Anne

628 24 13
                                    

Dudaklarımı dişlerimin arasına alıp kızaran yüzümle Kenan'a baktım. Neyse ki annesi içeriye girmemiş bize seslendikten sonra gitmişti. Kenan, yüzüne yerleşen çapkın gülümsemeyle tekrar üzerime doğru yürüyünce hemen yataktan kalktım. Zira bana parmağını değdirse kendimden geçip ona koşulsuzca teslim oluyordum.
"Canım biraz daha bal yemek istiyor bal gözlüm. İstersen kovanın kapağını aç da yemişken tam yiyeyim."
"Dikkat et kovandaki arılar malum yerlerini sokmasın Kenan. Sonra bal yiyeceğim diye zehirlenme de."
Arsız gözleriyle vücudumun her bir noktasını süzüyor benimle resmen bakarak sevişiyordu. Yanaklarımdaki kızarıklık vücuduma doğru yayılırken boğazıma takılan yumruyu güçlükle yuttum. Beline yerleştirdiği iri elleriyle tam karşıma gelip yüzünü yüzüme iyice yaklaştırdı. Ilık nefesi dudaklarıma çarpıyor, koyulan gözleri istekle dudaklarıma bakıyordu.
"Kovanın kapağını açacaksan zehirlenmeye razıyım"
Nefes alış verişlerim hızlanmış kalbim delice atmaya başlamıştı. Ondan biraz daha uzaklaşıp kendimi toparlamaya çalıştım.
"Kenan valla söz veriyorum açacağım ama annen bizi bekliyor. Zaten çok utandım. Yüzüne nasıl bakacağımı bile bilmiyorum."
Kenan tek adımda yanıma yaklaşıp kızaran yanaklarımı sevgiyle okşadı ve yüzümü iri ellerinin arasına aldı.
"Bu sözünü unutturmam ona göre bal gözlüm. Ayrıca annem konusunda da utanmana gerek yok ona nişanlı olduğumuzu söyledim."
Nişanlı mı ben doğru mu duymuştum. O az önce nişanlı olduğumuzu mu söylemişti. Yok ben kesin rüyadaydım. İrice açılan gözlerimle Kenan'a bakıp ellerimi kaslı kollarına doğru yönlendirdim ve gücümün yettiğince çimcirdim. Hiçbir tepki vermemiş tuhafça bana bakmaya başlamıştı. Yok o zaman ben kesin rüyadaydım. Emin olamayıp son bir kez daha kolunu çimcirdim. Acıyla dudaklarının arasından bir küfür savurdu.
"Siktir, bal gözlüm kolumla alıp veremediğin nedir"
"Ke...nan ben rüyada değilim değil mi az önce annene nişanlı olduğumuzu söylediğini duydum da"
Acıyla kolunu ovuşturup
"Evet de. Bunu test etmek için illa benim seksi kolumumu mu kullanman gerekiyordu. Bak sonra bu kollar sana ne zevkler yaşatacak. Sen şimdiden onlara kast etmeye başladın"
Arsız pislik. Ne zaman onunla konuşmaya çalışsam konuyu hep o noktaya getiriyordu. Sinirle dişlerimi sıkıp konuşmaya çalıştım.
"Kenan'cım istersen malum yerlerinin de zarar görmesini istemiyorsan sesini kes "
Ellerini teslim olurcasına kaldırıp arsızca sırıttı.
"Tamam tamam. Teslim oluyorum sen kazandın zehirli arı"
Aklıma gelenle ellerimi arkamda birleştirdim ve yüzüme yerleşen şapşal gülümsemeyle yerimde sallandım.
"Şimdi biz seninle nişanlı mıyız "
Kenan bir süre şaşkınca bana baktı. Elleriyle belimi kavrayıp beni kendine doğru çekti ve dudaklarımdan küçük bir öpücük çaldı.
"Öyle tatlısın ki bazen seni bu dünyadan ayırıp içime sokasım geliyor. Tüm kötülüklerden, bakışlardan uzak sadece benim olmanı istiyorum"
Dudaklarımı sıkıntıyla büzüp
"Ama bu soruma bir cevap değil hem ben senin içinde ne yapayım sıkılırım orada"
Gülümsemesine engel olamayan Kenan, alnını alnıma yaslayıp burnuma küçüp bir öpücük kondurdu.
"Evet nişanlımsın. Benimsin, ömrümsün, kalbimsin. "

Kalbim delice çarpıyor yerinden çıkmak istercesine kaburgalarıma basınç uyguluyordu. Boynuna doladığım ellerimle ona sıkıca sarıldım ve yüzümü boyun çukuruna gömdüm.
"Seni seviyorum"
Şimdilik ondan bu sözü duyamasam da bir gün duyacağımdan kesinlikle emindim. O kadar sıkı sarılıyordum ki onun kalbinin atışını göğüslerimde hissedebiliyordum. Sarılmamla bedeni gittikçe kasılmaya başlamış sonunda ellerini belimden çözüp beni kendinden uzaklaştırmıştı.
"O güzel göğüslerini biraz daha bana bastırmaya devam edersen annemi de es geçip sana hemen burada sahip olacağım bal gözlüm hadi aşağıya inelim."
"Odunsun Kenan odun. Aklın fikrin uçkurunda"
Kollarından sıyrılıp küsçe dudaklarımı büzdüm ve ona arkamı döndüm. Arkamdan tekrar belime sarılıp boynumu ard arda öpmeye başladı.
"Konu sen olunca o güzel yüzüne bakmak bile aklımı başımdan alıyor güzelim. Odunsam ver beni ateşe ısıtayım seni gecelerce ne dersin"
Yok bu iyice niyeti bozmuştu. En iyisi elimi çabuk tutup bir an önce bu odadan çıkmaktı. Ben farkında olmadan usta elleri çoktan göğüs uçlarıma baskı uygulamaya başlamıştı bile. Hemen kollarından sıyrılıp onu kendimden uzaklaştırdım.
"Artık aşağıya mı insek diyorum annen ikinci çıkarmayı yapmadan"
Yüzüne yayılan gülümsemeyle ellerini saçlarının arasından geçirdi. Şu an öyle yakışıklıydı ki şeker olsam erir yere yapışırdım.
"Tamam inelim"
"Şey ama ben ne giyeceğim. Kıyafetim yok ki."
"Dün geceki elbiseni giysen "
Aklıma gelenle sinirle ayaklarımı yere vurdum.
"Sanki elbise bıraktın ayı gibi parçaladın güzelim elbisemi"
Dolabına doğru ilerledi ve kapağını açıp karıştırmaya başladı. Bir süre sonra birşeyler bulmuş olacak ki dolabın kapağını kapattı ve elindekileri bana doğru uzattı.
"Yapacak bir şey yok mecburen bunları giyeceksin."
"Kenan bu resmen basketbolcu şortu bunun içinde kaybolurum ben. Olmaz ki bana. Offf neden bu kadar büyüksün keşke biraz küçük olsaydın"
Arsızca kısılan gözleriyle bana bakıp çapkınca sırıttı. Yine aklından ne cinlikler geçiyordu kimbilir.
"Dün gece ateşli bir hatun bu iri vücudu beğendiğiyle ilgili birşeyler fısıldamıştı kulağıma sanki"
"Hiçte bile ben öyle birşey söylemedim."
"Söyledin"
"Söylemedim"
"Söyledin"
"Söylemedim işte"
"Söylemedin"
"Söyledim"
Düştüğüm tongayla dudaklarımı ısırdım.
"Bak itiraf ettin söylediğini. "
Ellerimi birbirine dolayıp küsçe dudaklarımı büzdüm.
"Gıcıkk"
Yüzündeki gülümsemeyle elindeki şortu bana uzattı.
"Şu uçlarındaki ipleri sıkıştırırız ne yapalım başka çare yok."
Şortu elinden alıp tişörtün üzerine geçirdim. İpleri öyle çekmiştim ki resmen sonuna kadar gelmişti. Uçlarını bağladıktan sonra Kenan'a baktım.
"Oldu mu"
Kenan, yüzündeki tuhaf ifedeyle bir süre beni süzdü ardından kahkahalarla gülmeye başladı öyle ki gülmekten ağlama noktasına gelmişti. O güldükçe sinirleniyor kızarmaktan yüzüm yanma noktasına geliyordu.
"Kenannn..."
"Güzelim çıkar şunu yoksa bana müdahale etmek zorunda kalacaksın. Ah karnım ağrımaya başladı."
Hırsla üzerimdeki şortu çıkarıp yere attım. Sinirimden kudurmak üzereydim.
"Sana güvenende hata. Kenan bak sinirlendiriyorsun beni gülme artık"
"Elimde değil ne yapayım yani. Annesinin kıyafetlerini deneyen küçük çocuklara benzedin"
"Of Kenan of çekil önümden. Kendi işimi ben hallederim"
Dolaba doğru ilerleyip tekrar gömleklerine baktım. Sonunda üzerinde mavi çizgileri olan bir gömlekte karar kılıp onu aldım. Sonra kravatlarına tek tek baktım. İşime yarayacak olan siyahı bulunca onu da çekip aldım.
"Gülmeniz bittiyse Kenan bey arkanızı döner misiniz acaba"
"Onlarla ne yapmayı planlıyorsun."
"Bitince görürsün. Şimdi arkanı dön"
"Gece, güzelim sanki görmediğim şey. Her bir kıvrımın aklımda"
İşaret parmağını başına doğru kaldırıp
" Bir saniye olsun çıkmıyor buradan"
"Kenannnn, beni sinirlendirmek hoşuna mı gidiyor "
"Evet hem de nasıl. Sinirlenince daha bir seksi oluyorsun."
"Madem sen çıkmıyorsun ben de banyoda hallederim işimi. Afedersin ama sana güvenmiyorum bir tarafların kalkmış durumda. Karşında üstümü çıkarsam düşünmeden atlarsın üzerime."
"Banyoya dalıp atlamayacağım ne malum"
"Aşkım lütfen git artık aşağıya. Annen bu kız arsızlıkta mastır yapmış. Benim evde olduğumu bile bile oğlumu odaya kapattı diyecek sonunda"
Allah benim cezamı vermesin ben aşkım mı demiştim. Dilimi ısırıp irilen gözlerimle ona baktım. Ancak Kenan, hiç rahatsız olmamışa benziyordu. Aksine bir süre o da şaşkınca bana baktı sonrasında ise yüzünde oluşan geniş gülümsemeyle bana doğru yaklaşıp dudaklarıma kısa ama ateşli bir öpücük bıraktı.
"Bundan sonra sık sık senden bu sözü duymak istiyorum aşkım."
Aptal bakışlarım arasında beni bir kez daha öptükten sonra odadan çıktı. Aşkım, o bana aşkım mı demişti. Kendime okkalısından bir tokat patlatıp tekrardan rüyada olup olmadığımı kontrol ettim.
"Ahhh acıdı. Yok bu bir rüya değil kesinlikle gerçek. Allahım lütfen birbirimizin kaderi olalım lütfen bizi birbirimize bağla amin."
Ettiğim duadan sonra üzerimdeki tişörtü çıkardım. Gömleği giydikten sonra kravatı boynuma fiyonk tarzında bağladım. Her ne kadar aptalca olduğunu bilsem de izlediğim moda programlarının sonunda bir işe yaradığını görmek beni oldukça mutlu etmişti. Hala ıslak olan saçlarımı banyoya geçip kuruttum. Ardından fön makinesi ve tarakla elimden geldiği kadar düşleştirmeye çalıştım. Evet şimdi hazırdım işte. Son kez aynadan kendimi kontrol ettikten sonra odadan çıktım.

KALBİMDEKİ ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin