Şüphe

588 27 6
                                    

Apartmanın önüne geldiğimizde Kenan arabayı uygun bir yere park edip bana bakmaya başladı. Dün gece aramızda geçenler ve her fırsatta bana dokunmasına rağmen hala ondan utanıyordum.

"Şey... Sen hazırlanmışsın ya istersen işini hallet ben eşyalarımı toplayınca eve geçerim."

Bana uzanıp şaşkın bakışlarım arasında emniyet kemerimi çözdü. Ardından yüzümü kavrayıp yavaşça beni kendine çekti.

"Hediyem"

Delicesine atan kalbim ve yanmaya başlayan yüzümle gözlerimi ondan kaçırdım.

"Ellerimi ateşe vermeyi mi düşünüyorsun bal gözlüm."

Yüzündeki gülümseme gittikçe solarken  ellerini belime yerleştirip sıkıca bana sarıldı.

"Seni istiyorum güzelim. Benden utanma artık. Dün gece kabuğunu kırdığımı sanıyordum. "

Koyulaşan siyahlarında boğulurken kuruyan dudaklarımı yalayıp zorlukla konuştum.

"Ben...ben... yapa...mam"

Dün ona koşulsuzca teslim olmuştum ancak bunu tekrar yapamazdım. Beni sevmediğini söyleyen bir adama tekrar kendimi veremezdim. Her seni sevemem dediğinde kalbim delicesine acı çekerken bunu yapamazdım.
Beni kolları arasından çıkarıp elimi kalbinin üzerine yerleştirdi. Delicesine çarpan kalbinin sesi avucumun içinde yankılanırken alnını alnıma yasladı.

"Hissediyor musun. Sadece bir bakışın kalbimi deli gibi attırmaya yetiyor bal gözlüm. Korkma, kaçma benden. Söz veriyorum sen istemeden sana dokunmayacağım."

Dolan gözlerimle ona bakıp ağlamamak için boğazıma takılan yumruyu yuttum.

"Özz...ür dilerim."

İri elleriyle yüzümü kavrayıp dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu ve yüzüne yerleştirdiği zoraki gülümsemeyle

"Peki, en azından hediyemin birazını verecek misin bana?"

Hafifçe başımı sallayıp gözlerimi kapattım.

"Aç gözlerini"

"Hı"

"Gözlerini aç"

Gözlerimi hafifçe aralayıp şaşkınca ona baktım. Ferah nefesi dudaklarıma çarparken çapkınca gülümsedi.

"Sen beni öpeceksin ben değil."

Dudaklarlarımı dişlerimin arasına alıp kararsızca dudaklarına baktım.

"Ama senden ateşli bi öpücük istiyorum yoksa sabaha kadar arabada öpüşmek zorunda kalırsın."

"Kenann..."

Yumruk yaptığım elimi göğsüne geçirip sinirle ona baktım.

"Ne, ciddiyim bu konuda ona gö...."

Elimle yüzünü kavrayıp onu kendime çektim ve dudaklarına yapıştım. Ne kadar bu yaptığımdan delice utansam da aptal cesareti dedikleri bu olsa gerekti. Dilimle dudaklarını aralayıp öpüşümü derinleştirdim. Alt dudağını dudaklarımın arasına alıp kanatırcasına emdim. Hırlarcasına ellerini belime yerleştirip beni kendine çekti ve gömleğimin açık yakasından göğüslerimi kavradı. Bu hareketiyle inlememe engel olamamış kendimi ona daha çok bastırırken bulmuştum. Telefonun çalmasıyla zorlukla dudaklarımdan ayrılıp nefes nefese telefonu açtı. Bir eli telefonu tutarken diğer eli hala göğsümü okşuyordu. Elini zorla göğsümden ayırıp onu kendimden uzaklaştırdım.

"Efendim Ahmet."

Bir süre karşısındakini dinledikten sonra bana bakarak arsızca sırıttı.

KALBİMDEKİ ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin