Gerçekler

516 26 15
                                    

Sevgili okurlarım bu bölümde tüm düğüm çözülecek yavaş yavaş ayrılığa yaklaşıyoruz. Onları ayrı görmeye hazır mısınız? Çok iyi yazamıyorum biliyorum ancak yıldız altta ona bir dokunuverirseniz amatör yazarınızı çok mutlu edersiniz😊. Keyifli okumalar umarım beklentinizi karşılayan bir bölüm olur. Gelecek bölüme görüşmek üzere😉🤗





Akşam yemeğinde Belkıs anneye yardım ederken kafamda hala Kenan'ın söyledikleri dolaşıyordu. O kadar dalmıştım ki bıçağın salata malzemesi yerine etimi kesmesiyle acıyla inledim.

"Kızım dikkat etsene biraz. Hay allah"

Belkıs anne bir yandan söylenirken bir yandan da elimle ilgilenmeye başladı.

"Neyse ki derin kesmemişsin. Dur ben yara bandı getireyim de saralım. Sen de otur artık. Uğraşma daha fazla."

Onun gitmesiyle acıyan elime tekrar baktım. Söylediği gibi fazla kesilmemişti. Kanayan parmağıma baskı uygulayıp daha fazla kanamasını engelledim.

"Geldim kızım, ver elini de saralım."

Çektiği sandalyeye oturup parmağımı ona doğru uzattım. Güzelce sardıktan sonra itiraz etmeme rağmen beni odama göndermiş yardım etmeme izin vermemişti. Kafamda binlerce soruyla merdivenleri çıkıp odama doğru yöneldim. Kenan'ın öfkeli sesini duymamla odaya girmekten vazgeçip açık olan kapısına yaklaştım ve konuştuklarını dinlemeye başladım.

"Ahmet ben gelemem bu hafta. Tamam acele olduğunu anlıyorum da bu hafta olmaz kardeşim. Hakim davayı erkene mi çekti. Lanet olsunnn!!!

Bir süre, sakinleşmek istercesine gözlerini sıkıca kapattı ve kulağından uzaklaştırdığı telefona tekrar cevap verdi.

"Anladım yapacak birşey yok, lanet piç yine tüm planlarımın içine etti. Bugün yola çıkarım ben. Tamam hadi görüşürüz."

Telefonu yatağa fırlatmış ardından da sıkıntıyla başını ellerinin arasına alıp odada turlamaya başlamıştı. Yavaşça kapıyı açıp içeriye girdim ve bir süre sakinleşmesini bekledim. Beni görmesiyle önce şaşırdı sonra da hızla bana doğru yaklaşıp sıkıca sarıldı.

"Özür dilerim."

"Hı"

"Özür dilerim."

Başımı göğsünden uzaklaştırıp yüzümü iri elleri arasına aldı. Ne söylediğini anlayamazken sıcak dudaklarını şakaklarıma bastırdı.

"İstanbul'a gitmek zorundayım. Ama sana söz veriyorum bal gözlüm işimi en kısa zamanda halledip geri geleceğim. O arada siz, Burcu ve annemle düğün hazırlıklarını tamamlarsınız."

Üzgünce başımı önüme eğip ellerimle oynamaya başladım. Korkuyordum, henüz o saldırıyı düzenleyenler bulunamamışken gitmesi ölesiye korkmama neden oluyordu. Başımı kaldırıp siyahlarına bakarken ellerimi beline sardım ve ona doğru yaklaştım.

"Gitme, gitmesen olmaz mı? Evlenmek umrumda değil sana birşey olursa yaşayamam. Ya da beni de götür. Ben de geleyim seninle."

"Güzelim senin burda kalman gerekiyor. Söz veriyorum sağ salim sana geri döneceğim. Bu davayı kazandığımız an herşey sona erecek merak etme. Ayrıca sizi tehlikeye atamam."

"Kenan..."

Ellerini dudaklarıma bastırıp konuşmama izin vermedi. Ardından başımı göğsüne yasladı ve sıkıca sarıldı bana.

KALBİMDEKİ ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin