17.Bölüm - Taşlar Yerine Oturuyor

536 53 12
                                    

Cemrenin ağzından,

Serkanların evinden ayrılıp kızların yanına geldim. Serkan haklıydı, küs olmamalıydık. Hem üç günlük dünya, ya birimize birşey olsa?

Kader : nooldu? Sevgilin seni yalnız mı bıraktı?

"küs olmayalım kızlar.."

Songül : sana küs değiliz ki Cemre. Sadece anlayamıyoruz

"kızlar, bakın ben de biliyorum. Yanlış... ama Eylül evlendi, artık yanlış yok. Ben aşık oldum... olmamam gereken birine aşık oldum. Kardeşimin sevgilisine aşık oldum...aslında hep seviyordum onu..."

Kader : sus Cemre sus... anlatma

Meral : aynen canısı. Dinlemek istemiyoruz.

"kaptırdım kendimi kızlar.. "

Meral : biz Kaderle hep söyledik sana dimi? Yapma dedik... dinlemedin

"siz bunu dediğinizde ben çoktan...."

Songül : nasıl ya? Ne kadar önce oldu bunlar?

Sustum

Kader : konuşsana Cemre

"Senin doğum gününde Songül"

Güney : oha yavaş gel

Kader : ne saçmalıyosun sen Cemre? O gün Güney vuruldu. Serkan orda yoktu bile

"Öncesi... "

Meral : Beraber Eylülün resmini görmeye gitmiştik... ama orda biz de vardık Cemre. Ne ara?

Kader : sen gitmiştin.. ben de arkandan gelmiştim...

Songül : lan siz Eylülü ne hale getirdiniz... Eylül sizin yüzünüze bakmasa yeri. Hala kardeşim diyor sana

"Songül..."

Songül haklıydı... herşeye rağmen, Eylül beni kardeşi olarak görüyordu hala...ama ben kardeşimi kaybetmiştim...

Eylülün ağzından,

Serkan yeniden çağırmıştı beni. Neden ama? Cemreyle çıkıyorken niye bana bu acıyı çektirmeye devam ediyordu ki? Gözüme mi sokacaktı mutluluğunu?

Serkan bana bir çanta uzattı. Ama bu... bu benim mezuniyette taktığım çantaydı...

"Nerden buldun bunu?"

Serkan : bizim evdeydi... içinde de bu vardı

Serkan bana kolyeyi uzattı

"Bu senin... istemiyorum. O gece de zaten bunu sana vericektim. Ama tabii olanlar oldu..."

Serkan : ne oldu?

" vaktimiz olmadı, çok eğleniyorduk,.."

Serkan : peki bu çantanın bizim evde ne işi var?

"Herhalde sen yanlışıkla aldın eve götürdün. Sarhoştuk çünkü o gece"

Ay neler söylüyordum ben... Eh be Eylül... oldu olacak herşeyi anlatsaydın...

Serkan durup kaldı öylece...

Serkanın ağzından,

Eylül sarhoştuk demişti... bir anda çözüldü sanki herşey....

Partide eğlendiğimizi hatırladım, ben Cemreyle dans ediyordum en son, Cemre kollarını bana dolamış gülüyordu... sonra Kader geldi yanımıza, o da dans etmek istiyor sandım, elimi uzattım ama suratıma kötü kötü baktı. Cemreyi aldı ve yanımdan gittiler, ben de masaya gittim, bir tek Eylül ordaydı, tek başına sallanıyordu, ayakta zor duruyor gibiydi, gerçi ben de öyleydim... elinden tutup dansa kaldırdım onu... istemedi elini çekti. Yeniden tuttum sertçe ve zorla dansa kaldırdım. Ara ara Güneyle Songülü ve Mertle Merali dans ederken görüyordum, onlar bizi görüyor muydu bilmiyorum çünkü pist çok kalabalıktı ve başım da dönüyordu aslında... neden böyle olmuştum bilmiyorum...

Eylül : benim midem bulanıyo

"Benim de başım dönüyor..."

Eylül : nooldu ki bize

"Bilmiyorum"

Birbirimize bakıp anlamsızca gülüyorduk. Eylül eliyle ağzını tutup dışarı çıkmaya çalışıyordu, tökezlenip düşüyordu, elinden tuttum ve dışarı çıkardım. Bir ağaç kenarına kusmaya başladı, ben de saçlarını tutuyordum...

Devamını ve içeri girip girmediğimizi hatırlamıyorum. Ama bizim eve geldiğimizi hatırlıyorum. Gülüşüyorduk, konuşmadan gülüşüyorduk sadece...

Hatırladıklarım karşısında şoka uğradım. Nasıl yani? O gece Eylül bizde mi kalmıştı?

Eylül : nooldu? Daldın gittin...başka birşey yoksa gidicem..

"Dur, bekle"

Elini tutmuştum. Öylece durduk..

"Ben o gün neden senin peşinden koşuyordum?"

Eylül: bilmiyorum

"Yalan söyleme Eylül.."

Eylül : yalan söylemiyorum. Bilmiyorum...

Yalan söylüyordu...

Herşey yavaş yavaş yerine oturuyordu...
sabah duyduğum seslere kalktığımı hatırlıyorum, başım çatlıyordu.. Eylül ve Defnenin sesi miydi? Kavga mı ediyorlardı yoksa? Hemen kalkıp bakmak istedim ama çıplak olduğumu farketttim... nasıl ya? Dün gece neler olmuştu? Hızlıca gömleğimi ve pantalonumu giyip çıktım, o sırada Eylül kapıyı çekip çıkıyordu. Arkasından koşuyordum...

Sonunda o günü hatırlamıştım, Eylülün peşinden koşuyordum çünkü ona neler olduğunu soracaktım ama o elinde elbisesiyle koşuyordu, bana bakmamıştı bile...

Kahretsin... herşey o gece olmuştu... biz neden o hale gelecek kadar içmiştik ki? Ben içki sevmem.. şu zamana kadar bir iki kez Güneyle bira içmiştim, o kadar, o da Güney'in zoruyla. Eylül zaten içmezdi... o zaman biz nasıl sarhoş olmuştuk?
Ve en önemlisi o gece neler olmuştu? Yoksa... yoksa Eylül benden o yüzden mi kaçıyordu?

Eylülün benden kaçışı, kaza, komada oluşum, Eylülün ani evliliği, bebek...yoksa bebek??
Yok canım. Olmaz herhalde... öyle birşey olsa... olsa Eylül söylerdi niye söylemesin ki?

Bunları söylerken Eylül gidiyordu. Gitme diyecektim aslında ama ağzımdan dökülenler o anda düşündüğüm şeylerdi...

"Benden mi? O bebek benden mi Eylül?"

Sil BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin