Çalan telefonumun alarm sesiyle uyandım. Alarmı kapatıp yataktan kalktıktan sonra Işık'ın beşiğine yaklaşıp uyanıp uyanmadığını kontrol ettim. Benim güzel pamuğum mışıl mışıl uyuyordu, uzun uzun onu seyredip uyandırmadan minik ellerini öptüm ve bebeksi kokusunu içime çektim. Meleğimi uykusuyla baş başa bırakıp banyoya geçtim ve elimi yüzümü yıkadım. Bugünlerde kahvaltı yapmaya pek zamanım olmuyordu. Benim yaramaz kızım gece yarılarına kadar uyumuyor, haliyle beni de uyutmuyordu. Üstümü giydikten sonra çantamı da hazırladım. Tam bu sırada pamuğum uyanıp avazı çıktığı kadar ağlamaya başladı.
"Gel bakalım pamuğum. Anne burda bak"
Kucağıma almamla sesini kesmiş gömleğimin düğmeleriyle oynamaya başlamıştı.
"Acıktın mı sen. Hadi karnımızı doyuralım."
Karnını doyurduktan sonra pamuğum biraz da olsa keyiflenmişti.
"Karnı doyunca mutlu mu oldu benim kızım."
Gülümseyerek yüzünü, ellerini, ayaklarını öpücüklere boğdum. Benim bu hareketimle o da gülmüş neşeli çığlıkları odayı doldurmuştu.
"Altımızı değiştirip üstümüzü de giyelim anne işe geç kalmasın, anneanneyi de bekletmeyelim ha kızım"
Tekrar pamuk yanaklarından öptükten sonra işlerimizi hallettim. Ardından bebek çantasını alıp evden çıktım ve karşı komşumuz Gülten teyzenin zilini çaldım. Gülten teyze kapıyı açtıktan sonra gülümseyerek kucağımdaki Işık'ı aldı.
"Işık zeytin gözlüm benim sen anneanneye mi geldin. Oy yerim ben senin o bakışlarını. Haydi bakalım el salla anneye, bay bay annesi bay bay"
"Kızım çok üzme anneanneyi tamam mı bitanem"
Gülerek ellerini çırpan pamuğumun yanaklarından öpüp zorla da olsa ayrıldım. Her gün onu bırakıp gitmek beni oldukça zorluyor, her ne kadar Gülten teyzeye güvensem de aklım onda kalıyordu.
"Görüşürüz Gülten teyze bir sorun olursa yine ararsın beni"
"Tamam kızım hadi sen geç kalma, biz çok iyi anlaşıyoruz zeytin gözlümle"
Elimdeki bebek çantasını kapının kenarına bırakıp kızımı son kez bir daha öptüm ve aşağıya indim. Aklıma gelen saatle hemen telefonumu çıkarıp saate baktım. 7:45 lanet olsun sadece 15 dakikam kalmıştı. Eğer bu defa da geç kalırsam sorumlu hemşireden ciddi bir nutuk yiyebilir hatta ceza da alabilirdim. Koşarak apartmandan çıkıp ilk taksiyi çevirdim. Taksici sağolsun tam vaktinde beni hastaneye yetiştirmişti. Tabi trafiğin İstanbul kadar yoğun olmaması da bir etkendi. Taksiden inip koşar adımlarla hastaneye girdim. Servise çıktığımda saat 8:00'di. Şanslı günümdeyim ki sorumlu hemşire bugün erken gelmemişti. Hemen üzerimi değiştirip işe koyuldum.
Yoğun geçen bir günün ardından sonunda öğle yemeğine çıkabilmiştim. Telefonumun çalmasıyla yemeğimi yarıda bırakıp arayana baktım. Aslı'ydı. Onu da çok özlemiştim doğrusu, her ne kadar akşamları arayıp görüntülü konuşsak da yetmiyordu bu bize. Hemen yemekhaneden dışarıya çıkıp telefonu açtım.
"Aslı, sen akşam arardın genelde. Bak kötü zamanda aradın Işık yanımda yok malesef, hastanedeyim ben. E ne yapalım bugün de benimle idare etmek zorunda kalacaksın."
"Ay Gece, akşamı bekleyemedim çok acildi aramam gerekiyordu seni. "
"Neymiş o acil olan"
"Ben çok kötü birşey yaptım"
Sesi oldukça telaşlıydı.
"Aslı ne oldu bak beni de endişelendiriyorsun. Hakan'la falan mı tartıştınız."
"Yok öyle birşey değil."
"Kızım söyle artık bak sütüm kesilecek stresten"
"Tamam."
Derin bir nefes alıp kendimi sakinleştirmeye çalışarak söyleyeceklerini dinlemeye başladım
"Geçen gün Kenan'la buluştum. Bak kızma sakın bu seferki başkaydı. Ölecek gibiydi Gece, her gün aralıksız aradı yalvardı yakardı. Tamam hep yaptığı şeylerdi ama dediğim gibi bu başkaydı işte sonunda dayanamadım kabul ettim. Bir kafede buluştuk. Onu ilk gördüğümde neredeyse tanıyamayacaktım. Adam resmen çökmüş, durumu çok acınasıydı. Neyse işte seni sordu ben de iyi falan diyip geçiştirdim. Sonra bir ara lavaboya gittim, geri döndüğümde gitmişti. Sorun da tam orada başladı işte. Gitmeden telefonumu karıştırmış. Senin Işık'la olan resimlerini görmüş, büyük ihtimalle numaranı da almıştır. Çok özür dilerim Gece. Çantamdan telefonumu alabileceğini hiç düşünemedim."
Kenan'ın adını duymamla olduğum yere yığılmıştım. Elim kalbime doğru gitmiş, acısı tüm vücuduma yayılmıştı. O günden sonra hep çeker olmuştum bu acıyı. Sevdiğim adamın yaptıkları aklıma geldikçe bu sevgi yerini derin bir nefrete bırakıyor beni acımasızlaştırıyordu. Aslı'nın sesiyle daldığım düşüncelerimden uyandım
"Gece orda mısın"
"Evet burdayım şimdi sen kapat Aslı'cım ben bir şekilde halledicem merak etme sen"
"Of Gece, başına dert açtım. Benim yüzümden yine yer değiştirmek zorunda kalmanı istemiyorum"
"Üzülme senin bir suçun yok. Ayrıca geleceği varsa göreceği de var. Artık karşısında o eski Gece'yi bulamayacak."
"Kendine dikkat et, sık sık aricam seni telefonunu açık tut merak ettirme."
"Tamam canım hadi görüşürüz "
Telefonu kapattıktan sonra bir süre olduğum yerde kaldım. Tekrar telefonumun çalmasıyla kimin aradığına bakmadan kulağıma götürdüm.
"Alo"
"Gece, kızım Işık ateşlendi. Ne yaptıysam düşüremedim yavrucağın ateşini. "
Arkadan çığlık çığlığa ağlayan kızımın sesi geliyor, o ağladıkça benim de içim parçalanıyordu. Hızla ayağa kalkıp ne yapacağımı bilemeden servise doğru ilerlemeye başladım.
"Gülten teyze ateşi kaç dereceydi"
"38 derece. Kızım ben hastaneye götüreyim dicem ama Hilmi amcanın durumunu biliyorsun. "
"Tamam Gülten teyze ben hemen geliyorum. "
Koşarak başhemşireyi bulup telaşla durumu anlattım.
"Kader hanım bir iki saatlik izin verseniz kızımı doktora götürsem. Ateşi çok yükselmiş. Söz veriyorum telafi için iki gün üst üste nöbete kalırım"
"Bu kaçıncı Gece. Kaç defa geç kaldın sayamıyorum bile. Şimdi de bu durum. Bir tutanağı hak ediceksin bu gidişle"
"Lütfen Kader hanım şu anda yerimde duramıyorum bile. Beni anlamanız gerekiyor, sizin de çocuğunuz var. Bir anne olarak istiyorum bunu sizden "
Çaresizce dolan gözlerimle ona baktım. Ağlamamak için kendimi zor tutuyor, geçen her dakikayla yüreğim daralıyordu.
"Kızım senin kocan yok mu o götürsün."
Daha fazla kendimi tutamamış dolan gözlerimden yaşların akmasına engel olamamıştım.
"Tamam tamam hadi git. Bugün de gelme. Yazıyorum iki güne nöbeti ona göre"
Gözlerimdeki yaşı hızla silip minnetle ona baktım.
"Çok teşekür ederim Kader hanım."
Hızla hemşire odasına gidip üzerimi değiştirdim ve koşar adımlarla eve gittim.Apartmana geldiğimde Gülten teyze çoktan aşağıya inmiş kızımı hazırlamıştı. Hemen pamuğumu alıp dudaklarımı alnına bastırdım, ateşi hala düşmemişti.
"Ne zaman ateşi çıktı Gülten teyze"
"Yarım saat oldu kızım. Ne yaptıysam düşüremedim. Yine kızacaksın bana ama dayanamayıp söyleyeceğim. Nerde bu sabının babası ha. Yazık değil mi bu çocuğa. Öldü mü diyorum ölmedi diyorsun, boşandın mı diyorum o da yok. Olmaz böyle ama. Hangi birine yetişeceksin böyle, yarın bir gün sormayacak mı bu çocuk babam nerde diye"
"Gülten teyze bunların hiç sırası değil şimdi ben hastaneye gidiyorum. Hadi sen de Hilmi amcanın yanına çık bir an önce "
Hemen beklettiğim taksiye atlayıp hastaneye doğru yol aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMDEKİ ACI
Romance"Aşık olduğun adamın gerçek yüzünü görünce yine de onu bu kadar çok sevebilecek misin Gece?" Elindeki dosyayı önüme doğru ittirip karşıma oturdu. "Buraya seninle bunları konuşmaya gelmedim bana ailemle ilgili olduğunu söyledin ben de geldim." bu söz...