Bölüm 21

246 19 0
                                    


ŞAFAK

5 AY SONRA...

Aybüke tüm sabrıyla bana ders anlatmaya devam ediyordu ve ben tüm çabalarına rağmen anlamıyordum. O da ben de bu ders olayından sıkılmış olsak da benim bu konuyu anlamam için çabalıyordu. Açık kestane renginde olan saçlarını kalem yardımı ile toplamıştı. Siyah kemik gözlerindeki kahverengi gözleri ise pür dikkat kitaptaydı. Arada bana da bakıyordu ama daha çok kitaba bakarak anlatıyordu. En sonunda sustu ve bana baktı.

"Şimdi anladın mı?"

Başımla onayladığımda yorgun bir galibiyet sevinciyle başını kitabın üstüne koydu.

"Bir an hiç anlamayacaksın sanmıştım."

"Dikkatimi toplayabilsem anlarım ama yapamıyorum."

"Cumartesi saat iki de randevun var demiştim, hatırladın değil mi?"

"Gitmek istemediği söylemiştim ben de, sen de bunu hatırladın değil mi? Benimki çözülebilecek bir sorun değil." Armina'nın kanlar içinde yerde yattığı hali gözümün önünden bir an bile gitmezken nasıl olurda dikkatimi uzun süreliğine toplayıp Armina'dan uzaklaşabilirdim ki?

"İtiraz etme gibi bir şansın yok. Randevuyu aldım bile. Sadece psikologla biraz konuşacaksın o kadar."

"Hayır."

"Lütfen!" dedi gözlerimin içine yalvararak bakarak.

"Kabul et işte." dedi Alparslan kitaplarını masanın üstüne bırakarak yanıma otururken.

Bir kez daha Aybüke'nin gözlerine baktım. Israrcıydı. "Tamam." dediğimde öndeki dişleri ortaya çıkacak şekilde gülümsedi. Oldukça sevimli bir kızdı.

"O zaman hadi toparlan." diyerek ayağa kalktı.

"Saat daha on bir." dedim kol saatimi ona doğru uzatarak.

"Oraya gitmiyoruz zaten."

"Nereye?" diye sordu Alparslan.

"Karnım acıktı. Önce yemek yiyelim."

"Bana uyar." dedi hemencecik kitapları bırakıp ceketini giyerken. Ben de yavaş yavaş kitaplarımı topladım ve onların peşine takıldım.

"Şimdi sizi mükemmel bir yere götüreceğim. Son zamanlarda en sevdiğim yer. Çok sağlıklı yiyecekler yapıyorlar."

"Tabii fiziğini koruman için şart." dedi Alparslan.

Aybüke, sağlıklı yaşamaya çok özen gösteriyordu. Düzenli olarak beslenip düzenli olarak spor yapıyordu. Teniste de çok başarılıydı. Onunla da tenis sayesinde tanışmıştık zaten. Alparslan bir gün kız tavlamak için gittiği tenis maçına beni de götürmüştü. O etrafta güzel kız ararken Aybüke'yi gözüne kestirmişti ve onunla sohbet etmeye başlamıştı. Ama sohbet istediği gibi gitmemişti ve Aybüke'yi sevgilisi değil kankası yapmıştı. Bundan dolayı pek şikâyetçi değil aslında. Çünkü üçümüz gayet iyi anlaşıyoruz. Alparslan çoğu zaman çapkınlık yapmak için bizi kullandığında buna sinir olsak da eğleniyorduk.

Restoranda kendimize güzel bir yer bulduk. Restoran klasik bir dekorasyona sahipti. temiz ve güzeldi.

"Buraya çok güzel kızlar geliyordur." dedi Alparslan ve kısık bir sesle ekledi. "Çalışanları bile çok güzel. Şu sarışına baksana." diyerek kaşlarıyla iki masa ötemizdeki masanın yanında dikilen garson bir kızı işaret etti.

"Saçmalama." dedi Aybüke kızarak. Daha sonra muzip bir gülümsemeyle "Şuradaki sarışın kız daha güzel." dedi. Onun kızdığını düşünmüştüm ama o sadece eğleniyordu.

KİRALIK KATİL (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin