Ertesi sabah Eylül kollarım arasında uyurken uyanmıştım... uyandırmamaya çalışarak yataktan kalktım. Önce beşikte yatan Mete'ye baktım, hala uyuyordu. Dün gece onun uyuması için baya çaba göstermem gerekmişti, o süre içinde Eylül hiç uyanmamıştı, çok yorulmuş olmalıydı...
Mutfağa gidip kahvaltı hazırlamaya başladım, annemin masaya not bıraktığını farkettim. Bizi yalnız bırakmak istiyordu aklınca, ama minnettar kalmıştım. Mete daha annesinin karnındayken mucizeler yaratmaya başlamıştı,önce Eylülle bizi barıştırmıştı, sonra annemle Eylülün arasını çok iyi yaparak annemin daha iyi bir insan olmasını sağlamıştı ki bundan çok memnundum... Eylülle ilk tanıştığım zamanlar annemin ona olan öfkesini gördüğümde bana aralarının böyle mükemmel olduğunu söyleselerdi herhalde gülerdim...
Ben düşünceler içinde kahvaltıyı hazırlıyorken Eylül Mete'nin elinden tutarak yanıma geldiğini duydum...
Eylül: Günaydın canım
"Günaydın... ben de size kahvaltı hazırlıyordum..."
Eylül: herşeyi hazırlamışsın, neden beni uyandırmadın ki? Birlikte hazırlardık...
"Karıma ve oğluma bugün ben kahvaltı hazırlamak istedim..."
Eylül: kulağa çok garip geldi...
"Karım demem mi? Ben de alışmaya çalışacağım"
Eylül: umarım bu karıcım kocacım konuşması çok uzun sürmez çünkü ben çok acıktım..."
Eylülün söylediğine güldüm, ve herşeyi sofraya koyup ona katıldım. Bir yandan Mete'ye mamasını yediriyordu, alışmışlardı, Eylül Mete'ye alışmıştı, Mete de Eylüle....
"Kaydımı Ankara'dan İstanbul'a aldım."
Eylül: ne? Neden?
"Ne demek neden Eylül? Aylarca ayrı kalacak halimiz yok.."
Eylül: onu demedim. Yani ben de kaydımı Ankara'ya aldırmayı düşünüyordum... yani düşünmüyorum aslında ama sen ordayken...
"Sana fedakarlık yapmaman gerektiğini söylemiştim Eylül... hele benim için yaptıkların yeter artık... bırak kocan düşünsün artık bunları"
Hafiften sinirlenmiştim ama benden habersiz birşey yapmadığına memnun olmuştum, yoksa birbirimizden habersiz şehirleri değiş tokuş etmiş olabilirdik... somurtuyordum galiba o da bana baktı ve kahkaha attı... özlemiştim böyle gülmesini...
Eylül : aklıma şişe çevirmece oynadığımız gün geldi, orda da suratın aynı böyleydi...
Hayır hayır bana bunu hatırlatmış olamazdı...
"aman sakın hatırlatma"
Eylül : çoktan hatırlattım bile..
"sen o gün cidden içmemiş olduğuna emin misin? fazla cesurdun.."
Gülüyordum...şakayla karışık sormuş olsam da şüpheleniyordum...
Eylül : değildim aslında...sadece öyle görünmek istiyordum...
"fazlaca öyle görünüyordun... yerin dibine girmiştim.."
Eylül : gerçekten mi?
"evet.. ayrıca endişelenmiştim senin için"
![](https://img.wattpad.com/cover/111675097-288-k169455.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sil Baştan
Novela JuvenilBirbirini çok seven iki insan arkadaş kalabilir mi? Peki, herşeye sil baştan başlamak mümkün mü?