Yukarıdaki arkadaş Özgür. Kendisi sonradan dahil olacak hikayemize. Dün bir bugün bir yani iki bölüm geldi. Gelecekten bölüm isteyen güzel okuyucum için erken yazmaya karar verdim. Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur. Keyifli okumalar🤗"Emin misin?"
"Eminim dedim ya Özgür."
Özgür sıkıntıyla ellerini saçlarına daldırıp arkasını döndü ve benden biraz uzaklaştı. Sonra tekrar yanıma gelip şüpheyle sorusunu yineledi.
"Gece, eğer böyle birşeyi yapacak olursan geri dönüşü olmaz bunu biliyorsun değil mi?"
Oturduğum yerden kalkıp onun karşına geçtim ve kararlı bir şekilde ellerimi uzattım.
"Anlaştık o zaman"
Gözlerini sıkıca kapatıp başını geriye doğru attı ve sonunda o da elimi sıktı.
"Tamam. Saat kaçta gelmem gerekiyor?"
"Öğleden sonra bir gibi. Ben senden önce gidip onunla biraz konuşurum. Sonra da sen gelirsin."
"Işık? Onu da getirecek misin?"
"Evet. "
Uzun süre gözlerime baktı. Son günlerde bana karşı tavırları öyle değişmişti ki. Benim için elinden geleni yapıyor, her sorunumda yanıma koşuyordu. Onu bilmesem bana karşı birşeyler hissettiğini düşünürdüm ama... Bu imkansızdı. Ellerinin arasındaki ellerimi bırakmazken bir anda beni kendine doğru çekip sıkıca sarıldı ve başımı göğsüne yasladı.
"Gece ben... Yani seni... Herneyse boşver. Bırak içindekileri gözlerindeki acıyı okuyabiliyorum. Tutma kendini, ben kendimi tutabiliyorken sen tutma."
Ağlamamak için sıktığım vücudum gevşerken gözyaşlarım yanaklarımdan tane tane süzülmeye başladı. Ellerimi göğsüne yerleştirirken bir yıl boyunca içimde tuttuğum tüm acılarımı akıttım. Hıçkırarak içimden geldiğince.
"Kalbim acıyor Özgür... Çok... çok acıyor."
************************************
Taksiden inip kızımı kucağıma aldım ve sahile doğru ilerlemeye başladım. Meleğim bir yandan saçlarımla oynarken bir yandan da neşelice gülümsüyordu.
"Annecim sen ne kadar mutlusun bugün."
Anlamıştı sanki babasını göreceğini. Buğulanan gözlerimi ondan ayırıp içime derince bir nefes çektim. Boğazıma takılan yumruyu güçlükle yutarken kızımın güzel yanaklarını koklaya koklaya öptüm.
"Özür dilerim meleğim. Özür dilerim seni babandan ayırmak istemezdim ama buna mecburdum. Yine mecburum. Annenle baban artık bir olamaz... Bizden vazgeçmesi için başka çarem kalmadı."
Kararlı adımlarla tekrar yürümeye başladım. Onu görmemle adımlarım duraklamış, olduğum yerde donup kalmıştım. Öyle kötü görünüyordu ki. Zayıflamıştı, yüzüne yayılan sakalları onu tanınmaz hale getirirken ellerini sürekli ovuşturuyor heyecanla etrafına bakıyordu. Benden bağımsız hızlanan kalbime söz geçirmeye çalışıp yüzüme buz gibi bir ifade yerleştirdim.
"Yapma kalbim tekrar olmaz, lütfen ona teslim olmama izin verme."
Gözlerimi sıkıca kapatıp tekrar açtım ve titreyen bacaklarımla zorlukla yürüdüm. Kızımdan destek almak istercesine ona sıkıca sarılıyor bebeksi kokusunu derince içime çekiyordum. Tam önünde durduğumda elleriyle oynamayı bırakıp yavaşça başını kaldırdı. Acı, özlem, pişmanlık, sonra tekrar acı... Binlerce duygu vardı gözlerinde, daha sayamadığım binlercesi geçti o siyahlardan. Karşımdaki kişinin Kenan olduğuna inanamazken o ellerini yavaşça bana doğru uzatmış dokunmak için izin istercesine, yalvarırcasına gözlerime bakmaya başlamıştı. Emin olmak için zorlukla çıkan sesimle konuşmaya çalıştım.
"Ke... Keenan"
Hafifçe başını sallayıp tekrar yalvarırcasına gözlerime baktı. İnsan olmaktan çıkmıştı. Benim tanıdığım yakışıklı yüzü çökmüş, çok sevdiğim iri vücudu zayıflamıştı. Saçları ve sakalları tamamamen birbirine karışmışken gözlerine derin bir acı hakim olmuştu. Özlemle baktı bana, aklına kazımak istercesine yüzümün her bir noktasını tek tek inceledi. Bana doğru uzattığı elleri ondan bir adım uzaklaşmamla çaresizce yana düştü. Sonra bakışları kucağımdaki kızıma yöneldi. Bana doğru heyecanla yaklaşıp hemen kucağıma atılmış, dolan gözleriyle yalvarırcasına ellerini uzatmıştı.
"Bal gözlüm lütfenn... İzin ver. Ben... Ben sizi çok... Çok özledim... Her gün öldüm. Sensiz, kızımsız geçen her gün öldüm."
Öfkeli gözlerim ve buz gibi çıkan sesimle ondan tekrar uzaklaştım.
"Bana bal gözlüm deme. Sakın, sakın bir daha kullanma o kelimeyi."
Çaresizce bir kez daha bana doğru yaklaşıp tükenmişçesine yalvardı.
"Kızımız..."
İçime yayılan acıma hissiyle bu kez ondan uzaklaşmadım. Onun hakkı olmasa da, kızımın babasını görmeye hakkı vardı. Yavaşça yaklaşıp ellerini ona doğru uzattı. Ancak dikkatini saçlarımdan ayıran kızım, onu görmesiyle çığlık çığlığa ağlamaya başlamış korkuyla başını göğsüme doğru yaslamıştı. Her ona bakışında daha da çok ağlıyor kollarımda çırpınışları artıyordu. Anladığım gerçekle ondan uzaklaşıp öfkeli bakışlarımla yaklaşmamasını işaret ettim.
"Annecim tamam. Tamam korkma ben yanındayım meleğim. Bak yok gitti o, bak kızım."
Bize doğru tekrar bir adım atmasıyla öfkeyle bağırdım.
"Kenannn... Yaklaşma dedim sana. Kızımı korkutuyorsun. Git kendine çeki düzen ver öyle gel. Bu şekilde ona yaklaşamazsın görmüyor musun ne kadar korkuyor senden."
"Ben..."
Susmayan kızım hala ağlamasına devam ediyor bir türlü bakışlarını ondan ayıramıyordu.
"Tamam annecim gidiyoruz buradan tamam."
Onu arkamda bırakırken kızımla beraber ben de ağlamaya başladım. Arkamdan inlercesine yalvarıyor, acı çekercesine haykırıyordu. Bir anlık kendime yenilgimle dönüp ona baktım
"Gitme... Yalvarıyorum gitme. Bırakma beni. Ayırma kızımı benden.. Ayırma kendinden... Ölüyorum her gün hem de her gün..."
Dizlerinin üzerine çökmüş, tükenmişçesine bize bakıyor, ellerini tutmak istercesine uzatıyordu. Derin iç çekişlerim hıçkırıklarıma karışmış sokaktan geçen insanlar tuhafça bizi süzmeye başlamıştı. Ne kadar istesem de yapamazdım. Onunla ben artık bir hiçtik. Acımazsızca tekrar arkamı dönüp hızla uzaklaştım oradan.
"Geceee"
Özgür'ün sesiyle başımı yerden kaldırıp ona baktım. O ana dek koşarcasına yürüdüğümün, taksi durağını geçtiğimin farkında bile değildim.
"Öz...gürr"
"Neden burdasınız siz? Gitmedin mi yoksa buluşmaya? Ben de geliyor..."
Ağladığımı görmesiyle hemen yanıma koşup panikle kucağımdaki kızımı aldı. Şaşkınca hem bana hem de ağlayan kızıma bakıp beni de kolları arasına aldı.
"Tamam... tamam geçti. Geçti..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMDEKİ ACI
Romance"Aşık olduğun adamın gerçek yüzünü görünce yine de onu bu kadar çok sevebilecek misin Gece?" Elindeki dosyayı önüme doğru ittirip karşıma oturdu. "Buraya seninle bunları konuşmaya gelmedim bana ailemle ilgili olduğunu söyledin ben de geldim." bu söz...