Bölüm 2

445 16 3
                                    

Annemin sesiyle uyandım. Bir sitenin önünde durmuştuk. Yeni evimiz bu sitede olmalıydı. Arabadan indim ve telefonumu elime alarak saate baktım. Saat 22.30'du. Annem çantasına koyduğu anahtarları ararken ben de etrafa göz gezdirdim. Ev çok güzeldi. Kapıdan girerken bir balkon vardı. Saksıların içinde benim sevdiğim çiçeklerden vardı. Büyük bir bahçesi ve yaklaşık 160 cm kadar, derin olmayan geniş bir havuz vardı. Havuzun birkaç metre ilerisinde bir köpek kulübesi vardı. Kulübeye biraz daha yaklaştım ve içinden siyah bir köpek çıktı. Çok sevimliydi. Bu sevimlilik karşısında kendimi tutamadım ve köpeğin tüylerini okşamaya başladım. Annem"Köpeğine bir isim vermeyecek misin kızım?" dedi. Bu köpeğin benim olması mutluluktan havalara uçmama sebep olabilirdi. Köpekleri severdim ve daha önce bir evcil hayvanım olmamıştı. Köpeğimin ismini Venüs koydum. Küçükken bir komşumuzun tavşanının ismi buydu ve küçüklüğümden beri bu ismi sever olmuştum. Annem kapıyı çoktan açmıştı ve babamla birlikte beni bekliyorlardı. Onları çok bekletmeden üç basamaklı merdiveni çıktım ve içeri girdim. Kapıdan girer girmez büyük bir salonla karşılaştım. Mutfak amerikan mutfaktı. Salonda pudra ve beyaz renkli koltuk takımı ve beyaz bir sehpa vardı. Sehpanı üzerinde üçlü nar biblolar vardı çok şirin gözüküyorlardı. Salonun bir üst katı annem ve babama aitti onların bir üst katı da bana. Bana ayrılan katta iki oda ve bir banyo vardı. Yatak odama girdim. Odam eski odama göre oldukça genişti. Mobilyalarım beyazdı, çift kişilik bir yatağım ve aynalı komodinim vardı. Yatağımdan biraz uzakta bir çalışma masası, masanın önünde mor bir sandalye vardı. Kapının biraz ilerisinde boydan bir ayna vardı. Odamın yanında başka bir oda daha vardı. O odanın kapısını açtığımda karşımda büyük bir gardırop vardı. Sanırım giyinmek için bu odayı kullanacaktım. Odadan çıkıp çatı katına çıkmak için merdivenleri çıkmaya başladım. Çatı katı bir evde en sevdiğim yerdi. İzmir'deki evimizde de çatı katı favorimdi. Çatı katına çıktığım ve etrafı incelemeye koyuldum. Çatı katı tamamen benim zevkime göre döşenmişti. Büyük beyaz bir kanepe, yanında açık pembe bir puf koltuk vardı. Kanepenin karşısında da duvara monte edilmiş bir televizyon vardı. Koltuğun arkasında devgibi bir kitaplık vardı. En güzel yanı da kitaplıkta yeni kitapların da olmasıydı. Kitaplığın yanında bir tane de mor renkli bir puf koltuk vardı. Gözlerimi biraz daha etrafta gezdirdikten sonra duvara dayalı siyah bir gitar olduğunu fark ettim. Gitar çalmayı seviyordum. Kahverengi bir gitarım vardı. Bu gitarı babamın aldığına adım gibi emindim. Babama bir keresinde siyah renkli gitarların çok güzel göründüğünü söylemiştim. Sanırım o söylediğimi hatırlamıştı. Kitaplığın yanında dergilerimi koyabileceğim bir kutu vardı. Üst katları bitirdikten sonra en alt kata yani bodruma indim. Bodrum katta da bir kanepe, kanepenin iki yanında puf koltuklar vardı. Yerde altı tane değişik renklerde minder vardı. Galiba annem ve babam bizimkilerin de arada geleceğini düşünmüş olmalıydı. Kanepe ve minderlerin karşısında bir televizyon ve oyun konsolu vardı. Evin tamamını gezdikten sonra saate baktım. Saat 23.00'dı. Normalde bu saatlerde asla uyumazdım ama yol yorgunluğundan olsa gerek uykum gelmişti. Aşağı indim. Annem ve babam salonda televizyon izliyordu. İkisinin de yanağına birer öpücük kondurdum ve iyi geceler dileyerek odama çıktım. Pijamalarımın olduğu bavulu açtım. Ayıcıklı ve mavi renkli pijamalarımı çıkarttım. Giyinme odasına gittim. Pijamalarımı giydim ve odama gittim. Takılarım gibi ufak tefek eşyaları koyduğum bavulu açtım. İçinden küçük saç lastiklerimi çıkardım ve saçlarımı sol tarafımda toplayarak ördüm. Böyle yapınca saçlarımın dalgaları daha doğal duruyordu. Yarın yeni okulumda ilk günümdü. Neler olacağını cidden tahmin edemiyordum. Neler olabileceğini yine de az çok düşünmeye çalıştım ama olmadı. Göz kapaklarımın kapanmasına yenik düştüm. 

Tatlı BelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin