Gecenin zifiri karanlığında siyah lüks bir araç eski bir deponun önünde durdu. Arabadan inen siyah takım elbiseli adam hızlı bir şekilde depoya doğru yaklaştı. Adamın geldiğini gören diğerleri hemen ona doğru yaklaştı
"Efendim emrettiğiniz gibi paketledik malı şu anda içerde."
"Kapıyı açın"
Deponun kapısı büyük bir gürültüyle açıldı. Takım elbiseli adamın içeriye girmesiyle, oturan diğerleri hemen ayağa kalktı.
"Ulan it herifler oturasınız diye mi bu kadar parayı veriyorum ben size ha. "
Deponun içinde yankılanan gür sesle irkilen diğerleri hızla oturdukları yerden kalktılar. İçlerinden biri
"Abi valla senin bu kadar erken geleceğini bilmiyorduk yoksa biliyorsun öl desen ölürüz."
"Demek öl desem ölürsün. İbrahim silahını ver. "
İbrahim denilen adam belinden silahını çıkarıp patronuna doğru uzattı
"Buyurun efendim"
Takım elbiseli adam silahı yardımcısından alıp karşısındaki kişiye doğru fırlattı. Silahı kapan kişi korkuyla bir silaha bir de takım elbiseli adama baktı.
"Bu dünyada en nefret ettiğim tipler gereksiz bir cesaretle yalan söyleyenlerdir. Tıpkı senin gibi. "
"Yiğit bey..."
Takım elbiseli adam yavaşça karşısındakine yaklaştı ve omuzlarından sıktı.
"Şşşşş sakin ol senin gibi cesur adama yakışıyor mu böyle haller"
Elleri zangır zangır titreyen adam silahı tutmakta zorlanıyordu.
"Öl desem ölürdün ya şimdi senden ölmeni istiyorum."
Patronun önünde diz çöken adam yalvaran gözlerle ona baktı
"E hadi ama dostum. Ne duruyorsun sık şu silahı"
"Yiğit bey özür dilerim. Kulunuz köleniz olayım yapmayın. Benim üç yaşında bir çocuğum var."
Yiğit gür bir kahkayla gülmeye başladı.
"Demek üç yaşında çocuğun var. Bu daha da güzel bir haber. Şimdi o silahı kafana sıkmazsan o üç yaşındaki çocuğun var ya işte onu gözlerinin önünde boğarım. Şimdi sen seç onun hayatı mı senin hayatın mı?"
Patronunun sözleriyle kendinden geçen adam hızla elindeki silahı kafasına doğrultup hiç tereddüdsüz ateş etti.
Ellerini çenesinde gezdiren Yiğit tiksintiyle yerdeki adamına baktı
"Görüyor musun İbrahim sen bilmesen de insanlar zayıf noktasını bir şekilde açığa çıkarıyor. İşte o zayıf noktayı bulup onları alaşağı etmek de benim uzmanlık alanım. Bunları unutma İbrahimmm"
"Haklısınız efendim."
"Şu leşi temizleyin gözümün önünden. Ha unutmadan ben gelsem de gelmesem de oturulmayacak anlaşıldı mı?"
"Anlaşıldı efendim"
Ardından takım elbiseli adamın işaretiyle yerdeki cesede yöneldiler.
"Nerde bu adam "
"Yukarıya aldık efendim"
"Siz burada kalın etrafta kuş uçmasın, İbrahim sen benimle gel"
Yukarıya çıktıklarında elleri iplerle tavana asılmış kanlar içinde bir adamla karşılaştılar.
"Ooo Demir bey sizi burada görmek ne kadar büyük bir şeref"
Ağzından kan damlayan adam büyük bir güçlükle konuşuyordu.
"Kö...pek herif"
"Ayıp ama Demir'cim ağzına acı biber sürerim bak"
Bu sözünden sonra Demir denen adam güçlü bir kahkaha attı.
"As..la kur...tu...lamayacaksın se...ni sü..rün..düreceğim"
"Görüntülerle mi? Ama duyduğuma göre o görüntüler çoktan yok edilmiş. Sunacak görüntü olmayınca seni yaşatmamın da bir anlamı yok değil mi? Şimdi sana bir kolaylık sağlayacağım nasıl ölmek istersin eski dostum"
Demir denen adam ağzında biriken kanı zorla da olsa tükerebildi. Kanı tükürmesiyle nefesi düzene girerken konuşması da anlaşılır hale gelmişti.
"Biliyor musun Yiğit bu kadar aptal olacağın aklıma gelmezdi. Sence de o görüntülerden bir tane mi var"
Yiğit, Demir'in yakasına yapışıp burnuna sıkı bir yumruk geçirdi. O kadar sert vurmuştu ki kırılan burun sesi depoda yankılanmıştı. Burnundan fışkıran kanla kendinden geçen adamın başı öne doğru düştü.
"İbrahim bu dingil neden bahsediyor ha "
"Efendim öğrendiğimize göre davayı Kenan Arslanlı diye bir avukat almış. Bu da tüm kanıtları toplayıp bir kopyasını ona iletmiş. "
Hırsla adamın yakısına yapışan Yiğit büyük bir öfkeyle boğazını sıkmaya başladı.
"Ulan köpek herif bir işi de düzgün yapamayacak mısın sen. Bunlardan neden şimdiye kadar benim haberim olmadı ha. "
Boynundaki elleri zorla çözmeye çalışan adam boğuk çıkan sesiyle güçlükle konuştu
"Efendim tam bilgileri toplamadan size bu açıklamayı yapmak istemedim."
Ellerini boğazından çözen Yiğit büyük bir hırsla adamı geriye doğru itti.
"Kim bu adam araştırdınız mı? Buldunuz mu adresini?"
"Evet efendim kendisine gerekli uyarıyı yaptık ama pek de ciddiye almadı"
"Demek gerekli uyarıyı yaptınız ve o da ciddiye almadı öyle mi?"
Boğazını okşayan adam güçlükle yanıt verdi
"Evet öhhöööö efendim"
"Arkası güçlü o zaman, arkasında kim var öğrenebildin mi?"
"Efendim, adam birlikte çalıştığımız işadamlarının en güvendikleri avukatı. Bir anda ortadan kaybolması çok dikkat çekerdi. Biz de korkutup davadan vazgeçmesini istemeye karar verdik ancak son anda elimizden kaçtı."
"Bana bu adam hakkında topladığın tüm bilgileri getir. Bu tür insanlarla çalışıyorsa açığı yoktur. Onu açığıyla vuramayacağımıza göre zayıf noktasını bulmalıyız. Etrafındaki herkesi araştır"
"Emredersiniz efendim. "
"Kovadaki suyu da şunun yüzüne boşalt bir an önce uyansın sabaha kadar bununla uğraşamam"
Yüzüne boşaltılan suyla uyanan Demir gözlerini zorlukla açarak bir zamanlar pis işlerini yaptırdığı sözde arkadaşına baktı.
Yiğit, aldığı sandalyeyi ters çevirerek oturdu ve ellerini sandalyenin başlığında birleştirdi.
"Bunca yıllık dostluğumuzun hatrına sence de bana bir açıklama yapman gerekmiyor mu eski dostum"
"İnsanlar nankördür Yiğit. Sen de nankörsün ben de nankörüm. Bu işi beraber halletmiş olsak bile o şirket bana kalmalıydı. Senin gibi ikinci sınıf bir insana değil."
"Demek ikinci sınıf"
Yerinden kalkıp deli gibi gülmeye başlayan adam bir süre sonra karşısındakinin çenesine yapışıp hırsla konuştu
"O adamı en az benim kadar sen de öldürdün sen de suçlusun. Suçlusunnn"
"Ama görüntülerde ben yokum, silahı tutan ben değilim, vekaleti imzalatan da ben değilim."
"Ben piyonum sense şahsın öyle mi?"
Ağzındaki kanı bir kez daha tüküren Demir zaferini kutlarcasına güldü.
"Ama yanılıyorsun eski dostum. Artık karşında her istediğini yapan toy Yiğit yok. Bakalım O görüntüleri çok güvendiğin avukat bozuntusundan aldığımda da böyle konuşabilecek misin."
Ardından arkasını dönüp oradan uzaklaştı.
"Ha bu arada unutmadan söyleyeyim, bir piyon sana maçı kazandırabilir de kaybettirebilir de. Bundan sonra hangi piyonla oynayacağına dikkat et."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMDEKİ ACI
Romance"Aşık olduğun adamın gerçek yüzünü görünce yine de onu bu kadar çok sevebilecek misin Gece?" Elindeki dosyayı önüme doğru ittirip karşıma oturdu. "Buraya seninle bunları konuşmaya gelmedim bana ailemle ilgili olduğunu söyledin ben de geldim." bu söz...