(Bölümün sonunda yazardan ufak bir spoiler var DİKKAT!)
ŞAFAK
Aybüke ve Alparslan kantinde oturmuş başlarını telefonlara gömmüşlerdi. Yanlarına gittiğimde ikisi de meraklı gözlerle bana baktılar. Ne olduğunu bilmiyorlardı ve deli gibi merak ediyorlardı.
"O kızı artık bize anlatacak mısın?" diye sordu Aybüke. O genelde bu kadar meraklı bir kız değildir ama Armina onu bile meraklandırmıştı.
"Armina, sevdiğim kız." dedim özgürce ve ağzımdan çıkan bu kelimeler bana kendimi iyi hissettirmişti.
"Bunu anladık zaten. Sonuç ne?" dedi Alparslan.
Sonucun ne olduğunu bende bilmiyordum. Bildiğim tek şey artık ona daha yakın olduğumdu. Zamanla aramızdaki mesafeler kapanacak ve korkular yenilecekti.
"Yakında her şey yoluna girecek." dedim. "Onun için bir şeyler yapmak istiyorum bana biraz akıl verin."
"Gözlerin parlıyor." dedi Aybüke şaşırmış bir şekilde yüzümü incelerken. "Gerçekten de tüm sıkıntın bu kızın senden uzak olmasıymış. Şimdi yüzüne renk gelmiş. Gözlerinin içi gülüyor."
"Eee aşk insana iyi geliyor, diye boşuna söylemiyorlar." dedi Alparslan sırtıma yavaşça vurarak.
"Birlikte bir şeyler yapmak istiyorum ama okulu ve işi var."
"Sende işe gitmeden gör onu." dedi Aybüke.
"Öyle yapmayı düşünüyorum zaten yoksa hiç görüşemeyeceğiz. Tekrar bize taşınmasını ve bizim pastanede çalışmasını istedim ama kabul etmedi."
"Ne yani önceden sizin evde mi kalıyordu?" diye sordu ikisi de aynı anda yüzüme şaşkınca bakarken.
"Size söylemedim mi?"
"Demek kız seninle sürekli dip dibe olduğun için sana kapıldı." Dedi Alparslan.
"Ne yani başka şartlarda benden hoşlanmaz mıydı?" dedim Alparslan'a tek kaşımı kaldırıp bakarken. Aslında benden hoşlandığını söylememişti. Ben de ona söylememiştim. Sadece birbirimizi özlediğimizi söylemiştik.
"Ben olsam bakmazdım." dedi burun kıvırarak. "Üstelik bu kızlar sende ne buluyor anlamıyorum. Sen söyle Aybüke yakışıklı mı şimdi bu?"
Aybüke utanarak gözlerini bizden kaçırdı ve cevap vermekte zorlandı.
"Cevap versene." diye ısrar etti Alparslan.
"Aslında ben de başta senin benimle konuşmana bu yüzden müsaade etmiştim." dedi Alparslan'a beklenmedik bir şekilde. "Şafak'ı hoş bulduğum için seninle konuşarak ona yakınlaşmak istemiştim."
Alparslan yüzüne tokat yemiş gibi şaşırdı. "Gerçekten benimle bu yüzden mi konuştun?"
"Başta evet. Ama seninle ilk buluşmamızda Şafak gelmediğinde senin de çok tatlı ve iyi biri olduğunu düşündüm. Bu yüzden de arkadaşlığımızı devam ettirdim. Eğer sana karşı iyi şeyler hissetmeseydim Şafak'ın başlardaki soğuk davranışlarına katlanmazdım."
"Böyle düşündüğünü öğrendiğim iyi oldu." dedi masadan kalkarak.
"Saçmalama oğlum gel otur." dedim ama beni dinlemedi. Arkasına bile bakmadan gittiğinde Aybüke de peşinden gitmek zorunda kaldı. Alparslan'ı daha önce hiç tirip atarken görmemiştim ve bu biraz garipti. Alınmasının sebebinde ben de olduğum için suçlu hissettim. Umarım Aybüke fazla uğraşmak zorunda kalmadan Alparslan'ın gönlünü alabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRALIK KATİL (TAMAMLANDI)
AkcjaNeden yalan söyleriz? Korumak için ya da örtbas etmek için mi? Oysa hepimiz biliriz bu yalanların bir gün gün yüzüne çıkacağını. Yine de deneriz. Belki bu sefer olur, belki bu sefer daha iyi sonuçlar elde ederiz, belki bu sefer diğer hepsinden daha...