Bana Mahkumsun

523 29 32
                                    

Bir süre aynadaki utanç verici görüntüme baktım. Aklıma gelen Aslı faktörüyle hızla banyoya doğru koştum. Aslı bu durur mu o da benimle birlikte koşmuş, tam yakalayacakken son anda kapıyı yüzüne kapatmıştım.
"Gece, aç kapıyı kızım kurtulamazsın benden. Sanki anlamadım ne haltlar karıştırdığınızı"
Deli gibi kapıyı yumrukluyor bir yandan da söyleniyordu. Söyledikleriyle suratım kırmızıdan mora mordan da bilmediğim renklere doğru yol alıyordu. Çizgi film karakterlerine dönmüştüm mübarek. Çaçeron mahalle kadınlarına söylentisiyle taş çıkaran arkadaşımın gürültüsüne daha fazla dayanamamış kapıyı açmıştım. Açmıştım açmasına da açmamla yeri boylaması bir olmuştu.
"Aslı iyi misin?"
"Hı hı çok iyiyim Gece'cim. O kadar iyiyim ki, bak anlatman için ayaklarına kapanıyorum."
Söylene söylene yerden kalkmış ardından sorgu memuru temsili ellerini birbirine dolayıp bana bakmaya başlamıştı.
"Düş önüme çabuk herşeyi anlatıyorsun"
Aslı'yla birlikte banyodan çıkıp salona geçtik. Ben oturduktan sonra Aslı başıma dikilmiş tek ayağını sabırsızlıkla yere vurmaya başlamıştı.
"Of tamam anlatıcam her şeyi gel sen de otur."
Bu sözümle benim tanıdığım Aslı'ya dönüp neşeyle kanepeye oturmuştu. Ona başından itibaren anlatmadığım herşeyi anlatmış, bir nevi kendimi de rahatlatmıştım.
"Gece, sen az önce ne dedin ha bir daha söylesene"
"Off Aslı kaç defa anlatıcam"
"Söyle söyle bir daha söyle neydi bu kadının adı"
"Ada, Ada Özdemir"
"Oha kızım bu kadın çok ünlü. Türkiye'nin en iyi ressamlarından "
"Ne yani rekabet edemez misin diyorsun"
"Ya yok öyle değil de çok şaşırdım."
"Aslı, şey benim bundan daha önemli birşey söylemem lazım sana"
"Ay yine ne bomba patlatacaksın, bugün kalpten gitmezsem iyidir."
Bunu söylemek o kadar zordu ki benim için kaç zaman kendime bile itiraf edememişken. Başımı öne doğru eğip derin bir nefes aldım ve tek seferde söyledim o iki kelimelik sözü
"Ben Kenan'a aşığım"
"Neeeeee, ne dedin sen"
Ağzı bir karış açılan Aslı, bu sözümle donup kalmıştı.
"Duydun işte. Ne duyduysan o"
Ellerimi ellerinin arasına alıp başımı göğsüne doğru yasladı.
"Gece, bunu yapamazsın biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum, en çok da bu acı veriyor ya bana. Her ne kadar artık sevmediğini söylese de gözlerinde görüyorum o kadını. Ona her bakışında kalbinde biriken öfkesini, acısını, nefretini, düşüncelerinden atamadığı yaşanmışlıklarını."
"Vazgeç bu sevgiden yine sonunda sen üzüleceksin"
İçime kaçan sesimle Aslı'nın kucağına iyice sinip gözlerimi kapattım.

                                Çalan telefonumun sesiyle uyandım. Aslıy'la kanepede uyuduğumuz için her yerim tutulmuş, vücudum sızlamaya başlamıştı.
"Gece, aç şu lanet telefonunu uyumak istiyorum"
Sızlanan Aslı'yı rahatsız etmeden yavaşça kanepeden kalkıp salondan çıktım ve telefonu açtım.
"Alo"
"Gece, evde misin"
Uyku mahmurluğuyla duyduğum sesi ayırt edememiş kulağımdan çekip numaraya bakmıştım 'Ukala Hasta'
"Yiğit bey"
"Evet benim. Evdeysen hazırlan seni işe bırakayım. Hem iş teklifime hala bir cevap vermedin bunu da konuşuruz ha ne dersin"
"Şey Yiğit bey benim iş yerim evime çok yakın yani buna gerek olacağını pek sanmıyorum"
"O zaman yemek, evet evet en iyisi bu olur. İş çıkışı seni alayım yemeğe çıkalım. İtiraz kabul etmiyorum bilesin."
Aklıma gelen sözlerle tekrar sinirlenmeme engel olamamıştım. Ne demişti o 'O adama bakmayacaksın, o hastanede çalışmayacaksın' görürsün sen sırf seni sinir etmek için çıkmazsam bu yemeğe.
"Ne itirazı Yiğit bey sizinle yemeğe çıkmak benim için büyük bir zevk."
"Tamam sen işin bitince beni ara seni almaya geleceğim. Akşama görüşürüz o zaman"
"Görüşürüz Yiğit bey"
Tam telefonu kapatmıştım ki yeniden çaldı.
"Yiğit bey herşeyi konuştuğumuzu sanıyordum"
"Geceeeee"
Telefondaki kükremiyi duymamla kim olduğunu anlamam gecikmedi. Hayır yani iş miydi şimdi bu, ikisi de anlaşmış gibi ard arda arıyorlardı mübarek.
"Ben sana o adamla görüşmeyeceksin demedim mi?"
"Ben de en son senin karışamayacağını söylediğimi hatırlıyorum"
"Anlaşıldı henüz gelmemiş dosya. Gelsin ben o zaman göstereceğim sana karışır mıyım karışamaz mıyım"
"Neyden bahsediyorsun sen, ne dosyasıymış bu"
Cevap veremeden telefonu yüzüme kapatmıştı.
"Pis adam ne olucak. Görürsün sen ama"
Sabah sabah yine sinirlerimi alt üst etmeyi başarmıştı. Telefonu cebime sokup mutfağa geçtim. Güzel bir kahvaltı hazırladıktan sonra Aslı'yı uyandırdım.
"Aslı kalk kahvaltı hazırladım."
"Ya Gece, uyicam ben. Sonra yaparım."
"Kalk diyorum kızım daha ne kadar uyuyacaksın"
"Git başımdannn"
"Tamam tamam bağırma masayı toplamıyorum ona göre."
"Offf, tamam git artık ya"
Yastığı kafama geçirmeden koşar adımlarla mutfağa ilerledim. Aslı uykuya çok düşkündü. Ne zaman onu uyandırmak istesem ne yalan söyleyeyim biraz korkardım doğrusu. Kahvaltımı yaptıktan sonra işe gitmek için evden çıktım.

KALBİMDEKİ ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin