Bölüm 2

803 70 12
                                    


(Umarım kitabımı beğenirsiniz ve ileri ki bölümlerde birlikte olmaya devam ederiz. yorumlarınızı ve tavsiyelerinizi bekliyorum. keyifli okumalar <3 <3)

(Medyada Şafak var:))

ŞAFAK

  Eskiden mutlu olmak için bir sürü neden var der ve ufak şeylere takılmadan hayatın tadını çıkarmaya çalışırdım ama artık böyle demek pek mümkün değildi benim için. Annemi ve babamı geçen yıl kaybetmiştim. Onların acısında henüz alışmamışken bir de canımı bile gözümü kırpmadan verebileceğim sevdiğim kız beni terk etti. Oysa onu o kadar çok seviyordum ki. Tüm arkadaşlarım aramızdaki ilişkinin bir gün biteceğini söylese de ben buna bir türlü inanmıyordum. Hatta birlikte yaşlanacağımızı düşünmüştüm. Maalesef yanılmıştım. Belki de annemle babamın ölümünden sonra onu çok boşlamıştım. Ancak acım bu kadar tazeyken onunla gülüp eğlenemezdim. Bu aileme ve bana çok büyük ihanet olurdu. Onları geri getiremeyeceğimi biliyorum fakat onun dönmesi için elimden gelen her şeyi yapardım. Tekrar benimle olmasını, birlikte vakit geçirmeyi, ben ders çalışırken dikkatimi dağıtmasını, ona kızmama rağmen bunu aldırış etmeyip beni güldürmesini, kahverengi uzun saçlarıyla oynayarak tüm gün ne yaşadığını en ince ayrıntısına kadar anlatarak beni sıkmasını özlemiştim. O zamanlar bunu yapıyor diye sıkılsam da o günleri mumla arar olmuştum. Uzun zamandır gerçekten mutlu olamıyordum çünkü. İnsanın yaşam enerjisi gidince her şey bitiyormuş. O pastel renklerde görünen dünyaya ne olmuştu? Neden birden bire tüm renkler solmuş, her yer siyah beyaz olmuştu? Kalbimin daha az acı çekmesini isterdim. Çünkü kaybettiklerimin arkasından çekilen acı dayanılabilecek gibi değil. Daha fazla dayanabileceğimi düşünmüyorum. Tek bir dileğim var o da, ona yeniden kavuşmak. Beni terk etmesi ve en yakın arkadaşımla olması bile önemli değildi. Sadece bana geri dönmesini isterdim. Hayatımın her anında onu görmek istememe rağmen neden şimdi yanımda değildi? Neden en yakın arkadaşıma gitmişti? İşte, bir gün bana olan aşkı bitti ve çekip gitti. Geriye sadece hatıralarını bıraktı.

Elimdeki fotoğrafını çekmeceye koyup yatağın üzerinde oturur pozisyona geçtim. Birkaç dakika etrafa boş gözlerle baktıktan sonra ellerimle gözlerimi ovuşturdum ve ayaklarımı yataktan aşağı salladım. Bu sırada sert bir şey ayağıma çarptı. Bir çerçeve. Annem ve babamla çekindiğimiz son fotoğraf. Fotoğraf çekinmekten ikisi de nefret ederdi. -Benim aksime.- o gün onları fotoğraf çekinmeye zorlamasaydım son hallerini belki de hiç hatırlayamayacaktım. Ne acıdır ki onlarla olan son anımı bile hatırlamıyordum. Aklıma yer etmiş birkaç anı vardı elbette ama son zamanlara dair hiçbir anı yoktu zihnimde. Babamla genelde tartışırdım. Yine o iğrenç işlerle uğraşan adamların yanında ayrılması ve annemin pastanesini ikisinin işletmesinde ısrar ederken kavga mı etmiştik yoksa sıradan geçen sakin günlerden birisi miydi? Şimdi annemin pastanesini teyzem ve ben işletiyorduk. Ve sınav haftamda bu gerçekten çok zor oluyordu. Özellikle de çocukların çalışmak için bu tarz yerler seçmesi burayı baya bir yoğunlaştırıyordu. Bu yıl üniversiteye geçtiğim için daha çok çalışmam gerekecekti. Yani teyzeme pek faydam dokunmayacak. Bu yüzden bize yardım edecek birisini işe alsak hiç de fena olmazdı. Yeni bir çalışan şarttı.

Çerçeveyi diğer fotoğrafı koyduğum çekmeceye koyarak odamdan çıktım. Burnuma gelen güzel kokulardan ve kap kaçak seslerinden teyzemin çoktan uyandığı anlaşılıyordu. Sesleri ve kokuyu takip ederek mutfağa gittim. Mırıldanarak şarkı söylüyordu. Tıpkı annem gibi.

"Günaydınlar Selvin Hanım." dedim yanağından kocaman öperek.

"Bugün pek mutlusun." dedi gülümseyerek.

KİRALIK KATİL (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin