Gitme

571 20 4
                                    

Her ne kadar ayakta durmakta zorlansam da sonunda işimi halledebilmiştim. Üzerime havlumu sarınıp aynadan kendime baktım. En azından yüzüm gözüm açılmıştı. Tam çıkacakken kapının açılmasıyla geriye doğru gittim. Kenan elinde tuttuğu gömlekle bana bakıp şaşkınca gülümsedi.

"Bal gözlüm bunu nereye atmalıyım."

"Ver bana, kirli sepetine atayım onu"

Elinden gömleği alıp makinenin yanındaki kirli sepetine attım. Ancak yerde gördüğüm sabunla dişlerimi sıkmam bir oldu.

"Ah Aslı bir gün ya sen beyin kanamasından öleceksin ya da ben. Kaç kere söyledim şu sabunları düzgün koy diye."

Eğilip sabunu aldım ve düzgünce yerine koydum. Arkamı döndüğümde Kenan koyulan gözleriyle beni inceliyor, en çok da bacaklarıma bakıyordu. Üzerimdeki havluyu nafile bir çabayla çekiştirip uzatmaya çalıştım ancak bu sefer de gögüslerim ben buradayım dercesine ortaya çıkmıştı. Sonunda pes edip olduğu gibi bıraktım ve dudaklarımı dişlerimin arasına alıp havlunun kenarlarıyla oynamaya başladım.

"Şu bacaklarının haline bak. Ne zaman artık kendini de düşünmeye başlayacaksın."

"Ben... çok korkmuştum senin için. O yüzden..."

Kısılan sesimle zorlukla konuşup başımı önüme eğdim. Bana doğru yaklaşıp tam önümde durdu ve bıkkınca nefesini dışarıya doğru verdi. İri elleri nazikçe çenemi kavrarken gözlerine bakmam için yavaşça başımı kaldırdı. Koyulaşan gözleri yumuşamış ilgiyle yüzümün her bir noktasında dolaşmaya başlamıştı.

"Bal gözlüm bundan sonra bencil olmanı istiyorum. Bencil ol başkalarını çok düşünme hayat acımasız. Bu ben hatta Aslı olsa bile. Önce kendini düşün. Bazen en sevdiğinden alırsın en büyük darbeni. Acımasızca, bir çöpmüşçesine düşünmeden söküp atar seni yüreğinden. Kırar kalbini söylediklerinin nereye varacağını düşünmeden, canını yaktığını bile bile kayıtsızca bakar gözlerine. Bencil ol bal gözlüm bencil. Sadece kendini düşün."

Avcunun sıcak temasını yanaklarımda hissederken başımı avucuna yaslayarak gözlerimi kapattım. Ona doğru iyice yaklaşarak ellerimi çıplak göğsüne yerleştirdim ve gözlerimi yavaşça açıp beklentiyle koyulaşan silahlarına baktım.

"İnsan kardeşine can parçasına bencil olur mu, sevdiğine kalp yarısına umarsız davranabilir mi? Aslı benim can parçam sense kalp yarımsın. Bu dünyada başka neyim kaldı ki benim sizden ve canımdan başka. "

"Bal gözlüm ben..."

Benden bir adım uzaklaşıp dünceli bir şekilde gözlerini sıkıca yumdu ve elleriyle saçalarını karıştırmaya başladı.

"Biliyorum sen bir gün benden gideceksin. Kapılmadım bu oyuna merak etme. Biteceğini bile bile başlasam da sen benim ilkimsin. Unutsan da unutmam, arkanda bıraksan da ağlamam. Çünkü sevmek bunu gerektirir Kenan. Benden gitsen de seni uzaktan sevmeye devam edeceğim ben bunu bil yeter. "

Artık canımı o kadar acıtmıyordu benden gitmesi. Gitse de yaşayacağını bilecektim. Benimleyken ölmesindense yaşaması daha iyiydi. Donmuşçasına beni izlerken onu arkamda bırakıp banyodan çıktım ve yatak odasına doğru yöneldim. Hala ıslak olan saçlarımı taramak için karman çorman olan eşyalarımın arasında tarağımı bulmaya çalıştım. Nereye gitmiş olabilirdi ki. Ne kadar aradıysam da bulamamıştım. Sonunda aramayı bırakıp düşünmeye başladım en son en son hah evet Aslıy'la valizime koymuştuk. Yatağın kenarına koyduğumuz valizi indirip açtım ve içinden tarağımı çıkardım. Tam kapatacakken elime gelen tül gibi şeylerle kaşlarım çatıldı. Bir tanesini çekip çıkarınca ateşe dokunmuşçasına hemen valize geri tıkıştırdım. Kapağını aceleyle kapatmaya uğraşırken bir yandan da kapıyı kontrol etmeye çalışıyordum.

KALBİMDEKİ ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin