Kavga

464 25 5
                                    

Belime sarılan iri eller beni daha çok kendine çekip sıkıca sarıldı. Başımı boyun girintisine gömüp kokusunu derince içime çektim. Düzenli nefes alış verişlerinden anladığım kadarıyla uyumuştu. İçimi saran anlamsız korkuyla ellerim yüzünü buldu. Güzel yüzünün her bir noktasını ezberime yazarcasına okşadım. Uyumasından aldığım cesaretle hafifçe yükselip dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. Dudaklarımı dudaklarından ayırmadan tüm cesaretimi toplayıp yavaşça fısıldadım
"Seni seviyorum"
Telefonun çalmasıyla hemen ondan ayrılıp başımı tekrar boyun çukuruna gömdüm ve gözlerimi kapattım. Bir süre sonra telefon çalmayı bırakmış ancak Kenan uyanmamıştı. Merakıma yenilip onun kolları arasından çıktım ve telefonu almak için Kenan'ın üzerinden karşıya uzandım. Tam bu sırada dengemi kaybedip göğsünün üzerine düşmemle Kenan'ın uyanması bir oldu. Bir süre şaşkınca bana bakıp  ne olduğunu anlamaya çalıştı.
"Gece, güzelim iyi misin ne oldu"
Dudaklarımı dişlerimin arasına alıp üzgünce ona baktım ve göğsünün üzerinden kalkıp yatağa oturdum.
"Şey, telefonun çaldı. Tam bakacağım sırada... Özür dilerim seni de uyandırdım "
Daha fazla konuşmayıp başımı öne eğdim ve ellerimle oynamaya başladım. Bana doğru uzanıp yüzümü iri ellerinin arasına aldı gözlerimi gözleriyle birleştirip
"Bunun için mi üzgünsün şimdi. Özel gününde falan mısın bal gözlüm"
Yüzündeki alaycı gülümsemesiyle bana bakıp göz kırptı. O kadar utanmıştım ki yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Yüzümdeki ellerini çekip kızgınlıkla kaşlarımı çattım.
"Arsız adamın tekisin. Beni utandırmak hoşuna gidiyor değil mi."
"Utanınca daha seksi oluyorsun"
Daha fazla dayanamayıp yumruk yaptığım elimi göğsüne geçirdim. Tam bu sırada bileklerimden tutup beni kendine çekerek dudaklarıma yapıştı. Gittikçe derinleşen öpüşleri ona karşılık vermemle daha da ateşlenmiş  elleri bileklerimden ayrılıp göğüslerime doğru yol almıştı. Tam bu sırada telefonu tekrar çaldı. Dudaklarımı dudaklarından zorla ayırıp konuşmaya çalıştım
"Kenan, telefonun çalıyor "
"Boşver, çalar çalar kapanır"
Ellerimi göğsüne bastırıp onu kendimden uzaklaştırdım.
"Bu ikinci belki önemlidir açmalısın"
Son kez dudaklarıma küçük bir öpücük kondurduktan sonra yataktan kalkıp telefonu açtı.
"Efendim."
Bir süre karşısındaki kişiyi dinledi. Ardından boş gözlerle bana bakıp sıkıntıyla ellerini saçlarının arasından geçirdi.
"Ne zaman olmuş. Tamam hangi hastane "
Telefonu kapattıktan sonra hızla dolabıma ilerleyip takım elbisesini aldı.
"Kenan, ne hastanesi kötü birşey mi oldu?"
Ben de yataktan kalkıp ona doğru ilerledim. Aceleyle üstünü çıkarıp gömleğini giydi. Titreyen elleriyle gömleğinin düğmelerini iliklemeye çalışıyor ancak bir türlü beceremiyordu. Ellerini gömleğinden çekip düğmelerini ben iliklemeye başladım. İşim bitince soran gözlerle ona baktım. Ancak o hiç yüzüme bakmıyor ağzından tek bir kelime çıkmıyordu. Pantolonunu da giydikten sonra ceketini alıp hızla odadan çıktı. Tam kapıdan çıkmak üzereyken ona yetişip kolundan tuttum.
"Nereye gidiyorsun. Ben de gelmek istiyorum"
Kolunu elimden kurtarıp tek seferde kestirip attu
"Gelmiyorsun"
"Neden "
"Sana gelmiyorsun dedim bir kez olsun sözümü dinle"
Bağırmasıyla yerimden sıçramama engel olamamış, hissettiğim acı hisle öylece kalakalmıştım. Gözümden damlayan bir damla yaşı silip başımı hafifçe salladım.
"Niye bağırıyorsun ki şimdi sadece seninle gelmek istemiştim. Yanında olmak istemem suç mu"
Öne doğru eğdiğim başımı iri ellerinin arasına alıp beni kendine doğru çekti ve sıkıca sarıldı.
"Özür dilerim bal gözlüm özür dilerim. Eğer gelirsen üzüleceksin. Canın yanacak."
"Gelmek istiyorum"
Boğuk çıkan sesim hıçkırıklarımın arasında kaybolmuştu. Sonunda pes edip gelmemem konusundaki ısrarına son verdi.
"Tamam. Seni bekliyorum"

Üstümü giydikten sonra aşağıya indim. Kenan elinde telefonu, sıkıntılı bir şekilde karşısındaki kişiyle konuşuyordu.
"Durumu ne kadar ağır. Anladım nasıl  olduğu hakkında birşeyler öğrenebildin mi? Tamam ben yarım saate orda olurum"
Telefonu kapatıp arabaya geçti. Ben de bindikten sonra çalıştırdı. Yolculuk boyunca ne o konuşmuş ne de ben sormuştum. Bir hastanenin önünde durmamızla arabadan indik. Önce bir adım atmış sonrasında sıkıntıyla geri dönmüştü. Kenan'ın yanına gidip iri ellerini ellerimin arasına aldım.
"Ne oldu bilmiyorum. Anlatmıyorsun da. Ancak ben senin yanındayım. "
"Pişmanım"
Anlamayan gözlerle ona baktım.
"Neden"
"Aşık olduğum için. Aşk benim en büyük pişmanlığım oldu Gece. "
Hiçbirşey söyleyememiş öylece gözlerine bakmıştım.
"Bana aşık olma pişman olmak istemiyorsan beni sevme bal gözlüm."
Beni öylece bırakıp hastanenin içine doğru yöneldi. Bir süre arkasından boş gözlerle baktıktan sonra ben de hastaneye girdim. Kenan danışmaya birşeyler sormuş ardından asansöre doğru ilerlemişti. Ben de onu takip edip asansöre ilerledim.

KALBİMDEKİ ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin