Kalbimin Atış Sebebisin

384 24 16
                                    

Mutluydum, huzurluydum en önemlisi de artık şüphe yoktu hayatımda. Kenan'ın bebeğimizi istememesinden, bebeğimizin babasız büyümesi ve ona sıcacık mutlu bir aile verememekten öyle korkmuştum ki. Artık korku yoktu sadece ona duyduğum sonsuz güven vardı. Benim hayatım Kenan'dı, bebeğimizdi, bizdik. Yemyeşil çimenlerin üzerinde uzanırken huzurla gözlerimi gökyüzüne çevirdim. Güneşin sıcacık ısısı içime işliyor, mutlu olan beni daha da mutlu ediyordu. Gözlerim sevdiğim adamı bulurken dudaklarıma yayılan gülümsemeyle siyahlarını esir aldım. Ellerimi karnıma yerleştirip yoğun bakışlarının altında bebeğimizle konuştum.

"Annecim baban beni çok mutlu etti bugün. Babaya biz de hediye verelim mi ha ne dersin?"

Ellerini karnımın üzerine yerleştirip beni kendine doğru çekti ve saçlarımda başlayan öpüşü yüzümün her bir noktasını esir aldı. En son gülümseyen dudaklarıma küçük bir öpücük kondurup öpüşlerini boynuma doğru yönlendirdi.

"Sen bana dünyaları verdin bal gözlüm. Bebeğimizi, seni, aşkını... En büyük hediyemsiniz benim."

Öpüşleri karnımda son bulurken pantolunumun içine koyduğum gömleğimi çıkardı ve seri hareketlerle düğmelerini göğüslerime kadar açtı. Gözlerim yaptığıyla irilirken hemen ellerine yapışıp onu engellemeye çalıştım.

"Kenan dursana ne yapıyorsun? Şimdi birileri gelecek rezil olacağız. Kenannn... Kime diyorum açma şunu!!"

Ne kadar uğraştıysam onu üzerimden atamamış gömleğimin düğmeleri çoktan sonuna kadar açılmıştı.

"Güzelim bugün burası bize ait. Kimse gelmeyecek merak etme. Sadece bebeğimize dokunmak, onu hissetmek istiyorum. "

Ellerini henüz düz olan karnıma yerleştirdi. Ardından sıcak dudaklarını karnımın her bir noktasında gezdirdi. Dudaklarının temas ettiği yerler alev almışçasına yanıyor her hareketiyle kasıklarımdaki sızı daha da artıyordu. Sıklaşan nefesimle uzandığım çimlerden kalkıp Kenan'ı kendimden uzaklaştırdım ve gömleğime sıkıca sarılıp açılan tenimi gizlemeye çalıştım. Hissettiğim şeyler yüzünden yanaklarım alev alev yanıyor, bedenim kış ortasında kalmışçasına titriyordu. Her ne kadar koyulan siyahlarını üzerimde hissetsem de gözlerimi ondan kaçırıp başımı önüme eğdim. Bana doğru yaklaşıp yüzümü iri elleriyle kavradı ve yanaklarımın kızaran yerlerini yavaşça okşadı.

"Bal gözlüm utanmana gerek yok. Kimse gelmeyecek dedim ya. Şimdi biraz daha izin versen de bebeğimiz babasını tanısa."

Dudaklarımı kanatırcasına ısırıp kollarımı birbirine daha sıkı sardım.

"Bebeğimiz babasını ben çıplak kalmadan da tanıyabilir. Hem sen böyle yapınca ben... Yani şey işte yapmasan olmaz mı?"

Utanala sıkıla ona bakıp içime derince bir nefes çektim. Dudaklarında oluşan arsız gülümsemeyle gömleğime sıkıca yapışmış ellerimi kavradı ve beni kucağına çekti. Serin nefesi dudaklarıma temas ederken iri ellerini çıplak karnıma yerleştirdi.

"Kızım, annen babanı baştan çıkarmaya yemin etmiş gibi görünüyor?"

"Kı..kıı...zzım mı?"

"Evet kızımız. Bizim senin kadar güzel bir kızımız olacak bal gözlüm."

Bu sözü gülümsememe neden olurken gözlerimi kapatıp bir nefes uzaklığındaki dudaklarını yavaşça öptüm. Ardından kollarımı beline dolayıp başımı göğsüne yasladım ve sıkıca sarıldım ona. Çoğu erkek oğlu olsun isterdi ama Kenan kızımız olmasını istemişti. Düşüncesi bile beni pembe bulutların üzerinde dolaştırırken ellerimden birini göğsüne yerleştirdim ve başımı kaldırıp o çok sevdiğim siyahlarına baktım.

KALBİMDEKİ ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin