Davetsiz Misafir

551 29 0
                                    

Ellerini çenesinde birleştiren genç adamın yüzünde memnun bir gülümseme oluştu. Elindeki dosyada onu oldukça tatmin eden bilgiler vardı. Dosyada bulunan fotoğraflardan birini alıp uzun süre memnun bakışlarla inceledi.
"Kızı sevdim. Belli mi olur bu iş bitince belki de o da benim olur ha ne dersin İbrahim."
"Sizin isteyip alamadığınız hiçbirşey yoktur efendim."
"Başka neler öğrendin dökül bakalım"
"Avukatın sevgilisi anladığım kadarıyla bu kız. Bir de geçmişinde ünlü ressam Ada Özdemir'le bir ilişkisi olmuş"
"Kağan Özdemir'in karısı Ada'yla mı?"
"Evet efendim"
"Devam et"
"Sonrasında bildiğiniz üzere Ada hanım Kağan beyle evlenmiş. Baktığı davaların bilgilerine ulaşamadım çünkü şirket sahiplerinin eli kolu uzun olduğu için hepsini çok iyi bir şekilde gizlemişler. "
"Anladım. Peki Ada'yla avukatın ilişkisinden Mustafa Özdemir'in haberi var mı?"
"Hayır yok efendim"
"Şu avukatı bir ziyaret edelim ha İbrahim. Güzellikle anlatırız baktık anlamadı bizim dilde konuşuruz. Eee ne demişler nush ile uslanmayanı etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir."

************************************

             Kenan sıkıntıyla başını dava dosyasından kaldırdı. Kaç gündür düşünmemek için kendini işine veriyor ancak ne zaman çalışmayı bıraksa o kırgın bakışlar aklına düşüyordu. Gidişinden sonra onu bir süre uzaktan izlemişti. Ancak artık uzaktan izlemek de yetmiyor özlemi tüm hücrelerini esir alıyordu. O bal harelerine doyasıya bakmak, lavanta kokusunu içine çekmek, hasret kaldığı dudaklarını kanatırcasına öpmek istiyordu. Daha önce hiç böyle hissetmemiş, hiçbir kadına karşı böyle bir özlem duymamıştı. Kapının çalmasıyla daldığı düşüncelerden sıyrıldı.
"Girin"
"Kenan bey adının Yiğit olduğunu söyleyen biri sizinle görüşmek istiyor efendim"
"Tamam Demet gönder gelsin"
Yeni bir dava olmalıydı. Bu durumda bir dava daha almak ona iyi gelebilirdi. Ayağa kalkıp ceketinin düğmesini ilikledi ve müvekkilini beklemeye başladı. Ancak gelen kişiyle bu hayallerinden sıyrıldı keza karşısındaki adam yeni bir müvekkil değildi.
"Merhaba Kenan bey. Yüzünüzün şu halinden anladığım kadarıyla benim kim olduğumu biliyorsunuz."
"Beni görmeye geldiğine göre kurşunun işe yaramayacağını anlamış olmalısın Yiğit Kandemir"
"İbrahim görüyor musun bunlar hep senin hatan. Ben sana söylemiyor muyum silahla oynanmaz diye. Çocuk işte ne yaparsın atsan atılmaz satsan satılmaz sizden çok özür dilerim Kenan bey ben onun kulağını çekeceğim"
Kenan, pişkince sırıtıp kendini koltuğa bırakan adama baktı
"Bırak dalga geçmeyi de ne istediğini söyle?"
"Şimdi senden görüntüleri isteyeceğim vermeyeceksin en iyisi ben çözüm önerimi sunayım sen de düşün"
"Sana kısa kes dedim Yiğit"
"Hım kısa keseyim. İstediğin gibi olsun avukat bey. Şartım şu ya o görüntüleri yok eder benim avukatım olursun ya da Mustafa beye güzel bir açıklama yaparsın"
"Neden bahsediyorsun sen"
"Mustafa bey geliniyle aranda olanları duysa şirketin geleceğini etkileyecek davaları sana teslim eder mi dersin?"
"Sence Mustafa Özdemir bunu öğrense bile birşey yapabilir mi, her açığını bilen bir adama zarar verebilir mi?"
Kenan'ın bu sözüyle daha da keyiflenen Yiğit ayağa kalktı ve kapıya doğru yöneldi. Çıkmadan önce söylediği son sözler Kenan'ın aklını karıştırmış amacına ulaşmıştı
"Bunu duymam iyi oldu açıkçası seni buradan vurmak biraz sıkıcı olacaktı. Neyse ki eğlenebileceğim"
Büyük bir zevkle gülümseyen Yiğit'in gözlerinin önüne yine resimdeki kız geldi. O resme baktığından beri aklı fikri bu kızla dolmuştu.
"Mahkeme günü geldiğinde bu söylediklerine seni pişman edeceğim"
"Cık cık cık bu tutum sana hiç yakışmıyor. Neyse ziyaretin kısası makbul demişler hadi bize eyvallah avukat"
Kenan'ın ofisinden ayrılan Yiğit aracına binip oradan uzaklaştı. Bu sonraki işti şimdiki önceliği ona büyük meblağ kazandıracak olan teslimattı.
"İbrahim teslimatta bir değişiklik yok değil mi?"
"Yok efendim ayarladığımız gibi"
"Güzel"

KALBİMDEKİ ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin