorum
"Bazen mutluluğumuz beni de korkutuyo... her an birşey olacakmış gibi hissediyorsun..."
Serkan : evet...galibaa
İçeri tereddütsüz girdiğimi yeni farketmişti
Serkan: itiraz edersin sanıyordum..
"İş resmiyete döküldüğünde böyle oluyor galiba"
Serkan: şimdi biz nişanlı oluyoruz dimi?
"Galibaa..."
Gülümsedim, garipti... evet ilk nikahım değildi ama bunun Serkanla olacağını düşündüğümde ufak bir heyecan yaşamış olabilirim...
Serkan hemen geleceğini söyleyerek beni odaya göndermişti... garipti. Ne planlıyordu acaba?
Odada son gördüğümden beri birkaç değişklik olmuştu... komidinin üstüne bir çerçeve çıkarılmıştı. Bizim fotoğrafımızdı bu, üçümüzün fotoğrafı , Mete minicikken... biz mutluyken...gülümsedim. Çalışma masasının üstündeki anı defteri gözüme çarpmıştı...
onları Londra'ya göndermeden önce Mete'nin çantasına koymuştum. Tam bakıyordum ki Serkan geldi.Serkan : pek fazla birşey eklemedim ona...
"Neden?"
Serkan : boşver...
"Söylesene Serkan"
Serkan : Mete'nin annesinin onu terkettiğini bilmesini istememiştim...
Mahçuptu...
"İyi düşünmüşsün..."
Serkan : ama doldururuz merak etme. Çok birşey kaybetmiş değiliz... bundan sonra çekeriz bol bol...
"Tamam.."
Serkan : sana birşey göstereceğim
Dedi ve telefonunu çıkardı, bana birkaç fotoğraf gösteriyordu, ufak bir mekanda Cemre Mete Serkan ve birkaç tanımadığım insan vardı. Mete'nin kafasında minik bir parti şapkası var, çok komik görünüyordu. Ve önlerindeki üzerinde 1 rakamı bulunan pastayı üflüyorlardı...
Serkan : ne kaçırdım demiştin ya... 1.yaş günü partisi
"Çok güzelmiş...oğlumu ne hale getirmişsin, şu hale bak"
Gülüyordum, Serkan bugün pek keyifli değildi anlaşılan, zorla güldü...
Serkanın ağzından,
Bunu Eylüle nasıl açıklarım bilmiyorum, gerçekten çok iğrenç göründüğünü biliyordum ama benim suçum değildi, herşey birden bire olmuştu...
Eylül'ün tedirginliğimi farketmemesini umuyordum ama farketmişti, sürekli neyim olduğunu sorup duruyordu... Yalan söyleyemiyordum, yalan söylemeyi sevmiyordum... Hele ki Eylüle.. yakında karım olacak insana.... Ona sadece bir kez yalan söylemiştim, o da annesi öldüğünde ağlıyorken Cemreyle aramda birşey olmadığını ve ona aşık olduğumu söylemiştim. Ama o kadar kötü bir yalancı olduğumu anlamış olacak ki, en son arkadaş olmak istediğini söyleyerek beni kendi halime bırakmıştı...
O gördüğüm şeyin, günümü mahvetmesine izin veremezdim. Ama en kısa zamanda Cemre ile konuşmam lazımdı....
Eylül bu sırada anı defterine bakıyordu... oraya sadece Mete ile olan fotoğraflarımı koymuştum, hiç birinde Cemre yoktu. Gerçekten de Mete'nin ileride şu 1 yıl içinde yaşanan bu tatsız olayları bilmesini istemiyordum...
Eylül Mete'nin yanına geçip uyumaya başlayınca ben de onlara katıldım. Biri bana 3 yıl önce bunların olacağını söylese muhtemelen gülüp dalga geçerdim. Ama olmuştu...
Eylülün ağzından,
Huzurlu bir uykudan sonra gözlerimi açtım. Mete bana sarılmıştı... inanamıyordum... Mete bana sarılarak uyumuştu. Uyandırmadan öptüm onu. Boştaki kolumla dürterek Serkanı uyandırmaya çalışıyordum, onun da bu anı görmesi lazımdı....
Serkan : Eylül... ne oldu?
"bize baksana...."
Serkan bize sevgiyle baktı, o da şaşırmıştı en az benim kadar...
Serkan: sana alışacağını söylemiştim canım... her geçen gün biraz daha alışacak...
Serkan yerinden kalkıp telefonunu çıkarttı...
"Naapıyosun Serkan?"
Serkan: anı defteri için mükemmel bir an...
"Delirdin herhalde... sabah sabah"
Serkan : sen her halinle güzelsin sevgilim
Cemrenin ağzından,
Dün gece mailime gelen fotoğraflara bakıyordum, güzel günlerdi... Londra'daydık.. hayallerimin şehrinde 1 yıl boyunca kalmıştım...
Ama o fotoğrafı görmeyi beklemiyordum, bakakaldım. Ne yapacağımı bilemedim... kimse görmemeliydi, hele ki Eylül... benden daha da nefret etmesini istemiyordu. O benim kardeşim... onu üzcek birşey yapmak istemiyordum...
Az kalsın Gülay denilen o kadınla anlaşma yapıp Mete'yi ona vericektim... o çocuk beni annesi bilip bana anne demişti... nasıl satıcaktım onu? Bir daha o kadınla görüşmeyecektim..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sil Baştan
Roman pour AdolescentsBirbirini çok seven iki insan arkadaş kalabilir mi? Peki, herşeye sil baştan başlamak mümkün mü?